Aykut silahını Arslana tutmuş öylece bana bakıyordu, Arslanın gür sesiyle kendime geldim
-Sen banamı silah çekiyorsun lan? Bozok aşiretinin ağasınamı orospu çocuğu? O silahı sana sokmazmıyım ben?" Öne doğru yürümeye başlamıştı, Aykut bağırdı
- Orada dur sevimli damat beynini dağıtırım yoksa" silahını hazır vaziyete getirdi, neden yaptığımı bilmeden, yine sabah ki gibi onun karşısına geçtim, ellerimi göğsüne koyarak korku dolu gözlerle ona bakarak, başımı iki yana salladım, gitme der gibi.
- Korkma, yine kötü olacaksın. Sen içeri geç beni bekle geleceğim" Başımı hayır anlamında salladım agzımı tam açacakken Aykutun iğrenç sesi duyuldu.
- Ne o amca kızı, sözlün için endişeleniyormusun? Düşünü yorumda 8 yıl peşinde kopek gibi koştum neden sevmedin beni? Yanındakından neyim eksikti? Aaa özür dilerim ben takıntılı manyaktım değilmi?" İçkimi içmişti o? Berdel yüzünden evlendiğimi içki yüzünden unutmuştu sanırım. "amca kızımı" diyen Arslana cevirdim bakışlarımı, kızgın boğa gibi bakıyordu. Elimi göğüslerinden çektim, Aykuta doğru yürüyordum ki, kolumdan tutdu Arslan, Arslana döneceketim ki babam bir bağırdı ki, kulaklarım çınladı bir el silah sıktı havaya, korkuyla Arslana sarıldım
- Silahı at lan it, Kızıma musallat ol diğemi sahip çıktım ben sana? Baban öldüğünde ben sahip çıktım sana, kendi evlatlarımdan ayırmadım? Karşılığı bumuydu? Kızımın oğlumun mutlu gununu berbat etmen içinmi büyüttüm seni? Birde sarhoşsun." Babam hızla üstüne doğru yürüdü, Aykutun silahı elinden aldı, Aykut kendinde bile değildi, Babamın üstüne yıkılmıştı resmen, alkolun etkisinden bayılmıştı. Babam korumalara odasına cikarmasini söylemişti. Sonra konuklara dönerek
- Yaşanan bu utanç verici durum için hepinizden özür dilerim, kutlama bitmiştir, geldiğiniz için teşekkür ederim" hızla avludan ayrılmıştı, yeni fark ediyordum Arslana sarılı durduğumun, hemen ayrıldım, bana bakıyordu, gözlerimi çektim. Avludaki insanlar gitmişti, annem ve Şaziye anne korkunu hala üstlerinden atamamıştılar sandalyede oturmuş bir- birlerine sarılmıştılar. Abim Dilaya sarılıp sakinleştiyordu, herkes kendi halindeydi. Sessizliği Arslan pozdu.
- Korkulacak birşey yok. Yarın çok iş var. Hadi Baba, Anna gidelim. İyi geceler herkese." Bana bakıb konaktan cıkmıştı. Herkesle tek- tek vedalaştıktan sonra. Annem ve Nisa kalmıştı, abim Dilanı kendi götüreceğini söylemişti, konuşacakları varmış, hayret Arslan birşey söylememişti. Nisaya sıkıca sarıldım, telaştan onu unutmuştum, Anneme Nisaya yönelik konuştum
- hadi gidelim bu gun bu evde son günüm" ne kadar içim burkulsada annemlere caktırmadan konuştum, yukarı cıktık. Yorgun olduklarından hiçbirşey konuşmamıştık, iyi geceler Diyerek yanlarından ayrılıp odama geçtim. Ne gündü ama kaosuz bir günümüz yoktu neredeyse. Yine gerçekliğime döndüm yarın düğünüm vardı, 1 hafta çok cabuk geçmişti, artık ağlamaktan yaş kalmamıştı gözümde ağlayamıyordu, ruhsuzdum sanki, bu bir haftada çökmüştüm resmen, unutmaya çalışsamda Arslanın " seni kıskandığımı mı zannettin? Aksine iğrendim senden " demesini aklımdan atamıyordum, gerçekten benden iğrencek kadar nefretmi ediyordu. Kendimi buraya geldiğimden beri çok değersiz hissediyordum. Oysa İstanbulda ne güzel hayatım vardı. Yataktayım düşünceler eşliğinde uykuya dalmıştım.
Uykudan uyanmıştım, boş gözlerle etrafa bakıyordum, bir türlü yataktan çıkamamıştım. Çok geçmeden kapım bir defa vuruldu ve Nisa içeriye girdi. Ağladığımı o kadar belliydiki, gözleri kıpkırmızıydı
- Günaydın güzelim, ne oldu neden ağladın?" Bu defa ağlıyordu
- Kızım birdaha seni ne zaman görücem? Düğünden sonra İstanbula dönüyorum. Ben seni çok özlüyücem, gelirsin dimi İstanbula?
- Off aglama güzelim benim" sarıldım- benden o kadar kolaymı kurtulacağını zannediyorsun? Tabii ki gelicem, hem sende gelirsin." Sarıldım sıkıca, güne ağlayarak baslamak istemiyordum, yeterince ağlayacaktım zaten.
- Hadi kızım hazırlanmamız lazım, ölüm günüm için" üzgün gözlerle bana baktı
- Öyle söyleme ne olur Allah korusun
- Tamam hadi kalk, Birazdan Ayşe sultan gelecek bizi haşlamaya" ikimizde gülmüştük, biraz kaldıktan sonra Nisa odadan çıkmıştı. Banyodaydım, kendime bakıyordum aynadan, Sonuna geldik Hira son sabahın burda, off dokunmazdı dimi bana? Öldürürdüm kendini asla izin veremezdim dokunmasına. Fazla düşünmek istemiyordum kötü oluyordum. Abim ve benim aynı anda düğünümüzdü, Düğünüde bir yapacaktık, babam razı olmamıştı, o yüzden benim düğünüm Bozok konağında, Dilanın düğünü burada olacaktı. Abimle vedelaşamaycaktım. Banyodan çıkıp dolabıma yönelecekken kapım hafifçe vuruldu, gel dedim.
Başımı cevirdiğimde Aykuttu, bana bakıyordu. Sinirle konuştum
- Ne işin var senin burda? Hemen çık. " yerinden kımıldamadan, sakin sesle konuştu
- Dün yaptıklarım için affet beni, seni incitmek en son isteyeceğim şey bile değil. Ben seni çok seviyordum, halada seviyorum. Sen bana asla karşılık vermedin kızgın değilim sana. Anlıyorum olmayanda olmuyor yapacak birşey yok. Dilerim çok mutlu olursun. Umarım beni affede bilirsin. Gidiyorum buralardan, sanırım düğününü, seni beyazlar içerisinde görmeyi kaldıramam. O yüzden gideceyim. Son defa vedalaşmak istedim. Hoşça kal güzel Hira" Gözümden yaş aktı birşey dememi beklemeden çıkıb gitdi. Tepkisiz kaldım bir süre. Kapı yine vuruldu bu sefer tanımadığım 2 kadın vardı karşımda.
- Buyurun " dedim sessizce
- Affedersiniz Hira hanım bizi Arslan bey yolladı, saçınız, makyajınız için" hiçbirşey demeden basımı salladım. Çok geçmeden işlerini görmeye başlamıştılar bile. 2 saatin ardından cok güzel olmuştum. İşlerini bitirdikten sonra gitmiştiler. Vakit yaklaşıyordu, gelinliğimide giymiştim, Nisanın yardımıyla. Nisayla salona çıkmıştım. Annem yine gözlerini doldurmuş bana bakıyordu.
- Kınalı kuzum ne cabuk büyüdün? Çoçukluğun daha dün gibi yadımda " anne ben büyüyünce gelin olacakmışım biliyormusun babaannem söyledi" derdin hep hatırlıyormusun? işte oldun kızım" sarılmıştık, boğuk sesimle konuştum
-Oldum anne, istemesemde gelin oldum. Keşke hiç olmasaydım" annem sadece sarılıyordu, babamın sesiyle ayrıldık
- Ayşe bir bıraksan, bende sarılmak istiyorum" babam bize hep katı olmuştu, yinede yumusak bir yani olduğuna hep inanmıştım, bana yaklaştı babam alnımdan öptü
- Kızım bana kırgınsın biliyorum, seni sevmediğimi düşünüyorsun, çaresiz kaldım yavrum. Caresizlik elinin kolunun bağlı olması cok kötü birşey. Affet babanı. Ben seni çok seviyorum, nasıl olurda sevmem sen benim canımda cansın" bana sıkıca sarıldı gözleri dolmuştu, benim gözlerimde pek farksız değildi. Saklayamadım yaşlar aktı gözümde. Korna sesleri duyuluyordu artık. Abim gelmeyecek diye üzülmüştüm. Kapıya baktığımda abim damatlık giymiş gözleri dolmuş bana bakıyordu, ya Dila ?
Yanıma geldi abim bana sarıldı
- Çok güzel olmuşsun kardeşim
- Abi neden buradasın? Dilanın yanında olman gerekmiyormu?
- 1 saat vaktim var, kuşağını baglayamadan gidemezdim. Kuşağını baglayıp gideceğim" basımı hafifçe salladım
- Bagla o zaman Dilayı çok bekletme" Abim kuşagımı bağlamış, vedalaşmıştık sonraya gitmişti. Şimdi Anne, Nisa ve Babamla vedalaşıyordum. Mutluluklarını iletiyordu herkes. Babam Arslanın beklediğini söyledi. Elimden tutup avluya çıkarıyordu. Başımı kaldırdım Arsalan avlunun ortasında tüm ihtişamlılığıyla duruyordu bakışlarmız kesişti. Adem almadı aşagı yukarı hareket etdi. Bize doğru geliyordu. Bize yaklaştığında babam elimi onun avcunun içine koyarak konuştu
- Oğlum, Hira benim tek kizim, delidir doludur amma özlüyündə çok iyi kızdın, üzme onu, kızımı sana emanet ediyorum." Babamın elini öptü ve konuştu
- Gözünüz arkada kalmasin Yılmaz baba" baba demişti, ve elimi kavradı, konağın kapısından beni çıkardı. Arabanı kendisi kulanacakti, beni ön koltuğa bindirdi, kendi surucu koltuğa oturdu. Çok geçmeden kullanmayı başladı. Korna sesleri geliyordu aramızda bir sürü araba vardı. Hepsi korna çalıyordu. Hiçbirşey konuşmamıştık Arslanla. Konağa varmıştık. Arsalan inmeme yardım etdi, ardından elimden tutdu, acıtmaktan korkuyormuş gibi. Konağın kapısı açıktı. Bizi Bedri ağa, Şaziye anne ve bir sürü tanımadığım insan karşıladı. Şaziye annenin ve Bedri ağanın elini öptüm. Tam yürüyecektik ki, Bedri agaya benzer, ondan biraz küçük sayılacak amca bana hitaben konuştu
- Yeğenimiz elimizi öpmüyor, bari sen öp gelin" elini tutup öpecekken Arsan beni durdurdu adama öldürücü bakışlar atıb
- Gerek yok, yürü yerimize geçelim" Dedi bana hitaben, hiçbirşey demeden yürüdüm tam başa bize ait masa hazrlamıştılar. Yan- yana oturmustuk. Konukları izliyorduk ediyorduk. Çok geçmeden yine o kızı gördüm sözde uyardıgım kız, bu sefer Arslana bakıyordu üzgün gözlerle, Arslana baktığımda göz göze geldik, hemen kafamı cevirdim. Bana bakıyordu. Görende aşık sanardı, oyunculukta üstüne yok. Düğün başlamıştı oynamaya cagırmıştılar gitmemiştim. Arslan oynuyordu. Başka şartlarda tanışsak kesin aşık olurdum. Çok yakışıklıydı. Güçlü kollarını kaldırmış kardeşleriyle oynuyordu. Kim bilirdi ki, uçakta yakışıklılığına dibim düştüğü adamla evleneceğimi, hemde berdelle. Evimi özlemiştim. Yanıma kimse oturmuştu baktığımda Nisa. Kulağıma yaklaşarak konuştu
- Ben gidiyorum Hiram, uçagimin vaktine az kalmış. Kendine iyi bak olurmu? Seni sevdiğimi unutma, bana ne zaman ihtiyacın olursa araman yeter hemen gelirim, özlüyücem kızım seni" sıkıca sarıldık
- Bende güzelim, sende kendine iyi bak, İstanbula vardığında bana haber ver aklım sende kalır yoksa, yolun acık olsun canım arkadaşım " yanımdan ayrılmıştı, şimdi kendimi çok yalnız hissediyorum. Oynayanları izlemeye başladım. Reyhani oynayacaktık Arslanla. Vakit gelmişti Arslan elimden tutup oyun pistine çıkardı beni. Karşı karşıya durmuştuk gözlerimiz bir birne kenetlenmişti sanki müzik başladı. Müzik eşliğinde oynamaya baslamıstık gözlerimizde hic ayrılmamıstı bir birimizden onun sihaylarında kendi elalarımı görüyordum. Oyun bitdi ben yerime geçtim Arslanla kardeşlerinin yanında durmuş konuşuyoşardı. O kız yine Arslana bakıyordu kimdi ki bu kız? Ya sevgilisiyse? Olmaz dimi?Yakında çıkar kokusu . Beni düşüncelerimden Şaziye annenin yanıma yaklaşması ayırdı, kulağıma yukarıya çıkmamız lazım dedi, sırası gelişmiydi? Olamaz izin veremem. Boğuluyordum sanki, aglamak istiyordum, gözlerim dolmuştu başımı salladım hafifçe. Ne olacaktı şimdi? Ya zorla sahib olursa? Düşünemiyordum artık, yavaş addımlarla odaya çıkıyorduk, hayatımı gömeceğim odaya..Merhaba canlar nasılsınız?
Umarım yeni bölümü beyenmişsinizdir.🫠🤍
Yazı yanlışlıklarım olursa düzelteceğim♥️
İyi okumalar 🥰
İnstgram: @kalbim_wattpad
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kalbim
RomanceHira Şahin ve Arslan Demir Öztürk'ün inişli-çıkışlı aşk hikayesine hoş geldiniz.. Hirayla Arslan birlikte kalmayı başaracaklar mı? Ve seni, benim hayatıma uğratan kaderin de vardır bir bildiği.. Berdelle evlendiler, sizce nefret aşka dönüşe bilecekm...