20.Bölüm

150 11 11
                                    

Arslan Demir Öztürk

DURUŞMA GÜNÜ.

Evet bu gün benim en kötü günümdü. Duruşma vakti gelip çatmıştı. Bir gram uyku uyumamıştım. Aynaya baktığımda kendimden korkuyordum. Arslan sen bu hale düşecek adammıydın? Sen ki hiçkimseyi önemsemezdin, üzülmezdin.. Şimdi bu ne hal? Kendimi toplamaya çalışıyordum, yapamıyordum. Beni ne hale getirmişti Hira, nasıl aşık etmişti beni böyle kendine. Hazırlanmalıydım, bu gün Hiramın yüzünü görecektim.  Evet tam bir manyaktım, ayrılıyoruz, ben onu görücem diye hemde mutlu oluyordum.  Ayrıldığımız gerçeyini  yine hatırlatmıştım, artık ağlıyamıyordun bile. Sanki göz yaşlarım bitmişti ağlamaktan. Ben sensiz nasıl yaşayacaktım Hiram? Allahım sen yardım et, ben kalbimin acısıyla baş edemiyorum.. Banyoya girdim, kendimde değildim o yüzden soğuk suyla yıkandım kendime gelmek için. Azda olsa rahatlamıştım. Dolaba yöneldim. O kadar kötüydüm ki, hazırlanmak istemiyordum. Yine gözlerim dolmuştu. Hey Arslan ağa hani sen asla ağlamazdın? Şimdi ağlamaktan yaş kalmamıştı gözünde.. Çok beklemeden dolaptan siyah takımımı çıkarmıştım, beyaz gömleyimi giymiştim. Saclarımada şekil vermiştim. Ama gözlerime çare yoktu. Kenardan bakıldığımda bile ne kadar çoktuğum belli oluyordu. Son kez aynaya baktım ve çıktım odadan.

(ARSLANIN KOMBİNİ)

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

(ARSLANIN KOMBİNİ)


1 haftaydı otelde kalıyordum. Aramaları cevaplamıyordum. Hirasız cehennem olurdu o konak bana, hoş onsuz heryer cehennemde. O kadar pişmandım eve geç gittiğim her gün için, onu kırdığım, ağlattığım her saniye için.. Biliyordum artık çok geçti, kendim bıktırmıştım onu. Arabama binmiştim. Duruşmamızın olacağı binaya doğru yola koyulmuştum. Çok geçmeden varmıştım. Hira gelmemişti. Onu görecektim, hayranı olduğum elalarına bakacaktım, bu bile beni mutlu ediyordu.. Artık duruşma saati gelmişti. Hiraysa yoktu. Endişelenmiştim, neden gecikti? Başına bişeymi geldi?  O kadar korkmuştum ki beklemeden adına tuşlamıştım. Arıyorum, ama acmıyordu. Tam kapatacağım sırada telefonu açmıştı. Ama konuşmuyordu. Zorlukla konuştum
- Hira neredesin? Geliyormusun?" Bir haftaydı duymadığım sesi kulaklarımda yankılanmıştı
- Evet beni bekle geliyorum. " Bekle beni? Ben seni her zaman beklerim diyemedim. Boğazımı temizledim, konuşacaktım ki, telefonu kapatmıştı. Sesi durgun geliyordu. Ne olmuştu acaba? Beklemeye başlamıştım.  Topuklu ayakkabı sesi yankılanıyordu. Başımı kaldırdım, hasret kaldığım elalarıya siyahlarıma bakıyordu. Oylece durmuş  ona bakıyordum, sanki hasret kaldığım günlerin acısını cıkarmaya calışıyordum. O kadar güzeldi ki, kıymetini bilememiştim. Boğazını temizlemişti. Gözlerimi hafifçe kapatmıştım, kokusu, kokusu geliyordu. Ben bu kokuya ölürdüm. Gözlerimi konuşmasıyla açmıştım, güzel sesiyle konuştu
- Merhaba, umarım çok gecikmedim?" Cevab verecektim adımıs yankılandı, duruşma odasında. Anlaşılan bu gün bana konuşmak haramdı. Hira önden içeriye girmişti bende beklemeden arkasıyla girmiştim.  Karşı-karşıya oturmuştuk.  Ona bakıyordum. O kadar özlemiştim masum yüzünü. Gözleri kırmıydı, içi adeta kan çanağıydı. Odamı ağlamıştı? Hakim öylece konuşuyordu, ben duymuyordum. Hirayi izliyordum. Gözlerim korkuyla açılmıştı, Hira elinde kalem masada ki belgelere bakıyordu. Yoksa bu onlarmıydı, herşeyi bitirecek olan? Avukata baktım bu sefer konuşmasını duymuştum
- Hira hanım vaktim yok. Dışarda bekleyenler var. Rica ediyorum çabuk olun" Hiraya baktım, kalbim atmayı bırakmıştı sanki, gözlerim acıyordu. Hiraysa öylece belgelere bakıyordu, donmuş gibi. Sanki düşünüyordu.. İşte o an..
- Ben boşanmak istemiyorum" neye uğradığımı şaşırmıştım, doğru mu duymuştum? İstemiyorum mu demişti? Hiraya ayağa kalkmıştı, belgeleleri karşısından iterek konuşmuştum
- Boşanmayacağım." Sendeleyerek bende ayağa kalktım. Yanına gittim, Yutkunarak konuştum
- Doğru mu duyduklarım" Sağ gözümden yaş düşmüştü..
- Gidellimi artık" bunu söylemişti. Avukatta öylece bize bakıyordu, dudakları kıvrılmıştı. Başımı hemen salladım, heyecandan ne yapacağımı bilmeden öylece durmuştum ta ki Hiranın soğuk elleri ellerimi tutuncaya kadar. Bakışlarımı Hiraya çevirdim. Güzel gülümsemesi ile bana bakıyordu. Delirmiştim sanki, gülmeye başlamıştım hem de ağlıyordum Hirayı kendime çekip sarıldım beklemeden
- Şükürler olsun Allahım, onu hayatıma getirdin. Teşekkür ederim, teşekkür ederim" Hira benden ayrılmıştı elimden tutarak konuşmuştu
- Hadi gidelim,  bence konuşma vaktimiz çoktan geldi" Başımı hemen salladım, odadan çıkmıştık, bitkin halde girdiğim odadan, mutluluktan ağlayarak çıkıyordum. Kaderim beklemediğim anda yüzüme gülmüştü..

KalbimHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin