8.Bölüm

160 11 1
                                    

"Yok etmek, yaratmaktan daha kolay" o kadar doğru cümle ki, daha 3 gün önce hayatım ne güzeldi, şimdise evleneceğim adamın beni gelip almasını bekliyordum. Ne kadar isteksiz olsamda, hazrlanmıştım onu bekliyordum. Bir şeyi iyi anlamıştım, Arslanı sinirlendirmezsen zararsızdı. Açık giyim sevmiyordu, buna dikkat etmiştim sinirlendirmeyin anlamı yoktu "üstünde parçalarım" demişti gözlerinden, sesinin tanısında gayet iyi anlaşılıyordu ciddi olduğu. Beyaz biraz bol kömlek, açık maki kot pantolon giymiştim. Kömleyimi kot pantolonumun içerisine sıkıştırmıştım. Yeşil çanta kullanmıştım ayakkabımla aynı renk. Dudaklarıma açık pembe ruj sürmüştüm, kipriklerimi kaldırmış, çok az allık kullanmıştım. Saçlarım kısa olduğunda fazla deneyimler yapamıyordum . Buruk yapmıştım. İyi görünüyordum.

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

(Hiranin kombini)

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

(Hiranin kombini)

Saatime bakıyordum ki konağın kapısı açıldı, gürültüden anlaşılıyordu zaten kimin geldiği başımı kaldırıp baktım, siyah gözlerle kesişti bakışlarım. Bu defa gözünü çeken o oldu çünki annem gelmişti
-Merhaba oğlum, hoş geldin . Ayakta durma
- Teşekkür ederim. Hayır oturmayalım çıkalım hemen" sesiz kaldım anneme öpücük yolladıktan sonra yanında yürümeye başladım. Konaktan çıkacağımız sırada abimle karşı-karşıya geldik. Sinirli bakışlarla bir-birlerine bakıyolardı. Gerginliği aradan kaldırmak için hemen konuştum
-Abi sen geç Annem avluda, bizde çıkıyorduk" Arslana bakarak,bana yönelik sordu
-Abim nereye?
-Arslanla konuşacaklarım var" sakince başını salladı çekildi vakit kaybetmeden çıktım kapıdan, Arslanda arkamla çıkmıştı. Onu beklemeden arabaya geçtim(ön koltuğa), oda geldikte arabayı çalıştırdı bana bakmayarak konuştu
-Bakıyorumda lafımı dinliyorsun" yine sakin kaldım dilinin altında mırıldanıyordu "Sanarsın dili yok" kısa zamanda geçen seferki kafeye gelmiştik. İndik arabadan, sakin addımlarla kafeye doğru yürüyorduk. Manzaralı yere geçtim onu beklemeden, Allah bilir nereye oturtacaktı bizi, o yüzden hemen buraya oturdum, hayret hiçbirşey söylemeden karşıma geçip oturdu. Kısa zamanda siparişimizide söylemiştik. Konuşmasını bekliyordum, boğazını temizledi, siyah gözlerini gözlerime dikti. Sakin sesle konuştu
-Lafı gevelemeden hemen sorumu soruyorum o zaman. Sevdiğinmi var? O yüzdenmi o kadar üzüldün?" Sorusuyla neye uğradığımı şaşırdım gerçekten bu yüzdenmi üzüldüğümü zannediyordu? Oysa ben yıkılan hayallerime, yarım kalan işime, düzenime üzülmüştüm, halada üzülüyordum.
- Gerçekten bunumu düşünüyorsun?
-Evet düşünüyorum ki, sordum. Hem soruma soruyla cevap almaktan nefret ediyorum. Evetmi Hayırmı hemen bir cevap ver?" Sinirleniyordu çok uzatmadan
-Hayır, ayrıca benim üzüldüğüm yarım kalan işim, düzenimdi. Yıkılan hayellerime üzüldüm ben anladınmı" sesim fazla çıkmıştı, rahatladı sanki vakit kaybetmeden yeni konuştu
- İşmi? Neden yarım kalsın, buranın neyi var ki burada calişmak istemiyormusun?" Heyecanla yerimden dikleştim
-Gerçekten çalışa bilirmiyim?
-Evet neden soruyorsun ki?
-Hiç, Teşekkür ederim" sevinmiştim, hemen konuştum
- Benimde seninle konuşmam gerek" sakince konuştu
-Buyur" boğazımı temizledim
- Birşeyler duydum sana sormak istiyorum doğru olup-olmadığını." Sabırsızlıkla konuştu
-Lafı neden geveliyorsun, konuş
- Senin sevdiğin olduğunu, Bedri ağanın onu sana almadığı için herkese kötü davrandığını söylüyorlar" sonda sesim kısık çıkmıştı cunki yine ürkütücü bakışlarıyla bakıyordu sinirlenmişti." Nefesini dışarıya vererek konuştu, doğrusu tısladı.
- Birdaha bu konunu açma, kalbini kırarım." Net sesiyle konuştu, sakin kalamadım
-O zaman sen neden bana sordun sende bana soramassın" sinirle konuştum
- Sesini kıs Hira Birdaha uyarmayacagım, tabii ki sorarım sesini kes yemeğini ye şimdi" catalını masaya vurarak gür sesiyle konuşmuştum, gözlerimin dolduğunu hiss ediyordum, bu adamla yaşayamazdım ki ben. Günümü zehir etmek için an kolluyordu sanki, söylediğim her lafı ağzıma tıkıyordu. Göz yaşlarımı geri yolladım, ağlayamazdım burda. İştahımıda kaçırmıştı. Yüzüne bakmadım, tabağındakiyle oynamaya başladım. Çok geçmeden konuştu.
- Söylediğin ikinci konuya cevap vereyim, beni sinirlendirmesen, lafımı ikiletmesen sana zararım deymez." Hiçbirşey söylemedim, yüzünede bakmadım. Yine konuştu.
- Bana kendinden bahs etmek istermisin?" Sanki insanda konuşacak mod koyuyorda. Yine yüzüne bakmadan konuştum
-Zaman geçtikçe tanırız bir birimizi, eve gitmek istiyorum" oda hiçbirşey söylemedi,kalktı hesabı ödedi. Hemen kafeden cıkmıştık,arabadaydık ne o konuştu ne ben sadece akıp giden yolu izledim. Çok geçmeden konağın önündeydik. Hiçbirşey demeden arabadan indim kapıyı sert sayılacak şekilde kapattım. Eve davette etmemiştim. Gazlayarak çıkıb gitdi. Bende çok beklemeden içeriye girdim. Babam avluda oturmuştu. Babama kırgındım o yüzden hiçbirşey demeden yanından geçtim sessizce. Arkamdan saygısız dediğini duymuştum. Odama geçtim. Hemen duş almalıydım, vakit kaybetmeden banyoya girdim. Çok geçmeden banyodan çıktım, başımı kaldırıp baktım ki Nisa yatağımda oturmuş meraklı gözlerle bana bakıyor.
-Kızım neden bana öyle bakıyorsun?
-Neden sormamı bekliyorsun? Kendin konuşsan ölürmüsün? Ne oldu ? Ne konuştuz? Anlatsana kızım çatlıycam meraktan." Sahte öfkesiyle konuştu
-Konuşacak birşey olsa konuşurdum. Modumu düşürdü ne yapacak. Bana diyor sevdiğinmi var oo yüzdenmi üzülüyorsun? Lan sevdiğim olsa kendimi öldürürdüm ama evlenmezdim? Offf off abim abim için evlenerdim yine" sinirden ne konuştuğumu bilmiyordum
-Tamam kendine gel, boş boş konuşuyor işte sen ona bakma canim" off anlamiyolardi beni
- Nasil bakmam o bana soru sora bilir ben ona soramazmışım, kalbimi kırmak için an kolluyor,hep kavga ediyoruz baş başa kalınca, enerjimi sömürüyor resmen. Yeter artik onunla ilgili hişbirşey konuşmak istemiyorum. Gel gidip yemek yiyelim, nasil yaptiysa orada iştahimida kaçırmıştı" hiçbirşey demeden benimle aşagı geldi, akşam sofrasi hazrlanmış, herkes sofra basindaydi annemin yanına geçip oturdum. Kısaca "İyi aksamlar" demiştim. Yemeğimi yeyip kalkacaktim ki, annem kolumu tutarak durdurdu. Benim duyacağım sekilde konuştu
- Kizim yarin sabah Arslanın ailesi gelecek gelinlik bakmaya gideceyiz hem senin için hem Dila için. Arslan onada düğün yapılacağını sölemiş." Evet kesinlikle kardeşini çok seviyordu, benim abimi sevdiğim gibi. İçime yine sıkıntı çoktu yaklaşıyordu o lanet düğün günü. Başımı salladım sadece. Nisaya kısaca öpücük yollayıb odama çıktım. Telefonumu Odamda bırakmıştım. Yatağıma uzandım telefonuma bakmak için almıştım ki, tanımadığım numaradan mesaj geldiğini gördüm

+9089*****: Kapımı çarpmak sende adet halını almış artık))

Arslandan başkası değildi, numaramı bulmuş demek.

Hira Şahin : Arabanın kapısı kaygan benlik bir durum yok))

Evet kendimi yine tutamadım. Ne yapa bilirim bu gün beni çok sinirlendirmişti. Görüldü atmıştı. Bu bile sinirlendirdi beni , uyumalıydım yarın kefen bakmaya gidiyordum. Çok geçmeden gözlerimi kapattım. Yarın bir el silah sesiyle gözlerimi açtım, bağırışlar, annemin feryadı kulaklarımda yankılandı. Hemen ayaklandım. Üstümü kontrol etmeden avluya koştum. Delirmiştim sanki. Gördüğüm manzarayla gözümden yaş düştü, bağırışım yankılandı sadece kulaklarımda
-Abiiii

Bir bölümün daha sonuna geldik.
Sizce Özkana ne oldu? Benbile heyecanlıyım diğer bölüm için, acaba neler olacak.
İyi okumalar canlarım🤍

İnstgram: @kalbim_wattpad

KalbimHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin