Evvet, yeni bölümle karşınızdayım arkadaşlar. Bir önceki bölümdeki yorum ve voteler için çok teşekkür ederim. Hikayemizde yavaş yavaş çeşitli elektriklenmeler, çarpıntılar, kısa devreler gerçekleşmeye başladı. Bu bölüm nasıl oldu bilmiyorum. Anıl abarttı gibi geldi ama silmeye de gönlüm el vermedi. 'Bir kere de abartsın be Nur Akyol, ne olacak sende!' diyerek gazı verdim kendime. Anıl'daki duygu değişiklerinin sebebi nedir acaba?
Pasta ve pasta yapmak hakkında bir şey bilmem. Google Amca sağolsun. : P
Multımedia: Aslı ve Gaye. : ))
***
''Aslı...''
Hay zıkkımın bin kökü! Tam rahatlayacağım diyorum, hazır Gaye de uyudu, elimi tereyağı kıl ilişkisine dayanarak çekmeyi amaçlıyorum, hani bir ihtimal Anıl da uyumuştur diye düşünüp kendimi rahatlatıyorum olmuyor, yine ve yine olmuyor! Uyumamış! Sabır!
''Aslı...''
Adımdan bir kez daha Anıl sayesinde nefret etmiştim. Onunla tanışmadan önce adımı severdim ben. Anıl! Sus lütfen uyumaya çalışıyorum. Ayrıca tasını, tarağını toplayıp beynimden de toz olur gidersen çok sevinirim. Ancak o zaman huzura erebileceğim. Lütfen sus ve git, uç ve git, toz ol ve git. Tamam, hangi yolla olursa olsun yeter ki git!
''Uyumadığını biliyorum.''diyen Anıl üzerine bir de elimi sıkmak gibi bir gaflette bulundu. Tenlerimiz birbirine yeterince değiyordu. Daha fazlasına ne gerek vardı? Elimi açık açık tutuyordu, terbiyesiz! Hiç utanma yoktu bu adamda, hem de hiç!
Elimi birazcık çekmek istediğimde tenimin üzerindeki baskı bin kat arttı. İçimdeki vahşinin dışarı çıkmasına da ramak kaldı. Saliseler içinde onu görebilirdiniz. Yani uyarıyorum, çek elini be adam!
''Bana bakar mısın? Lütfen...''
Çığlık atıp 'Neden ben? Ben bakmam sana devlet baksın!' demek istesem de sıkı sıkı kapatmak için ultra büyük bir çaba harcadığım gözkapaklarımı yukarı kaldırdım. Günlük ekşın kotamı henüz doldurmamış olmalıyım ki macera kaldığı yerden, daha da şiddet kazanarak devam ediyordu!
''Bu gün... Nereye gittin?''
Oh! İnanamıyorum. Bunu bana bu saatte, bu haldeyken sorduğuna gerçekten inanamıyorum! Tamamen anlık bir tepki ile başımı yastıktan kaldırdım ve yüzüne baktım. O an gözlerinde gördüğüm tek şey aşırı merak duygusundan başka bir şey değildi. Aklımı kaçıracaktım!
''Seni ilgilendirmez.''diyerek açık kale oynayıp ustaca trip attığımda içimden kendimi tebrik ettim. Haklıydım ama... Gerçekten ilgilendirmiyordu. Ayrıca bu soruyu sormak için çok geç kalmıştı. İlk eve girdiğimde görmezden gelinmiştim. Şimdi neden merak ediyordu?
Elimi ikinci kez çekme girişiminde bulunduğumda baskı iki bin kat arttı. Kan dolaşımımın durması an meselesiydi.
''İlgilendirir.''diyerek sert bir tonla konuştuğunda, itiraf etmeliyim, alttan alttan gelen bir ürpertiyle tırsmaya başladım.
''İlgilendirmez!''diyerek kuyruğu ne olursa olsun dik tutma adlı çalışmayı bizzat uygulayarak açıkça meydan okuduğumda elimin üzerindeki baskı üç bin kat arttı. Parmaklarım... Onlara ihtiyacım var lanet olası, orantısız güç uygulayan, asla oyunu kurallarına göre oynamayan ADAM!
Elimdeki baskı aniden hafifleyip yerini hafif bir dokunuşa bıraktığında önce şaşırdım, sonra yine şaşırdım, sonra bir kez daha şaşırdım. Şaşkolozun tekine döndüğümde artık her şey için çok geçti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aranan Anne Bulundu! | Tamamlandı
HumorHayata, dertlere, sıkıntılara kısa bir mola! Azıcık gülmek isteyenler buraya :)