41.Bölüm

25K 1.6K 119
                                    

Herkese yeniden merhabaa :)) Yeni bölüm sizlerle. Keyifli okumalar dilerim. Yorum yapmayı ve oy vermeyi unutmayın. : ))

Aslı'nın saçları. :)) Vay canına cidden havalı oldu.

Ve son olarak bir sonraki bölüm muhtemelen final olacak dostlarım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Ve son olarak bir sonraki bölüm muhtemelen final olacak dostlarım. Bu hikayenin bitmesine sanırım sayılı günler kaldı. Bu yüzden biraz üzgünüm. :(( Daha fazla uzatıp sıkmak niyetinde değilim. Bu yüzden final bölümde görüşmek üzere. :))

Güzel bir günün haberini veren güneş ışınları gözlerime denk gelecek şekilde etrafı aydınlatıyor, uykumdan uyandıracak kadar rahatsızlık veriyordu. Tembellik duygularım kabarmıştı. Uyumak, uyumak ve daha fazla uyumak gibi içimde hızla artıp büyüyen bir istek vardı. Uyku güzeldi, uyumak güzeldi. Kötü olan tek şey bu güzel rahatlığı çalmaya çalışan gıcık güneşti. İsteğim dışı yan döndürüldüğümde rahatlamıştım. Güneş artık yüzüme direkt vurmuyordu.

Büyük bir dertten kurtulmuş gibi derin bir nefes alıp bıraktım. Elimin kenarına konan öpücük, itiraf etmeliyim, hoşuma gitmişti. Ancak gözlerimi açmak hala imkansız gibiydi.

''Uyan artık. Uykucu!''diyerek isyan bayraklarını kulağıma çekici bir sesle fısıldayarak diken Anıl'a hak veriyordum. Ama hak vermeniz gereken bir konu var. Deli gibi yorgundum. Parmağımı kıpırdatacak kadar güce bile sahip değildim ve en önemlisi... Canım uyanmak istemiyordu!

''Aslı...''

''Aslı...''

''Kime diyorum?''

Tembellik tatlıydı. İyiydi, hoştu. Uyanmaya niyetimin olmadığını anlayan pek sahte – pardon artık sahte değildi – pek gerçek kocam... Böyle de uyumlu olmamıştı!

Artık sabrı kalmamış olmalı ki doğrudan yatağı dolaylı yoldan da beni sarsmaya başlamıştı. Önceden denediği öpücük taktikleri hiçbir işe yaramamıştı. Yatak bu zelzeleye dayanamayıp kırılırsa suçu üstlenmeyecektim. Rahat bıraksa olmaz mıydı?

Tam o anda duyduğum ikinci ses Anıl'ın başaramadığını on numara başarmış, gözlerimi fal taşı kadar açıp cin çarpmış gibi olmama neden olmuştu!

''Neden beni içeri almıyoysunuz! Aslı'yı ösledim ben baba! Açşana kapıyı.''

Gaye! Nasıl kalktım, nasıl üzerimi giyindim, nasıl odayı topladım inanın bilmiyorum. Minik sarı ördeğim kapıda adeta kıçını yırtarken pire gibi dolanıp, cevap veremeyeceğim sorulara yakalanmamak için kanıtları yok ettim. Anıl da karşımda durmuş boş boş dikiliyordu. Ona anlamsız bir bakış attım. 'Ne var?' tarzında dik dik bakma pozisyonundan bahsediyordum.

''Uyku halinden uyanıklık haline geçiş hızı konusunda bir numarasın Aslı.''deyip güldü ve beni yürekten gelen bir coşkuyla alkışladı. Eline vurup susmasını işaret ettim. Aynı zamanda gülümseyip kısık bir sesle cevap verdim.

Aranan Anne Bulundu! | TamamlandıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin