31.Bölüm

26.8K 1.7K 182
                                    

Herkese yeniden merhabaa : )) Yeni bir bölüm daha sizlerle.  Biraz çökük bir ruh haliyle yazdım bu bölümü. Bu aralar pek keyfim yok neden bilmiyorum. İyi hissetmeyince, daha çok yorgun olunca da komedi yazmak biraz işkence olabiliyor : ))


Siz bu bölümü okurken ben muhtemelen bir önceki bölümdeki yorumlara cevap veriyor olacağım ve yeni yorumlarınızı bekliyor olacağım. Keyifli okumalar dilerim. Lütfen bölümü beğendiyseniz yıldıza basmayı unutmayın. : ))


Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.



Diğer sosyal medya hesaplarım:

instagram : dusler_diyarim

Facebook Sayfası: Düşler Diyarım

Facebook Grubu: Nur Akyol - Düşler Diyarım

Facebook hesabım: Nur Akyol


***


Tabak krizini olası bir felakete çevirmeden atlatabilmiştik ya da sadece ben öyle sanıyordum. Belki de çoktan krizlerin babasının içine balıklama dalmıştık. İlk defa soğukkanlı davranıp ani hareketlerde asla bulunmayarak pek sahte kocamın tişörtünü benimsemiş, eh biraz da sıkmış ellerimi çözdüm. Bu işlemi yaparken oldukça dikkatli ve yavaştım. Yemin ederim hiçbir terslik olmadı!

Aramızdaki tabaklara yönelip alttan kavradım. Her şey kontrolüm altındaydı. Tabaklar düşmeyecekti. Geri çekilmek için bir adım geri attığımda engele takıldım. Elbette Anıl gibi kocaman bir engelden bahsediyordum ve elbette eli hala sırtımın orta yerinde duruyordu. Tabakları kurtarmıştım. Neden hala o eli orada duruyor ve beni şekilden şekle sokup ter havuzunda yüzdürüyordu? Kokacaktım birazdan yani. Uzaklaşmayı denemiştim. Bırakmamıştı! Hatta beni biraz daha çok kendine yaklaştırmış olabilirdi.

''Aslı...''dedi. Saçlarıma doğru üfleyen nefesi kalbime kötü kötü şeyler yapıyordu. Aynı zamanda korku da konup yerleşmişti. Sakin olmam gerektiğini 3785 kez kendime hatırlattıktan sonra bile nefes alırken titriyordum. Aynı zamanda kafamı duvarlara çarpmak isteyecek kadar da kendime kızıyordum. Neden Anıl? Neden kalbim? Neden onu seçtin ki şimdi durduk yerde... Hayır, onu geçtim titremek nereden çıktı?

Başımı güçlükle kaldırıp yüzüne kararsız bir ifadeyle baktım. Gözlerindeki ifadeyi garipsedim. Sadece bakmıyordu. Çırılçıplak hissetmemi sağlayacak kadar, beynimin içinde neler döndüğünü bilecek kadar derin derin süzüyordu. Bir şeyleri tartar gibiydi, hayır daha fazlası! Of yeter!

''Tabaklar... Tuttum.''

Güldü. İki kelimeyi bir araya getirip cümle kuramamıştım. Ama suç benim değildi. Ortam geriyordu. Gelemiyordum beklemeli, sıkıntılı durumlara. Herkes biliyordu.

Aranan Anne Bulundu! | TamamlandıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin