25.Bölüm

88 9 6
                                    

Bu güne kadar hep şikayet ettim kaderimden, bu gun şükürler ediyordum iyi ki, yollarım Arslanlanla kesişti. Çok favgalar etmiştik, ayrılmakta istemiştim, sayısını unutmuştum ağlayarak uyuduğum günlerin, ama şimdi arkaya baktığımda iyikide katlandım tüm zorluklara diyorum. Belki karşılaşmamız iyi olmamıştı, ama inanıyorum bizim hikayemizde artık iyi günler yaşamamız için yeni sayfa açılmıştı.  Artık tüm benliğimle onun olacaktım, içimde tarif edemeyeceğim duygularla savaşıyordum. Çok heyecanlıydım, ellerim titriyordu, arabayıda zorlukla kullanıyordum. Kendimi toparlayarak yola odaklandım. Çok geçmeden büyük evimize varmıştım, kapılar otomatik açılmıştı, arabamı garaja parkerttikten sonra, derin nefes alarak indim arabadan. Hızlı bir o kadarda heyecanlı addımlarla içeri geçtim. Yardımcımız yoktu, o yüzden Arslanın sabah verdiği anahtarla kapıyı açacakken, uzun boylu, sarı uzun saçlı, mavi gözleri olan, bacakları mini eteğinden dolayı dışarda kalan, göğsleri göze giren kız açtı kapıyı. Öylece kızı süzüyordum, buda kimdi şimdi? Kendimde farketmeden bir kaşım yukarıya kalkmıştı, itici, samimiyetsiz sesi kulaklarımı tırmaladı çok geçmeden
- Hoş geldiniz Hira hanım" kendimi dikleştirdim, soyuk sesimle konuştum
- Kimsiniz acaba öyrene bilirmiyim?"
- Beni Arslan bey işe aldı. Yeni yardımcınız Asena" Arslan kelimesini öyle vurgulamıştı ki, ağzını yırtmamak için kendimi zor tuttum. Hiçbirşey demeden içeriye geçtim. Adının Asena olduğunu öğrendiğim kızsa mutfağa geçmişti. Beklemden yukarıya çıktım. En azından benimle konuşa bilirdi bu konuyu, belki ben yardımcı istemiyorum.  Kızmıştım, ama tabii şimdilik belli etmeyecektim. Odaya geçtim Arslan yoktu. Beyefendi güya açlıktan ölüyordu. Anlaşılan o götü dışarda kalan kız yedirmiş.  Ahh Arslan ahh ben tün bunları sana ödetmezmiyim, sen görürsün. Sinirle dolabın yanına gidecekken yatağın üzerindeki elbiseyle öylece durdum. Elbiseyi elime alarak süzdüm, derin yırtmaçlı, göğs dekolteli kırmızı elbiseydi. Dudaklarım kıvrılmıştı. Dikkatimi katlanmış beyaz kağıt ve yanındakı kırmızı gül çekti.  Gülü kokladım, kağıdı açarak okudum
- Sevgilim, benim Kalbim Elbiseyi giy, hazırlanarak aşağıya in." Kalbim öyle şiddetle atıyordu ki, duracağından korktum. Vakit kaybetmeden elbiseyi giydim. Göğslerim dolgun olduğundan fazlalıkla dışarda kalarak dikkat çekiyordu, elbise sanki benim bedenim için dikilmişti. Boynumu açıkta bırakacak şekilde saçlarımı yukarıdan topladım, makyajımıda yaptıktan sonra hazırdım. Aynadaki yansımama vuruldum, öyle güzel duruyordum. Son defa kendime bakarak aşağıya indim.

(HİRANIN ELBİSESİ)

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

(HİRANIN ELBİSESİ)

Asena konusuna olan sinirimden farketmemiştim salondaki ışıkların hiçbiri yanmıyordu, girişten başka heryer karanlıktı. Ben karanlıktan korkuyordum, o yüzden biraz gittikten sonra durdum
     - Arslan, sevgilim neredesin?" Diyerek konuştum karanlığa. Birden tüm işıklar yandı, ellerimle gözlerimi tuttum fazla ışıktan dolayı. Ellerimi yavaşça indirdim, hayranlıkla bakıyordum her tarafa. Her yerde yanan kırmızı küçük mumlar vardı. Büyük bir masa kurulmuş özenle düzenlenmişti. Başımı biraz daha kaldırdığımda Arslan parlayan, koyulaşmış gözlerle bana bakıyordu. Benimde ona baktığımı görünce yavaş addımlarla yanıma yaklaştı. Tam karşımda durdu, ellerimi ellerine habs ederek konuştu
- Çok güzel olmuşsun kalbim" gülümsedim
- Teşekkür ederim sevgilim, çok güzel olmuş buralar" bir eliyle yanağımı okşadı
- Hadi geçelim sofraya açıkmış olmalısın sende" Başımı hafifçe salladım. Sandalyemi çekerek oturmama yardım etti. Kendiside karşıma geçip oturdu. Ne o konuşuyordu nede ben, öylece bir-birimize bakıyorduk. Gözlerimi parlayan siyahlarından alamıyordum. Sonunda sessizliği bozdum
-Sevgilim neden daha önce haber vermedin, sana yardım ederdim." Gülümseyerek konuştu
- Sürpriz yapmak istedim, yeni başlangıçımızın ilk gecesi için." Utanmıştım, bakışlarımı tabağıma çevirdim.
-  Anlamıyorum bir insan utanınca da bu kadar güzel olurmu? Bazen senin gerçek olmadığını düşünüyorum. Evet sen bana gönderilmiş bir meleksin. Yoksa bu kadar güzel olman imkansız." Mutluluktan gülüçük saçıyordum adeta. Sakince yine konuştu
- Ama çok pişmanım Hira.." kaşlarımı çatmıştım, kendimi tutamayarak konuştum
- Neden?" Başını yana yatırmış öylece gözlerime bakıyordu
- Seni daha önce tanımadığım, bu kadar yılı sensiz geçirdiğim için pişmanım. Kaşki tüm geçip giden yıllarımı da seninle geçirseydim"  öylece durdum, gözlerim doluyordu
- Sevgilim, seni çok seviyorum" gülümsemiştik karşılıklı. Yemeklerimizi yemiştik. Tam ağzımı açacakken Arslan elini şıklattı. Müzik çalmaya başlamıştı. Ağır-ağır yerinden kalkarak bana doğru gelmeye başladı, elini uzatarak konuştu
- Güzel hanımefendi bu dansı bana lütuf edermisiniz?" Böyle konuşmasana gülmüştüm, elini tutarak konuştum
- Büyük memnuniyetle , yakışıklı beyefendi" kalkarak dans etmeye başlamıştık. Gözlerime bakıyor, eliyle belimi okşuyordu. Müziğin sonunda dolğun dudakları dudaklarıma kapanmıştı. Çok geçmeden karşılıklı öpüşmeye başlamıştık. Öyle tutkuyla öpüyordu ki, kendimi Arslanın kollarına bırakmıştım. Alt dudağımı dişlerinin arasına alarak sıkıyor, sonra acısını unutturmak için tutkuyla öpüyordu. İnlememi fırsat bilerek sıcak dilini dilimle birleştirdi. Öyle güzel hisstiki kendimi kaybetmiştim adeta, Arslan beni tutmasa eminim ayakta kalamazdım.  Dudaklarımızı ayırdık, alnını alnıma yaslayarak nefes-nefese konuştu
- Kalbim seninle açacağımız yeni sayfada, seni mutlu etmek için elimden gelen herşeyi yapıcam. Asla bu güzel gözlerinden acı dolu yaşların gelmesine izn vermeyeceğim." Alınlarımızı ayırdım, ellerimle yüzünü okşayarak
- Sevgilim bundan sonra hep mutlu olalım" yine öpüşmeye başlamıştık. Elimi büyük eline habs ederek yukarı çıkmaya başlamıştık. Kendimi o kadar kaybetmiştim ki, elimiz deymesi bile kadınlığımı sızlatıyordu. Odamızın önüne geldiğimizde açıkta kalan belimden tutarak içeriye keçmem için yol açtı. Kulağıma yaklaşarak
- Bu gece bizim gecemiz Kalbim" Arslana dönerek yüzümü göğsüne gömerek gizledim utandığımdan. Arslanın elini arkamda hissettiğimde put gibi kesildim. Yanıyordu her tarafım adeta. Yavaşça okşuyordu, sıkıyordu
- Güzelim gerçekten istiyormusun? " birşey demeden öylece başım göğsüne yaslı durdum. Elleriyle yüzümü kaldırarak sordu
- İstemiyormusun?" Başımı hemen salladım
- İstiyorum" sesim kısık çıkmıştı. Arslan bunu bekliyormuş gibi dudaklarımı parçalayacakmış gibi öpmeye başladı, dudağımın kanı ağzıma geliyordu. Bedenim rahat yatağın üzerine düştü, Arslanda ağırlığını vermeden üstümdeydi. Elbisemin yakası zaten açıktı şimdi iyice açılmıştı, göğsüm adeta dışardaydı. Arslan dudaklarımdan ayırdığı dudaklarını göğsüme bastırdı, kendimi tutamayarak inledim. Sağ göğsümü ağzına alarak emiyor, diliyle tomurçuğuma darbeler vuruyordu, inliyordum. Kadınlığım öyle zonkluyordu ki, kendimi Arslanın pantolonundan bile hissettiğim erkekliğine sürtüyordum. Sabrım kalmamıştı, gömleğinin yakasını açmaya çalışıyordum, beceremedikce deliriyorumdum. Gömleyi kaslı kollarından çıkararak atmıştım, Arslanda beni soymuştu. Karşısında bordo tangamla duruyordum, erkekliyi o kadar büyümüştü ki, az kalsın pantolonu delib geçecekti. Bu bile beni inletti, elimi uzatarak pantolonun üstünden okşamaya başladım, Arslanın bunu beklemediği apaçık belliydi. Bir eliyle saçlarımdan tutarak kendine çekti, dudaklarımı yine hırpalıyordu.  Onun alt dudağıma yaptığı işkenceyi ben de onun üst dudağına yapıyordum. Kandınlığımın ıslandığını hissediyordum, yanıyordu adeta. Kendimi tutamayarak pantolonuna uzandım açamıyordum, Arslan bana yardım etmek için pantolonunu açtı baksırıyla birlikte çıkarıp attı, erkekliyi karnıma geliyordu, uzun kalın, damarlıydı. Arslan bu halime güldü
- Beğendin mi? " dilimle üst dudağımı yaladım, kendimde nasıl oldu anlamadan
-Hı hı" çıkmıştı ağzımdan, Arslan Kahkaha atmıştı. Omuzlarımdan tutarak yatağa sabitledi üstümde yeniden yerini alarak göğslerime gömüldü, erkekliyi kadınlığıma sürtünüyordu, kendimi  kaybetmişcesine inliyordum. Uzun parmaklarıyla kadınlığımı okşuyordu
- Islanmışsın" inleyerek konuşmuştu. Sulu öpücükler kondurarak karnıma kadar indi, hem yalıyordu hem ısırıyordu. Kadınlığımda hissettiğim nefesle başımı kaldırdım, Arslan hayran olmuş gözlerle kadınlığıma bakıyordu
-Çok güzel" Diyerek nefesini dışarı vererek konuştu, kendimden beklemediğim şeyler söylüyordum
- Dayanamıyorum Arslan" lafım ağzımdan çıkar-çıkmaz kadınlığıma gömüldü, yalıyordu.
-İsmimle nle, yüksek sesle" yeniden kadınlığıma gömüldü, diliyle baştan sona yalıyordu, zevk sularımı adeta sömürüyordu. İsmiyle  inliyordum bağırarak
- Arslan seni istiyorum lütfe.." kalkarak yüzüne yüzüme sabitledi, azdırıcı sesiyle konuştu
- bir daha söyle ne istiyorsun?
-Seni.." Burnunu burnuma sürtdü
- Daha açık konuş" dayanamıyordum artık, biran önce içimde istiyordum onu
- erkekliğini kadınlığımda istiyorum, içimde istiyorum seni" gözlerine bakarak kendimi kaybetmişcesine konuştum. Dudaklarıma buse kondurdu. Erkekliğini eliyle kadınlığımın girişine getirdi, ileri geri sürtmeye başladı, bende delirmişcesine ona sürtünüyordum
- İlk açıtacak, korkma sen kendini hazı.." lafını böldüm
- Dayanamıyorum hadi nolur" o kadar azmıştım ki, içime girmesi için yalvarıyordum adeta Arslana. Kendimi birden içime itmesiyle öylece durdum. Gözlerimden yaş süzüldü. Bağırmamın karşısını dudağımın üstündeki dudaklar almıştı. Acımı hafifletmek istermiş gibi öpüyordu. Erkekliyi o kadar büyüktü ki kadınlığımın duvarlarının yırtılmasından korkuyordum. Gözlerime bakıyordu, gözlerimi açıp yeniden kapattım, hazırım der gibi. Yavaş yavaş ireli geri yapmaya başlamıştı. Çok geçmeden alışmıştım erkekliğine, o kadar güzel hissettiriyordu ki, zevkle inlemelerim doldurmuştu odayı. Arslanda inleme başlamıştı, kendini hızlı çarpıyordu. Bedenlerimizin birleşme sesi yankılanıyordu odada, bu bile azdırıyordu, daha çok inlememize sebep oluyordu. İnelemelerimiz yüksekimişti, kendini daha hızlı çarptı, içime ılık akıntılar aktığını hissettim, bende boşalmıştım...
Sabaha kadar birlikte olmuştuk, kaç defa boşalmıştım unutmuştum..
Sabah zorlukla gözümü açtım, üstümde hissettiğim ağırlıkla. Baktığımda Arslanın kafası çıplak göğslerimin üzerinde, eli açık bacağımın üstündeydi. Gece aklıma gelince utanmıştım. Birlikte olmuştuk, artık herşeyimle Arslana aittim. Ellerime saçlarını okşadım, kokusunu içime çekerek buse kondurdum. Hareketlenmeye başalmıştı, gözlerini açarak yüzüme baktı. Yorgunluğu yüzünden belli oluyordu. Eyilerek dudağına buse kondurdum
-Günaydın sevgilim" elini bacağından çekerek yüzüme çıkardı, okşayarak uykulu sesiyle konuştu
- Günlerim hep seninle açılsın, kalbim" gülümsedim
-  Kalkalım, açıktım" güldü. Üstümden kalktı, bende kalkacakken kasıklarımda ki ağrıyla olduğum yerdece durdum. Arslan endişeyle yanıma geldi
- Ağrınmı var?" Cevab vermeden basımı salladım. Yanımdan uzaklaşarak banyoya girdi. Çok geçmeden elinde ilaçla yanıma geldi. Su da doldurarak bana uzattı
-  al bunu iç ağrını azaltacak, özür dilerim ilkindi ve ben seni çok zorladım" ilacı içtim
- Çok güzeldi sevgilim, ağrım çok değil hem" yanıma yaklaşarak saclarıma öpücük kondurdu
- Herşeyinle çok güzelsin, güzel gözlüm" sarılmıştık.
- Arslan yemek yedikten sonra şirketemi geçeceksin?" Hafifçe başını sallamıştı
- Evet, ama işlerimi çabuk hallede bilsem dışarıya çıkarız" mutlulukla konuştum
- Tamam sevgilim" yanağını öperek yanından kalktım, ağrım hala vardı. Kıyafetlerimi seçerek banyoya girdim. İşlerimi hallettikten sonra, Beyaz, mini üstünde küçük çiçekler olan elbisemi giydim. Banyodan çıktım, Arslanda giyeceklerini seçiyordu.  Beni görünce gülümsedi, yanıma gelerek arkamdan sarıldı
- Çok güzel olmuşsun güzel karım" hayret elbiseme birşey dememişti. Arslana döndüm, yüzünü avuçlayarak konuştum
- Benim yakışıklı kocam akşam iyimi uyumuş? Yoksa iyi tarafından mı uyanmış? İltifatları beni şımartıyorda" gülmüştü, yüzünü yüzüme yaklaştırdı, burnuma öpüçük kondurarak konuştu
- Aşk olsun Karıcım ben sana başka zamanlar hiçmi iltifat etmiyorum?" Kıkırdamıştım
- Ne munasibet canım, benim kocam hep karısını şımartıyor" sıkıca sarılmıştı
- Kocam diyen diline kurban
- Hadi git banyoya, açıktım ben gidelim yemek yiyelim.
- Sən önden git ben işlerimi halledip geliyorum" Başımı sallayarak aynanın karşısına geçtim. Abartmayacak şekilde makyajımı yaptım, saçlarımıda yukarıdan topladım.

KalbimHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin