30. Bölüm: Gerçek Yüzler ve Kırılan Güvenler
* Ve korkuyordu, kardeşinin kendi yüzünden ölmesinden korkuyordu *
Her şeyin ardından Kunt'la ilk sırayla evlerimize gidip üzerimizi değiştirdik.
Sanırım artık ona Kunt diyecektim.
Abimlerden de yirmi dakikada bir haber alıyorduk Tugay'ın durumuyla ilgili.
Ne kadar Tugay'ın vurulmasının ardından uzun bir süre geçse ve güzel şeyler yapsak da Kunt halen daha atlatabilmiş değildi.
Korkuyordu, kardeşinin ölümünden korkuyordu.
Ve korkuyordu, kardeşinin kendi yüzünden ölmesinden korkuyordu.
Çünkü Kunt kendini suçluyordu. Ona göre o olmasa ya da Kurt ve Katil'in dediklerini yapsa Tugay vurulmayacaktı. Böyle düşündüğünden emindim.
Çoğu insan istese de istemese de böyle düşünür ve kendini suçlardı. Bu yüzden onu anlayabiliyor, yargılamıyor ve iyi hissetmesi için elimden gelen her şeyi yapmaya çalışıyordum. Ama Kunt çabalarımı fark edip kendimi yorduğumu düşünüyordu ve bu yüzden bütün kötü duygularını benden uzak tutmaya çalışıyordu. Başarabiliyordu da ama ne yapmaya çalıştığını anlayacak kadar onu tanıyor ve seviyordum.
"Abiciğim, gelmenize gerek yok. Bugün uyuyun yarın gelirsiniz. Tugay daha uyanmadı."dedi abim belki de bininci sefer.
"Bilmiyorum abi. Tugay'ı orada bırakıp burada uyumak içime sinmiyor ve Noyan'nın da kabul edeceğini zannetmiyorum."dediğimde abim derin bir nefes çekti içine.
"İyi. Ben hastaneyle konuşup boş bir oda varsa ayarlamalarını söyleyeyim. Bari yatacak yer olur."
"Gerek yok abi. Ben ve Noyan kalsak sadece yeter. Siz evlerinize gidin."dedim ayağa kalkarken. Kunt da üstünü değiştirmiş ve yanıma gelmişti.
"Biz gideriz de bu Yasemin kılıklısının gideceğini zannetmiyorum."dedi fısıldayarak. Kıkırdadım istemsizce. Bende Yasemin'i sevmiyordum ama katlanmak zorundaydık.
"Hallederiz biz abi merak etme. Siz, biz gelene kadar orada durun. Birkaç dakikaya varmış oluruz zaten yanınıza. O zaman siz eve geçersiniz, biz Noyan'la hastanede dururuz."dediğimde abim el mahkum teklifimi kabul etmişti.
Telefon konuşmasından sonra hazırladığım çantayı sırtıma takacakken Kunt benden önce davrandı ve eline aldı.
"Sen istersen burada kal. Ben kalırım Tugay'la."dediğinde kaşlarımı çattım ve ayağına bir tekme attığımda inledi.
"Salak salak konuşma. Sizi yalnız bırakmayacağım. Sen kalabilirsin istersen."dediğimde güldü ve kafasını sağa sola salladı. Evde kalmayacağımı anlamış olacak ki kolunu omzuma attı ve beraber evden çıktı. Kısa bir araba yolculuğunun ardından hastaneye gelmiştik. Hastanede direk Yasemin karşıladı bizi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aramızdan Biri | Yarı Texting
Novela JuvenilBileğine pranga olmuş korkularınla yüzleşmen lazım. Manolya kadar yegâne Noyan kadar zeki Kurt kadar tehlikeli Katil kadar sessiz olman lazım. Gözünü kapat. Ne görüyorsun? Ben ceset görüyorum. Yüreğimizin ceseti, Yıkılışlarımızın ceseti. Şimdi tam...