Arslan Demir Öztürk
Kalbim öyle acıyordu ki, tarif edemezdim. Ben hiç böyle olmamıştım. Kendi ellerimle herşeyi mahvetmiştim. Şimdi karşısına geçsem onu sevdiğimi söylesem ne tepki verecekti acaba? Yapma, başlamadan bitirme desem ne söylerdi? Sahi ne söylemişti? 'Yalvarırım beni kendinden kurtar,baktım artık yaşayamıyorum. Eger benden boşanmazsan andım ola kendimi öldürür. Seninle yaşamak istemiyorum Arslan, lütfen bırak gideyim' bu lafı elimi-kolumu bağlıyordu. Boşanacağımızı söylediği gün, onu sevdiğimi itiraf edecektim şans isteyecektim. Olmamıştı, yapamamıştım. Çocukluğumdan hiç sevilmemiştim ki, Hiradan sevgi beklememeliydim. Söz verdiğim gibi boşanma kararını kabul ettirmiştim aşirete. Kalbim çırpınmayı bırakmıştı sanki, hayatla iletişimimi kesmiş gibi öylece duruyordum. Eve gitmemiştim, olmadığı heryer cehennemden farksizdi, hem annem neden böyle oldu diye beynimin etini yiyordu. Şirketteydim, herşeyi mahv eden o odadaydım. Ağlıyordum, evet ben Hira için, ağlıyordum. Anlamıyordum ne ara bu kadar kalbimde yer edinmişti? O kadar isterdim ki, yaşanan bu olayların hepsinin rüya olmasını. Rüya olsa da uyansam, yine o saçlarını koklayıp huzur bulsam. Ama Allah kahretsin ki, gerçekti. Hira benden kurtulmak istiyordu, içim yana-yana, kalbim parçalansa da yapacaktım. Avukatı aramıştım.
- Erdem nasılsın?" Sesim o kadar kısık çıkıyordu ki, kendim bile zor duyuyordum.
- İyiyim kardeşim, sen nasılsın? Birşey mi oldu?" Yutkunarak konuştum
- Bana boşanmayla ilgili kağıtlar hazırlaya bilirmisin?" O kadar zordu ki konuşmak
- Neden? Yoksa.. " cümlesini tamamlamasına izin vermeden konuştum
- Evet, ayrılıyorum. Hazırlayıp yollarsın. Duruşmayıda ayarlarsın. Ben şimdi konuşamıyorum. Mesaj atarsın." Cevap vermesini beklemeden kapatmıştım. Bu odada ki, herşeyi parçalamak istiyorum. Herşey burada başladı, Hiranın buraya gelmesiylede son buldu. O gün içmeseydim şimdi böyle olmayacaktı. Belki Hiraya sevdiğimi söylemiş, mutluluktan uçuyorum olurdum. Kader işte, bir kere bile güldürmedi yüzümü, hayır güldürdü Hiranın hayranı olduğum elalarında kaybolduğumda, vurgunu olduğum saclarını öpüb kokladığımda, incecik beline sarıldığımda Kader yüzüme gülüyordu. Bir tek onun yanındayken dertlerimi unutuyordum, şimdi kendisi derdim olmuştu. Etrafa baktığımda düşüncelerimde boğulurken odayıda dağıtmıştım. Öylece yere çoktum. Kapım çalıyordu ama 'gel' demeğe halım yoktu. Kapı açıldığında kim olduğuna bile bakmamıştım. Son baktığımda geleni Hira sanıp, hayatımı alt üst eden, Hirayı benden alan o pisliği yapmıştım. O lanet olası sesi duydum
- Arslan bu ne hal? Ne oldu sana?" Büşra eyilerek yanıma yaklaştı. Elimi tutacakken, elimi cekmiştim. Kısık sesimle konuştum
- Git burdan " bunu söyleye bilmiştim sadece.
- Ne olduğunu söyle gidicem söz" herşeyi bu odaya gelerek kendi mahvetmişti şimdi ne olduğunu soruyordu. Sinirlenmek istiyordum yapamıyordum, sanki beynim felç olmuştu, Hiradan başka birşey düşünemiyordum. Konuşmaya başlamıştım birden, kelimeler öylece dökülüyordu ağzımdan. Ne dediğimi bile bilmiyordum.
- Hira gidiyor biliyormusun? Beni yalnız bırakıyor? Evet biliyorum ona kötü davrandım, her fırsatta kırdım. Ama onu sevdim, kendimde nasıl oldu anlamadan sevdim. İçim o kadar yanıyor ki, artık çok geç. Sen buraya gelib bana sarılınca görmüş, konuştuklarını duymuş. Şimdiyse hiç gelmemiş gibi çıkıyor hayatımdan, beni geride nasıl bıraktığını bilmeden gidiyor. Büşra kalbim öyle acıyor ki, bu hissi sana asla anlatamam. Ben onunsız nasıl yaşayacağım? Onu nasıl sevdiğimi bile bilmiyor" Evet ağlıyordum, iliklerime kadar nefret ettiğim kadına içimdekileri döküp ağlıyordum. Hiç birşey söylemeden çıkıp gitmişti. Giderdi tabii, hayatımı mahvetmişti, Hiramı benden almıştı. Düşüncelerimden telefonumun çalmasıyla ayrılmıştım. Baktığımda Erdemdi, açtım. Konuşmamıştım, konuşmasını bekliyordum.
- Kardeşim ben hallettim sana yolladım kağıtları. Duruşma 2 hafta sonra. İki tarafta boşanmaya kararlıysa. İlk duruşmada boşanmış olacaksınız." Duyduklarımla, bedenim ürperdi, başım döndü sanki. Bu kadar çabuk mu? Kapatmıştım telefonu, Hiç birşey demeden. Kapı çalmıştı, elinde kutuyla Sinem girmişti. Kutuyu masama bırakarak, bana bakıyordu tam konuşacaken susturdum
- Konuşmak istemiyorum Sinem lütfen çık." Başını sallayarak çıkmıştı. Zorlukla yerden kalktım, masaya gittim. Kutuyu açtım, bizi sonsuza kadar ayıran o belgeler karşımdaydı. Sol gözümden yaş düşmüştü kağıtların üstüne. Bunlar mı ayıracaktı bizi? Bu siktiğim kağıtlar mı? Yine Hiranın laflarını hatirlamistim, kalemi elime alarak kağıtları imzaladım. Evet yapmıştım. İsteyerek kalmasını istiyorum, Hiraysa kendisinin benim yanımda boğulduğunu söylüyordu. Telefonu elime aldım Hirayı arayamazdım, sesini duysam yapamazdım, söyleyemezdim. O yüzden mesaj yazdım

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kalbim
RomanceHira Şahin ve Arslan Demir Öztürk'ün inişli-çıkışlı aşk hikayesine hoş geldiniz.. Hirayla Arslan birlikte kalmayı başaracaklar mı? Ve seni, benim hayatıma uğratan kaderin de vardır bir bildiği.. Berdelle evlendiler, sizce nefret aşka dönüşe bilecekm...