12. Bölüm

34.3K 2K 74
                                    

Not: Bölüm yine kısa oldu farkındayım ama bu hikayede ne yaparsam yapayım uzun yazamıyorum. Uzatırsam sıkılacakmışsınız gibi geliyor arkadaşlar. Kusura bakmayın lütfen. Bu ara hayatımı rayına oturtmaya çalışıyorum. Üniversite ve İstanbul trafiği arasında biraz sıkıştım. Bölümün.geç gelmesinin nedeni bu. : ) Aramıza Gaye katıldığında daha adapte olmuş bir şekilde yazabileceğimi düşünüyorum. Çocukları severim ve onun için de güzel planlarım var.

Yeni bölüm sizlerle. Yorum ve vote eksik etmezseniz çok sevirim. :) Simdilik hoşçakalın. Keyifli okumalar dilerim.

Yüzüyordum. Kulaçları ardı ardına atıyor, bedenimi ustalıkla kıvırarak yılan gibi yüzüyordum. Anıl'ı önemseyemeyecek kadar gevşemiştim. O sarı yellozla ne yaptığı umurumda değildi. Ne yapıyor olduğu, o kızın neresine dokunduğu benim için zerre kadar önemli değildi.



Bakın yine aklıma gelmişti!



Sinirlerim bozuluyordu. Gereksiz yere sinirlenmekte üstüme yoktu. Az önce ne demiştim? Anıl'ı umursamayan beynim nerelere kaçmıştı?



Yüzmeye devam ettim. Anıl'dan hıncımı alırcasına yüzüyordum. Ciğerlerim sıkışıp daralınca yüzeye çıkıp nefes almayı unuttuğumu anladım. Hepsi Anıl yüzündendi. Onu düşünmek bana zarar veriyordu. Nefes almayı bile unutmuştum!



Tam başımı kaldırıp ciğerlerimi rahatlatacakken bir el belimi sımsıkı kavradı ve beni aşağı doğru çekti! Batıyordum. Nefesim tükenmişti. Yüzeyden git gide uzaklaşıyordum!



Bir an bocalayıp ne yapacağımı şaşırsam da toparlanmam uzun sürmedi. Nefes almaya ihtiyacım vardı! Belimi saran güçlü kollardan kurulamak için çırpınmaya başladım. Çırpındıkça daha çok dibe batıyordum. Kimdi bu? Beni öldürmek istediği kesindi.



Korku bedenimi etkisi altına alırken daha fazla tutamayacağımı bildiğim nefesimi yavaş yavaş boşaltmaya başlamıştım. Gözlerim yanıyordu. Sanırım bu gün ölecektim.



Belim anlamadığım bir sebepten ötürü aniden serbest kalınca can havliyle yüzmeye başladım. Çok yorulmuştum. Yüzeye çıkarken tükendiğimi hissediyordum. Sonunda nefes alabildiğimde ciğerlerim tam anlamıyla bayram etmişti. Uzun soluklu birkaç nefes aldım. Az kalsın boğuluyordum.



Nihayet kendime gelip gözlerimi açtığımda karşımda Anıl'ı görmeyi beklemiyordum. Sinirli görünüyordu. Fazlasıyla kızgın...



"Bununla havuza nasıl girersin?!"diyerek kükrediğinde beni boğmaya çalışanın kim olduğunu öğrenebilmiştim. Anıl... Ne yapmaya çalışıyordu? Beni öldürmek isteyecek kadar kötü ne yapmış olabilirdim? Bu adamın benimle derdi neydi!


"Manyak mısın sen! Ölüyordum!"diyerek cırladığımda öfkeli gözleri endişe ile doldu. Yüzünde durumun ciddiyetini yeni anlıyormuş gibi bir ifade vardı. Bunu görmezden gelip öksürmeye başladım. Boğazım yırtılana kadar öksürdüm. Aynı zamanda nefes almaya çalışıyordum. Bu adam psikopatlık sınırını cidden aşmıştı.



Anıl yanıma yüzüp elini sırtıma koyduğunda geri çekilerek ondan uzaklaştım. Öksürmeye hala devam ediyordum. Boğazım acıyordu.



"Aslı... İyi misin?"



Sesi dehşet ve pişmanlık doluydu. Lanet olası adam! Ne yapmaya çalışıyordu? Havuzdan çıkıp çabucak elbisemi üzerime geçirdim. Eşyalarımı çantama tıkıştırıp elime aldım. Öksürme şiddetim azalmıştı. Nefes almaya ve unutmaya çalışıyordum ama unutmak konusunda başarılı olamıyordum. Bunu neden yapmıştı!

Aranan Anne Bulundu! | TamamlandıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin