3.Bölüm

202 17 7
                                    


Hava kararmış, avludaki insanlar gitmişti. Bense ağlıyordum, göz yaşlarım sanki sel olmuş akıyordu, kalbim param-parça, ellerim titriyor, kulaklarım uğulduyordu. Ben bunları hak edecek ne yapmıştım? Hiç kimseye kötülüyüm dokunmamıştı, kapım sakince vuruldu, kim olduğunu sormağa halim yoktu sesiz kaldım, kapı açıldı ah aptal kafam kapıyı kilitlemeği unutmuştum o cani gittikten sonra. Gelenin kim olduğuna bakmadım, yorgun ve halsizdim. Abimin pişman sesi yankılandı kulaklarımda
-Güzelim yüzüm yok af dilemeye biliyorum beni affetmeyeceksin, inan bana böyle olacağını bilemedim. Ben düşünmüştüm sen İstanbuldan dömezsin, ölümümü göze alarak kaçırmıştım Dila'yı" hiçbir şey diyemedim, kelimeler boğazımda kilitlenip kaldı sanki konuşamadım, göz yaşlarım aktı sessiz-sessiz. Annem konuştu, ne zamandan burdaydı hiçbir fikrim yoktu, annemin konuşması ile abim gitmişti
-Kızım, güzel gözlüm kendini harap etdin gül kokulum ne olur beni dinle, tepki ver korkutuyorsun beni" sesi ağlamaktan boğuk çıkıyordu yine sessiz kaldım konuşmasına devam etti - Hiram sen güclüsün, kalbim paramparça oluyor seni böyle gördükçe, biliyorum zor hemde çok zor babanla konuşmuşlar 1 hafta sonra düğün. Yarın sabah gelecekler yat uyu kuzum kendinide beni de üzme ne olur" bir daha yıkılmış umutlarımın altında kaldım, kalbimin kırıkları canımı acıtıyordu bu kadar çubuk mu olacaktı herşey. Yıkılamazdım dahada güclü durmalıydım, ben ses vermeyince annem gitmişti. Zorlukla aya kalktım sabahtan beri bir lokma ağzıma koymamıştım başım dönüyor, midem bulanıyordu. Banyoya girdim duş alıb rahatladım. Düşünmeye başladım hiç tanımadığım bir adamla ömür nasıl geçerdi, hakkımda hiçbir bilgisi yok, benim onun hakkında hiçbir bilgim yok, sadece adını biliyordum onuda babam o lanet cümleyi kurduğunda duymuştum. Arslan Demir Öztürk nefret ediyorum senden,kibirli bakışlarından herşeyinden nefret sadece nefret ediyorum. Babamın gür sesi duyuldu konakta
- Herkes sofrada olmak zorunda, bu nasıl saygısızlık, haddinizi bilin hepiniz, Özkanın ölümümü iyi olacaktı? Yoksa Hiranin evliliğimi hem düşmanlık sona eriyor hemde yuva kuruyor 25 ne gelmiş başımızamı kalsaydı" kalbime bıçak saplanıyordu her kelime ağzından dökülünce, bu kadarmıydı deyerim, Allahım al canımıda kurtulayım yine ağlıyordum bu sefer sinirle bağırdı babam - Hira hemen sofraya geliyorsun, yoksa 1 hafta sana yemek yok" fazla kızdırmadan sele dönmüş yaşlarımı sildim elimin tersiyle. Yüzüme su vurub aşağı indim. Herkes sofraya toplanmıştı. Annemin gözleri ağlamaktan kızarmıştı gözlerinin içi kan çanağına dönmüştü. Abiminde ondan bir farkı yoktu. Dila kendi evlerinde kalacaktı düğüne kadar, hayat hiç adil değildi o sevdiği ile evleniyordu bense evlendiyim adamın isminden başka birşey bilmiyorum hayır burda ağlamayacaktım hiçbirşey demeden sofraya oturduğumda babam yine konuştu
-Dilin yokmu? Neden konuşmuyorsun Abinin ölmesinimi istiyorsun?" Yutkuntum zorlukla konuştum
-Hayır Baba sadece kırgınım beni gözünü kırpmadan yangına atdın beni hiçbir sevmedin?" Yaşlarımı gizleyemedim caresizce ağlıyordum
-O nasıl laf evladımsın sen benim neden anlamıyorsun Baska çarem yoktu , olsa hiç seni verirmiydim?" Sessiz kaldım , babam herkese hitaben "Hayde afiyet olsun" herkes yemeye başlamıştı bende annemin zoruyla bir iki lokma yemiştim. Odama çıkıyordum ki, hizmetçilerin sesini duydum mutfaktan
- Kız biliyonmu Arslan ağa çok acımasız biriymiş, herkes ondan korkarmış kendi annesine bile saygı duymuyormuş"  Hatice teyze hemen konuşmaya başladı " Hiram,yavrum ne yapaçak öyle kötü adamla" ağlıyordu sanki Hatice teyze benim çoçukluğumdan bakıcımdı ben İstanbula yerleşdikten sonra babam gitmesine izin vermemiş kalıp çalışa bileceyini sölemiş, çok severdim, iyi kalpliydi Hatice teyzem tam  odama giriyordum ki duyduklarımla sanki yere çakıldım, en genç hizmetçimiz Gül konuşuyordu
-Hatice abla biliyormusun sevdiği varmış, babası Ağrı aga almamış, o yüzden herkese kötü davranıyor. Şimdi herşeyin açısını Hiradan çıkarmasa bari" duramadım hemen odama girdim doğru ola bilirmiydi? Sevdiği varsa neden kabul etdi ki? Yarın mutlaka konuşmalıydım belki vazgeçer başka yol buluruz birazda olsa umut tohumları düşdü yüreğime, yarın yorgun bir gun olacaktı hemen uyumalıyım belki herşey düzelirdı Arslanla konuştuktan sonra. Telefonun çalmaya başlayınca düşüncelerimden ayrıldım, Nisa arıyordu ah onu unutmuştum bekletmeden açdım
-Kuzum Hiram nasılsın? Çox özledim seni" Sesi üzgün geliyordu
-İyi olmaya çalışıyorum, yarın beni istemeye gelecekler, 1 hafta sonra düğün
- ne nasıl ? Berdeli kabulmu etdin? bu kadar çabukmu yarın ilk uçakla geliyorum seni yalnız birakamam" reddetmedim yanımda olması daha iyi olacaktı
-Başka çarem yoktu, kabul etmekden başka . Tamam gülüm yarın bekleyeceğim konuşuruz o zaman  öpüyorum iyi geceler
-Bende kuzum kendine iyi bak" konuşma sonlandıktan sonra kendimi uykunun kollarına teslim ettim çok düşünmeden.

Diğer bölüm Arslan Demir Öztürkün dilinden olacak🤍

KalbimHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin