36.Bölüm

53 6 7
                                    

Sanki şimdi olanları hatırlamıştım, ben onu nasıl affederdim? Ben ne yapmıştım? Kalbimin aklımın önüne geçmesine izin vermiştim. Arslan aşağıdaydı bense o çoçuk odasında öylece yataktaydım. Ne olmuştu bana? Ben böyle biri değildim. Aşk beni gerçekten deyiştiriyormuydu? Bu kadar çabuk affedecek kadar gözü körmü olmuştum ben? Hiç kullanılmamış çoçuk yatağını elimle okşadım.
- İhanet ettim ben size. Affetmemeliydim onu"

Hep anneme benzemekten korkardım. Çünkü babamın yaptığı her aşağılamaya, ihanete hep boyun eyerdi.  Ben şimdi annem gibimi olmuştum? O küçük kıza söz vermiştim hiçbir zaman üzülmeyeceği için şimdi ben duygularımın esirimi olmuştum. Beni yeniden üzeceğini bildiğim halde affettiğimi söylemiştim. Ama kalbimde olan kırgınlık, içim de olan burukluk gitmiyordu. Gerçekten affettiğimiz de böyle hissetmezdik dimi?

Ellerimi saçlarımdan geçirdim. Buraya geldiğim de Öyle kötü durumdaydım ki, hiçbirşey söyleyememiştim Arslana. Uçağım, Ankarada yeni düzenim herşey uçup gitmişti hemin an aklımdan. Ama ben yemin etmiştim, ben böyle iradesiz biri değildim. Bana ihanet etmişti Arslan, çoçuk ondan olmaya bilirdi, ama kaç ay o kadınla ilgilenmesi, onun çevresin de olması ve Tün bunları benden saklaması bile ihanetti. Affedemezdim, zaten böyle durumda hiçbir kadın affetmezdi ne kadar severse sevsin..

Herşeyden uzak düşünmek bana iyi gelmişti, yaptığım yanlışın farkına varmıştım. Elim bebek yatağında ayakta, öylece düşünüyordum. Kapının açılması, Arslanın benim yanıma mutluluk sayarak gelmesiyle tüm düşüncelerim bölündü. Sarılacakken elimle dur yaptım. Kaşları çatıldı biran Arslanın
- Ne oldu güzelim?
- Arslan demiştin ya bana inanmazsan artık seni rahatsız etmeyeceğim diye?" Öylece bana bakıyordu
- Söyledim de, ama şimdi bunu neden söylüyorsun sorunlarımızı hallettik
- Hayır, ben kendim de değildim o sıra. O yüzden ne söylediğimi ben bile bilmiyordum." Elimden tuttu
- Hayır hayır sen şimdi kendin de değilsin, ben sana herşeyi anlattım" elini elimden ittirdim
- Bir daha bana dokunma, sen elinle o kadına da dokundun. Ben inanmıyorum. Belki çoçuk senden değil ama yaptığın yine ihanet. Bu sefer seni affetmeyeceğim." Alınında ki, damarı kendini belli etti
- Bir öyle söyleyip, bir böyle söyleyemezsin. Seni ne kadar sevdiğimi biliyorsun. Şimdi beni bırakıp gidecekmisin?" Yine bana akış oyunu yapıyordu
- Evet bu sefer gideceğim
- Hani sevdiğim adamdım, şimdi hiçnirşwy yaşanmamış gibi bitirecekmisin?
- Arslan sözünün üstünde bir kere dur ya. Kaç kez seni üzmeyeceğim diye söz verdin sonuç gözlerimden yaş eskik olmuyor. Keşke hiç Mardinden gelmeseydik ben orada daha mutluydum.
- Gel otur konuşalım" kolumu tutmaya çalıştı ama izin vermedim
- Gitmek mi istiyorsun?" Öyle soğuk sesle sormuştu ki, bir an tüm bedenim titredi. Ama geri addım atamazdım, Karakurt kızıydım ben
- Evet" öyle umursamaz ifade almişti ki Arslan. Yolumdan çekildi eliyle kapıyı gösterdi
-Yolun açık olsun" hiç alışmamıştım böyle tepkisine, o yüzden kendimi kötü hissettim, ama artık duramazdım burada. Yanından geçerek kapıyı açtım, adım atıp çıkacakken
- Ama bunu asla unutma bu yolun dönüşü olmaz. Ben seni vazgeçirmeye çalıştım olmadı. Herşeyi anlattım inanmadın. Benim de suçum var biliyorum, ama herşeyi yıkıp giden sensin." Onun gözlerinin içine baktım
- Ben Hira Şahinim, Arslan Demir Öztürk  bir karar verdim mi arkasın da dururum. Ama sen de bunu unutma bizi bu hale getiren sensin. Artık Büşra ve çoçuğuna sahip çıka bilirsin, nede olsa engel kalkıyor artık. Senin de yolun açık olsun" kapıyı arkamdan çarparak çıktım. Kendimden emin adımlarla Kaana yaklaştım
- Benim bavulumu hemen getir
- Ama Arslan bey
- Bavulumu getir dedim sana" sesim yüksek çıkmıştı. Hiçbirşey düşünmüyordum, biran önce bu lanet evden kurtulmak istiyordum.

Takside eve gidiyordum. Abim kaç defa aramıştı ama açmamıştım, kendimi de değildim çünkü. Çok büyük karar vermiştim, Arslanda açıkca bu yolun dönüşü olmayacağını söylemişti. Aklımla 1 yıl önce yaşadığımız boşanma  olayı geldi, o zamanda böyle söylemişti, ama yoldan dönmüştük. Şimdi herşey çok farklıydı, bakışları bile aynı değildi. Bir-birimizi çok yıpratmıştık. Öyle duruma gelmiştik ki, ne olacaksa olsun artık. Kaç gün o kadar ağlamıştım, artık gözümden yaş bile gelmiyordu, kalbim buzlaşıyırdu sanki. Öylece yollara baktım, ne umutlarla gelmiştik buraya, ama 6 ay yaşa bilmiştik birlikte en fazla. Şimdi anlamıştım biz bir-birimize kötü geliyorduk, burada yaşadığımız yerlerin sucu yoktu. Hayatım mahv olmuştu, kalbim paramparça..

KalbimHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin