EK BÖLÜM 2

13.7K 827 65
                                    

Selam canlar. Nasılsınız? İnşallah iyisinizdir. Ek bölümlerin ikincisi sizlerle. Bu bölümü yazarken yüzümde hep tatlı bir tebessüm vardı. Annelik nasıl bir duygu bilmiyorum. Sadece hayal ettim. Hatalarım elbet vardır. Hikayemizi okuyan anneler kusurum varsa söylesin ki bu ek bölümleri daha iyi yazabileyim. : )

EFENDİM BİR KONUDA ŞİKAYETİM VAR. YORUM İSTİYORUM. GEÇEN BÖLÜM TOPLASANIZ 13 KİŞİ YORUM YAPMIŞ. OLMAZ Kİ BÖYLE. SİZİN İÇİN BAŞLADIM BEN EK BÖLÜM YAZMAYA. DEVAM ETMEMİ İSTİYORSANIZ YORUM YAPMAKTAN  OY VERMEKTEN KAÇINMAYIN, RİCA EDİYORUM. : )

BİR ÖNEMLİ NOKTA!

OYUNCAKÇI LEVENT ABİMİZİN HİKAYESİ YAZILIYOR. UÇURUMUN KIYISINDAYIM ADI. PROFİLİMDEN ULAŞABİLİRSİNİZ. SADECE İSMİNİ DEĞİŞTİRDİK, ÇINAR YAPTIK. HALA BİLMEYENLER, İLK DEFA DUYMUŞ GİBİ TEPKİ VERENLER VAR. PROFİLİMİ TAKİP EDİN, INSTAGRAM HESABIMI BIRAKIYORUM HER ZAMAN ALTA. HER TÜRLÜ İRTİBAT KURMAYA ÇALIŞIYORUM AMA YİNE DE KAÇIYOR ARADAN BİR ŞEYLER. : )

Her neyse! Yine çok konuştum.

instagram hesabım: nurakyol123 (Takibi unutmayalım. )

KEYİFLİ OKUMALAR DİLERİM...


Halledilmeyi bekleyen işler dağ gibi olmuş, önümde yüksek yüksek tepecikler bir dizi sıra halinde yapılmayı beklerken, oturduğum yerde konum değişikliği yapamıyor, iş yapmak uğruna parmağımın ucunu bile oynatamıyordum. Üzerime bir tembellik çökmüş, içime bir ağırlık yerleşmişti. Neden diye bir sorun önce... 'Çocuklu, evli kadınsın. Kalk işini yap.'demeyin. Rica ediyorum, kınamayın.

Sessizliği hissettiğim ender dakikalarda, bebeğim uyuduğunda, minik sarı ördeğim okulda olduğunda, pek sevgili eşim işten dakika başı arayıp rahatsız etmediğinde bir zamanlar tattığım yalnızlık hissi gözüme o kadar da kötü görünmüyor, tembellikten ölme isteğim kabardıkça kabarıyordu. Hemen şuraya bir not düşelim, yanlış anlaşılmalara mahal vermeyelim. Hayatımdan memnundum. Her kadını bekleyen sona ulaşmıştım. EMÇ (Evli Mutlu Çocuklu) olmuştum. Aynı zamanda hayatın tatlı sürprizlerini de teker teker tatmıştım. Hep kötü şeylerin olmadığını, arada iyiliklerin de gelip sizi bulacağını bizzat yaşayarak öğrenmiştim.

Hayat tozpembe hayallerle çevrili bir yer değildi. Evet, bunu kabul ediyordum. İstediğimiz her şey gerçekleşmeyebilirdi. Evet, bunu da artık kabul ediyordum. İstek konusunu açmışken şimdi aklıma geldi. Üşenmeden anlatacağım, lütfen sabırlı olup dinleyiniz.

Geçenlerde Efe'yi uyuturken bir kitapta okumuştum.

Minik veledim ayakta hafif hafif sallanmaya bayılıyordu. Kucak ve ayak severliğimiz dillere destandı. İkisiyle de gayet seviyeli, düzenli bir ilişkimiz vardı. Yatağı sevmezdik. Minik bedenini beşiğine bıraktığım an alarm vermeye başlardı. Acaba beşiğinde çivi mi var bu çocuğun, diye düşünüp beşiği alt üst ettiğim gün dün gibi aklımdaydı. İstediğimi bulamamıştım tabii. Oğluşumun kendi gibi minnak yatağı son derece rahat ve konforluydu. Efendim, bebekleri anlamak da zor işti. Şurada süslü, püslü, tüllü, cibinlikli, mavili, beyazlı prenslere layık beşiği dururken bizimki kucak ve ayak bağımlısı olup çıkmıştı.

Nerede kalmıştım? Durun, buldum! Geçenlerde oğluşumu ayağımda yavaş olmaya özen göstererek hafif hafif sallarken kitap okuyordum. Kitapta sevgili John Green güzel ve etkileyici bir cümleyle karşımıza dikilmiş ve yaşamın, hayat denen bu zorlu yolun özetini de aslında bize sunmuştu. Tek cümleydi. Basitti ama her şeyi çok güzel özetliyordu.

''Dünya bir dilek gerçekleştirme fabrikası değil.''

Kesinlikle değildi. Düşe kalka ilerlediğin, bazen yaralandığın zorlu yol sana her istediğini sunacak kadar güzel değildi. Aksine taşlıydı. Bir köprü düşünün. Lütfen, hayal edin! Ne yapıyor bu kız, demeyin. Aslı'nın sözünü minik sarı ördeğim gibi uslu davranıp dinleyin. Yürüdüğünüzü, yürüdüğünüzü düşünün köprünün sonuna bir türlü ulaşamıyorsunuz. Çabalıyorsunuz, direniyorsunuz, savaşıyorsunuz ama olmuyor. Yolda karşınıza bazen küçük çakıl taşları çıkıyor. Ayağınızın altını acıtıyor, kesiyor. Belki de düşmenizi bile sağlıyor. Sonra tekrar doğruluyorsunuz. Yürümeye devam ediyorsunuz. Köprünün sonunu görmek istiyorsunuz çünkü. Bu istek içinizde hep var. Hayatınızda aynen böyle değil mi? Ulaşamayacağınızı, yapamayacağınızı düşündüğünüz anlar olsa bile köprünün sonu var, bunu biliyoruz. Biliyoruz değil mi?

Aranan Anne Bulundu! | TamamlandıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin