Not: Selam dostlarım... Yeni bölüm sizlerle. Bu biraz geçiş bölümü gibi bir şey oldu. Umarım beğenirsiniz :)) Yorumlarınızı eksik etmeyin. Keyifli okumalar :)
Bir gün babama kızın karşına çıkacak hem de bir adamla gelecek hatta adamın elini tutup ''Biz evleniyoruz babacım.''diyecek deseler babamın vereceği cevap aynen şu olurdu:
''O adamın kafasını kırar eline veririm. Kimin kızıyla evleniyormuş ulan!''
Ayş! Bende az önce söylediğimin benzerini bir anda yapıvermiştim işte. Anıl hemen evlenmemiz konusunda son derece ısrarcı davranınca durumu kıvırmak, eh biraz da ertelemek için annem ve babamla tanışması gerektiğini söylemiştim. Cümleler ağzımdan o kadar seri çıkmıştı ki ben bile ne dediğimi tam olarak anlayamamıştım. Anıl'ın cevabı ise ''Hemen gidelim.'' olmuştu. Resmen yıkılmıştım!
Kalan bir parça umudumda pır diye uçup gittiğinde Anıl'ı daha fazla oyalayamayacağım anlaşılmıştı. Annemler İzmit'te oturuyorlardı. Kendilerine ait iki katlı olabildiğince geniş bir evleri vardı. Babam bahçe işlerine merak salmıştı. Emeklilikten sonra İstanbul'u terk etmişler, oraya yerleşmişlerdi.
Arada bende giderdim yanlarına. Aslına bakarsak her hafta sonu buradaydım. Tek çocuksanız ve babanızın prensesiyseniz aileden kolay kolay kopamıyordunuz. Kopmak isteyen kimdi!
Babamın yüzüne inme inmişti. Konuşmuyor, hiçbir tepki vermiyordu. Karşısına geçmiş, dimdik durmuştum. Anıl'ın elini tutuyordum. Sıkıntılı bir şekilde nefesimi verdikten sonra nokta atışı yaparak direk konuya dalmıştım. Kalp krizi geçirmese iyiydi!
''Ben bu adamla evleneceğim.''
Annemin yüzünde güller açmaya başlamıştı. Evde kalacağım konusundaki büyük teorisi gerçekleşmeyecekti. Sonunda birini bulmuştum ve o da artık huzura ermişti. Ay ne büyük ironi!
Anneme kaş göz işareti yapıp Anıl ile birlikte odadan çıkmalarını söylemiştim. Hayatında bir kez ve son kez beni anlamıştı ve suratıma bön bön bakıp ''Ne? Kızım kaş göz yapmasana. Ne diyeceksen açıktan söyle.''dememişti. Bunun için minnettardım. Sırf bu yüzden sayamayacağım kadar çok rezil olmuştum.
Annem ve Anıl uzaklaşırken bende babama dönmüştüm. Kocaman göbeği, bodur boyu, bembeyaz saçları ve tontiş yanaklarıyla karşımda klasik bir aile babası duruyordu işte. Hala konuşmuyordu. Anıl'a bakarken sağ gözünün seğirdiğini görmüştüm. Sanırım sinirlenmişti. Eh bunu bekliyordum. Nedense hiç şaşırmamıştım!
Babamın hayali benim turşumu kurmaktı. Ben evlenmeyecektim. Aramıza üçüncü bir şahıs girmeyecekti ve mutlu mesut yaşayacaktık. En karmaşık denklemlerden bile daha karmaşık bir adet babanız varsa hayat cidden sordu. Benim turşum acı olurdu be!
Bir süre sessiz kalıp düşünme pozu aldım. Beynimde tilkiler fink atıyordu. Nasıl kanına girsem de ikna etsem diye düşünüyordum. Yoksa babam Anıl'ı bir kaşık suda boğup öldürürdü. Aslında kulağa çok kötü bir fikirmiş gibi gelmiyordu. Bende evlenmekten kurtulurdum işte. Ama Gaye babasız kalırdı. Dertliyim dertli!
Etrafıma bakındım. Kimsenin olmadığını görünce cici kız maskemi hemen yüzüme geçirmiştim. Anıl'ın kızının hayatı, mutluluğu -her bir şeyi- benim rol yapma kabiliyetime bağlıydı. Ben ve rol yapmak! Bunu başarabileceğime inanabiliyor musunuz? İnanmak başarmanın yarısı derlerdi. Tam bir saçmalık!
Başımı iyice öne eğip dudaklarımı büzmüştüm. Babam bana dayanamazdı. Bunu çok iyi biliyordum. Bana olan zaafından yararlanmam gerekiyordu. Aslında küçük bir plan da yapmıştım. Planlar hayat kurtarır!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aranan Anne Bulundu! | Tamamlandı
HumorHayata, dertlere, sıkıntılara kısa bir mola! Azıcık gülmek isteyenler buraya :)