Abim avlunun ortasında kolunu tutuyor babam abimin yanına yere düşmüş silahı kaldırıyordu, korumalar abime yardım ediyolardı, annem "neden yaptın oğlum, iyimisin" Diyerek ağlıyordu, bense donmuş olanları algılamaya çalışıyordum. Abim kendini vurmayamı kalkışmıştı? Ama neden?
-Abiii" Diyerek bağırdım yanına koştum
-Ne oldu anne abim neden bu halde?" Sağ kolundan kan akıyordu, annem hala ağlıyordu içli-içli
-Kendini vurmaya çalışmış, Selim son anda yetişmiş" of abi sen ne yaptın, abime yönelik konuştum
-Neden abi bunu neden yaptın? Canına kıysaydın herşey düzelecekmiydi? Neden izin vermiyorsun hayatlarımıza bakalım? Olan olmuş Neden anlamıyorsun?" Abim zorlukla konuşmaya başladı
-Ben bu acıyla baş edemiyorum, Hira. Gözümün önünde heran çöküyorsun, kaldıramıyorum, seni acı çekerken görmeye dayanamıyordum. Ölseydim bu acıda son bulacaktı, tükenmiş halini görmeyecektim" sinirleniyordum Neden Dila'yı kaçırmamışdan önce aklına gelmemiştiki yasanacaklar, Neden o zaman kız kardeşini düşünmemişti. Kendimi tutamadım
-Abi bunları düşünmek için geç kalmadınmı? Gelinlik seçmeye gideceyiz, gelinlik anlıyormusun? Dönüşü varmı artık bu yolun? Kardeşini Dila'yı karçırmamiştan önce düşünseydin. Şimdi benim için mutsuz olma, mutlu olmalısın aksine beni bile düşünmeden sevdiğini kacırmadınmı? Hadi git onun yanına yalnız bırakma gelinlik secin mutlu gununuz için. Bittim artik, izninle artık acımı yaşamak istiyorum, hayatına bak artık, herşeyi düzeltmek için çok geç" sinirle gürlemiştim hemen odama koştum, ellerim titriyordu, ağlamaya ne zaman başlamıştım onu bile bilmiyordum. Nasıl böyle şey yapar ya, ölüm çözümmü? Kendimi banyoya atmıştım, biraz oyalandıktan sonra çıkmıştım. Of gelinlik çıkmıştı birde başıma. Dolaba yöneliyordum ki, kapım açıldı. Annemdi. Kadın perişan olmuştu, hepsi abimin akılsızlığı yüzünden. Anneme sarıldım
-Annem üzülme artık abime birşey olmadı hem daha gelinlik bakmaya gideceyiz"sesli nefes verdi
-Yasayamazdım ona bişey olsa, çok şükür kursun sıyırmış sadece, pansuman yaptım odasında, sana bakmaya gelmiştim, sen iyimisin kızım?"' Aci dolu bakışlarla bana bakıyordu, daha fazla üzmemek adina
-İyiyim Anne, sen beni düşünme. Hadi git hazırlan, bende hazırlanıb geliyorum" annem çikti bende vakit kaybetmeden hazırlanmaya başladım. Yazlık elbise giyecektim, dizimin biraz aşağısında bitiyordu, elbisemin üzerinde küçük pembe güller vardı, elbisem beyazdı, beyaz rengi çok seviyorum mutlaka giydiğim her kiyafetde beyaz olurdu. Açık pembe ruj kullandım, birazda allık, sade ve güzel duruyorum. Saclarımı açık bırakmıştım . Son olarak pembe cantamıda aldım. Hazırdım.(Hiranin kombini)
Aşağıya indim Nisayla annem konuşuyorlardı, koşup Nisaya sarıldım.
- Sende geliyormusun, Nisam" gülerek bana bakıyordu, sorumla dudaklarını büzüp, kafasını olumsuz anlamda salladı
- Hayır güzelim gelemiyorum, işimi çok aksatdım, bir sürü telefon konuşması yapmalıyım o yüzden." Aptal kafam kız 4 gundu burdaydı tabii
-Tamam gülüm, Özür dilerim benim yüzümden burada kaldın
- O nasıl laf duymamış olayım, hem arkadaşlar kötü günlerde belli olmazmı? Sen hep benim yanımda oldun şimdi sıra bende" sıkıca sarıldım. Tam ağzımı açacaktım ki dışardan korna sesi geliyordu, eyni zamanda telefonum çalmaya başladı arayana baktığımda Arslandı açtım
- Kapıda seni bekliyorum" selam bile vermemişti, agzıma acmama izin vermeden kapatmıştı telefonu sinirle ofladım. Annem koşarak yanıma geldi
-Kızım hadisene, adam ağac olacak beklemekten
-Geliyorum Anne " bıkkınlıkla konuşmuştum. Konağın kapısından dışarı çıktın, Arslan tüm heybetiyle arabaya yaslanmış bizi bekliyordu. Bizi görecek yanımıza yaklaşıp annemin elini öptü. Arabada Arslanın annesi, Dila vardı. Şaziye anneye sarılmıştım, onu seviyordum Anne şefkati vardı gözlerinde, Anne diyordum o yüzden. Dila'ya sadece baş selamı vermiştim. Çok geçmeden büyük bir mağazanın yanında dayanmıştı araba. Hepimiz inmiştik. İlk gelinlik bakılacaktı. Arslan gitmemişti , yanında yürüyordu. Mağazaya girdik. Gelinlikler olan kısma yöneldik. Ben bakıyordum, bunalıyorum burda ağlamaktan istemiyordum kendimi zor tutuyorum. Annem kolumu yavaşça çekti kulağıma doğru konuştu
-Kızım şartlar ne olursa olsun ilk defa evleniyorsun; kendi beğendiğin şeyleri al, en azından giydiklerini kendin secmiş ol" durdum haklıydı, o kadar ağır cumleydiki benim için "en azından giyindiklerimi kendin secmiş ol" evlendiğim adamı secemeiştim, yine tarif edilemez aci yükseldi kalbimde, gitmek istiyordum. Kendimi toplamaya çalıştım anneme bakarak başımı salladım. Gelinliklere bakmaya başladım. Arslana kafamı cevirdiğimde bir tarafta durmuş telefonu ile ilgileniyordu. Şaziye anne Dilaya gelinlik secmekte yardım ediyordu. Malum abim gelmemişti koluna göre. Yine gelinliklere bakmaya başladım. Birini beğenmiştim onu denemek istediğimi bildirdim. Kabine girip denedim, kabinin aynasından kendime baktım cok güzeldi, gözümden yas aktı, ağlıyordum kendimi durduramiyordum kapının calmasıyla gözlerimi sildim, onun sesi geldi
- Sorun yoktur umarım, çıkıyormusun?
-Evet geliyorum " kısık sesle konuşmuştum umarım ağladığımı sesimden anlamamıştı. Son defa kendime bakıp kabinden çıktım. Ela gözlerim siyahlarına tutuştu. Gözlerime bakıb sonra baştan aşağı gelindiğimi süzdü. Yüzüme çıktı gözleri yutkuntudunu gözdüm. Sakince konuştum
- Beni süzmen bittiyse annemlerin yanına geçe bilirmiyim?" Hiçbirşey söylemedi bana bakarak karşımdan çekildi, beklemeden annemlerin yanına gitdim. Annem Dilanın yanındaydı konuşuyorlardı, Şaziye anne koltukta oturmuştu, yorulduğu belli oluyordu. Dila gelindiğini secib yakınındaki kabine girmişti. Geldiyimi belli etmek için boğazımı temizledim. Gözleri hemen beni bulmuştu. Şaziye anne hayranlıkla bakıyordu. Annemse ağlamaya başlamıştı bile yanıma gelib sarıldı
-Ne kadar güzel olmuşsun, meleksin sanki" Şaziye annede yerinden kalkmış bize doğru geliyordu, Arslan yan tarafımdaydı bakışlarını üzerimde hiss edebiliyordum. Annem benden ayrılarak yaşlarını sildi, Şaziye anne sarilmıştı şimdi
-MaşAllah, Allah nazarlardan korusun" gülümsedim
-Teşekkür ederim" Dilada kabinden cıkmıştı, çok güzeldi, gelinlik güzelliğine güzellik katmıştı. Arslanın tıpkısıydı,siyah uzun saçları, beyaz teni, küçük dolğun dudakları, simsiyah büyük gözleri, yüzüne yakışan minnacık burnunu vardı kız melekti sanki, kırgın olmasaydım kendisinede söylerdim. Bana mahcup, utanarak bakıyordu, bakışlarımız kesiştiği zaman hemen kacırıyordu, üzülüyordu hiss edebiliyordum. Annemler onada güzel olduğunu sölemiş, kına için kiyafet secmemizi istemişlerdi, zaten bir elbise gözüme kestirmiştim, yoruldugum için denememiştim, Dila hala gelinliğini çıkarmamişti dolu gözlerle Arslana bakıyordu , sanki sarılmak istiyordu üzü yoktu, Arslana baktığımda Dilaya bakıyordu, gözlerimi dolmuştu onun. Amma tepki vermiyordu çok geçmeden gözlerini bana sabitledi hemen gözümü çekmiştim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kalbim
RomanceHira Şahin ve Arslan Demir Öztürk'ün inişli-çıkışlı aşk hikayesine hoş geldiniz.. Hirayla Arslan birlikte kalmayı başaracaklar mı? Ve seni, benim hayatıma uğratan kaderin de vardır bir bildiği.. Berdelle evlendiler, sizce nefret aşka dönüşe bilecekm...