29.Bölüm

57 8 9
                                    

Arslan Demir Öztürk

Hirayla aramız çok iyiydi, herşey o kadar güzel gidiyordu ki.. Tam anlamıyla aile olmuştuk. Bilin bakalım bir tek neye ihtiyacımız vardı? Bebeğimize. Hirayla konuşmuştuk bebek istiyorduk ikimizde. Şimdiden babalığın heyecanını yaşıyordum. Bu gün Hirayı işten ben alacaktım, o yüzden işim biter bitmez okula doğru yola koyulmuştum. Okulun yakınlığında durup Hirama mesaj geldiğimi mesaj attım
  
       Mesaj:

     Siz: Güzelim ben geldim, seni bekliyorum.
                  
              Kalbim: Geliyorum, sevgilim

Geliyordu, arabadan inerek arabama yaslanarak Hirayı beklemeye başladım. Koşuşturan çoçuklara dalmıştım öylece.. Omzuma deyen elle, ayıldım. Hiranın geldiğini zannedip mutlulukla
- Sev.." omzuma dokunan elin sahibine baka kaldım.. O..
- Arslan" ağlıyordu, sarılmaya kalktığında kendime gelerek geri çekildim. Hirayla yeniden sorun yaşamak istemiyordum, bizi böyle görürse yanlış anlardı.
- Ne işin var senin burda?" Bir eliyle gözünün yaşını sildi
- 5 yıl oldu, o masadan kalkalı. Ardına bile bakma.." elimi sus diye kaldırdım
- Kes sesini. Sen benden daha iyi biliyorsun olanları, benden vazgeçen sendin." Yine konuşacakken durdurdum
- Karım gelicek, git burdan. Yanlış anlamasını istemiyorum. Senin yüzünden aramızda sorun çıkmasını hiç istemiyorum." Öylece bana baktı, zorlukla konuşuyordu
- Se.. Sen evlendin mi?" Sahi ben bu kızı nasıl sevmiştim? Şimdi baktıkca sinirleniyordum.
- Seni beklemeliydim? Tabii evlendim hemde sevdiğim kadınla." Hıçkırıyordu
- Beni unutamazsın hayırr, ben seni beklemişken sen evlenemezsin" Kahkaha atmıştım
- Sen para gözlülüğünden evde kalmışsın, sakın beni karıştırma. Ben çok mutluyum şimdi git burdan" gitmiyordu. Kafayı yiyeceğim, öfke sorunlarımı yene bilmek için, doktora gidiyordum. Şimdi bu kız 5 yıl önce yaptı gibi öfkelendiriyordu beni. Ağlıyordu
- Ben seni sevmiyorum.  Karıma çok aşığım. Sen benim için yoksun neden anlamıyorsun?" Koluma yapıştı
- Arslan o zaman yaşım azdı, şimdi.." işte korktuğum başıma gelmişti, sevdiğim kadın tüm soğukluğuyla
- Arslan" demişti. İçim ürpermişti. Kolumu onun elinden kurtararak, Çaresizlikle Hiraya baktım, ne olur Allahım yanlış anlamasın, beni bırakmasın ne olur.
- Herşeyi açıklaya bilirim" yanımıza geldi, hızlı addımlarla, elimi küçük elleriyle tuttu
- Ne oluyor burda canım?" Öylece yüzüne baktım, bağırıp çağırmamıştı, hatta elimi tutmuştu. Rüyada değildim deyilmi? Defne şaşkınlıkla bakıyordu
- Senmisin evlendiği kız?" Hira hiç kendini bozmadan cevaplamıştı
- Evet, Defneciğim bir sorunumu var?" Arslan soru dolu gözlerle bana bakıyordu
- Sevgilim Defneyle aynı okulda öyretmeniz" Başını sallamıştı
- Sahi siz nerden tanışıyorsunuz?" Ağzımı açacakken, Defne nefret dolu gözlerini Hiraya dikmiş, hırçınca konuştu
- Ben onun unutamadığıyım, kalbinde iz koyan kadınım" Sinirlerim alt üst olmuştu, şuan bu sinirle onu öldüre bilirdim
- Gel biz ona unutamadığı değilde, geçmişte kalmışı diyelim. Senin baharın geçmiş, şimdi bizim baharımız. Seninkinden farklı olarak bizim baharımız asla bitmeyecek" elimi daha sıkı tutmuştu, Defne yaşlar gözlerinden aka-aka koşar addım yanımızdan ayrıldı. Defne gözden kaybolduktan sonra Hira elini  elimden çekmişti
- Arslan bana anlatmak istediğin birşey var mı?" Öyle sakin konuşmuştu ki, kendimi öldürmek istiyordum çaresiz kaldığımdan dolayı, neden baştan anlatmamıştım ki?
- Eve gidelim herşeyi anlatacağım" Hira yanımdan kecerek arabaya bindi.
-Neden Defnenin yanında öyle davrandın?
- Nasıl?
- Öyle işte, herşeyden haberdar gibi. Hiç bana bağırmadın, olanlardan dolayı, gitmedin.." yüzüme baktı, öyle güzel bakıyordu ki
- Sana inanmak istedim, zaten anlatacagını biliyorum. O yüzden fazla gerginlik yaratmadım
- Bana kırıldın mi?
- Kırıldım demeyelim, üzüldüm anlatamadığın için. Zaten o senin geçmişin ne diyecektim ki?" Başımı salladım
- Seni seviyorum, benim yüzümden üzülme ne olur" elinin üstüne buse kondurdum
- Bende seni seviyorum, benden birşey saklama
- Bir daha asla yapmayacağım, sen üzülme diye söylemedim" kafasını sallamıştı. Eve vardığımızda banyoya yapmıştık. Şimdiyse salonda oturmuştuk, kahve yaparak getirmişti Hira.
- Seni dinliyorum" Boğazımı temizledim
- Ben Burda okumuştum universitemi,  burada da tanışmıştık. 5 yıl önce babam yanına çağırmıştı Mardine dönüp ağalığı üstlenmem için konuşmuştu. Sevdiğim olduğunu, onunla evlenmek istediğimi söylemiştim. İlk başta şehir kızı olduğundan istememişti, sonra şart koşmuştu bana ' eger o İstanbullu kız buraya herşeyi geride bırakıp gelirse, evlenmenize razı olurum' bende büyük konuşarak tabii razı olacak demiştim. Sonra İstanbula döndüm ne umutlarla, hayallerle. Oturup konuştuk herşeyi anlattım. Biliyormusun ne söyledi? Gelemem, ben evliliye hazır değilim. Sen ağalıktan vazgeç gel buraya yerleş. Tabii bende sinirlendim. Hayal kırıklıgı yaşadım anlıya biliyormusun? Ayrıldım. Mardine döndüm. Sonradan ondan hiç haber almadım, yani hiç Defnenin adını ağzıma almadım. Olanlar bu" Başını sllamıştı, gözlerime baktı, öyle-böyle değil..
- Ama ağalıktan benim için.." dudağından öptüm
- Tamda o gün anladım sana olan sevgimin bambaşka olduğunu. İnana biliyormusun kendimi sorguladım ne için diye? Ama sana olan sevgim o kadar büyük ki seni kaybedemem" sıkıca sarılmıştı
- Seni çok seviyorum" saclarını koklayarak öptüm
- Bende seni çok herşeyden çok seviyorum"  Hira Kahkaha atmaya başladı
- Ne oldu?" Korkuyla sordum
- Biliyormusun biz işte Defneyle bir-birimizden nefret ederiz. Hep kendimi sorugulardım biz neden böyleyiz diye. Kadın ruhu hissetmiş işte" bende gülmüştüm
-  Kalbim teşekkür ederim beni dinlediğin için" Yüzümü öptü
- Ben kocamı kimseye kaptırmamam" gülmüştük ikimizde. Aklıma gelen şeyle konuştum
- Devrem Mardinden ne zaman gelicek?" Düşünür gibi yaptı
- Bu gün konuşmuştum, bizimle önemli birşey konuşacakmış o yüzden yarın dönücek" kaşımı kaşdırmıştım
- Ne konuşacak acaba?
- Bilmiyorum sevgilim" Hiranın karnının kuruldamasıyla Kahkaha atmıştım
- Ne gülüyorsun açıktım işte
- Tamam birşey demedim hadi gel, sofrayı birlikte hazırlayalım." Sarmaş-dolaş ayağa kalktık, sofrayı hazırladık. Kahkahalar eşliğinde yemeğimizi bitirmiştik. O kadar sohbet etmiştik ki, zamanın nasıl geçtiğini, havanın karaldığını fark etmemiştik. Odaya geçtiğimizde Hira gecelik seciyordu, artık bir aşama atlamıştık. Rahatca giyiniyorduk bir-birimzin yanında. Hira soyunuyordu, baştan aşağıya süzmüştüm geceliğine giyinene kadar. Arkadan yaklaşarak sarıldım
- Küçük Arslancığı uyandırdınız küçük hanım" gülümsemiştim, kaçmaya yeltendiğimde karnımdan tuttu
- Karıcım nereye kaçıyorsun? " Boynunu öpmeye başlamıştım, bana çevrildi karşılıklı öpüşmeye başlamıştık. Yine uzun gece bizi bekliyordu..

KalbimHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin