Artık hayatım değişmişti, daha doğrusu değiştirmiştim. Söylemiştim ben annemin kaderini yaşayamazdım, küçük Hiranın hayallerine ihanet edemezdim. Arslanın yaptığı ihanetdi, bebeklerime ve bana yaptığı. Düşünüyorum da Arslan beni hep kırdı, mutlu olduğum günler sayılı adeta. Kendimi o kadar değersiz hissettiriyordu ki, biliyorum o beni seviyordu ama bazen sevmek yetmiyordu. Beni adeta ayakta uyutup, Büşranın yanına koşuyormuş. Şimdi gösterecektim herkese Karakurt aşiretinin bir tek kızı, Hira kimdir. Yıkılmayacaktım, zaten acı artık tüm ruhuma işlemişti ağlayamıyorum bile. Çalan telefonumla düşüncelerimden koptum. Uyuz Volkandı
- Buyurun Volkan bey
- Hira hanım davetiyemi bekliyorsunuz?
- Anlamadım?
- Dosyalar diyorum neden masamda değil?" Odalarımız yan-yana olduğundan, pencereden bir-birimizi görüyorduk. Sinirle karşımdaki dosyaları ittirdim, göz devirmeyide ihmal etmedim
- Kusura bakmayın Hira hanım rahatınızı bozduk" dudağımı sinirle dişimin arasına alarak sıktım, bu adam kendini ne zannediyordu, tam cevabını verecekken, pencereden kaşlarını çatmış, telefon kulağında bana baktığını gördüm. Gözlerimi çekerek, telefonu dosyaların yanına fırlattım adeta, bilmiyorum ama son zamanlar en küçük birşey bile beni sinirlendirmeye yetiyordu. Dosyayı alarak hızla onun odasının kapısını vurdum elimle
- Gel" yüzüne bakmadan dosyaları bırakıp çıkmak istediğimde
- Asla affetmeyeceğim şey bana yapılan saygısızlık, Özkanın hatrı olmasa şimdiye işten kovulmuştun" arkam ona dönüktü, dudağım hafifçe kıvrıldı, tüm bu kelimeleri bir bir yutturacağım. Ciddileşerek arkamı döndüm
- Sizinle bir alakası yok, kendi şahsi hayatımla ilgili sorunlar yüzünden.." elini kaldırdı, sus der gibi
- Çık " gözümü devirmeme engel olamadan odadan çıktım, tabii kapınıda koparırcasına vurmayı ihmal etmedim. Özkanın hatrıymış, yarın göstereceğim kimin bundan gideceğini. Elim titriyordu, çantamı elime alarak, hızla şirketten çıktım. Kafamı toplamam lazımdı. Artık 1 aydı Ankaradaydım, alışmıştım buraya. Bu sürec içerisinde Arslan ne yazmış ne aramıştı. Aynı şekilde bende, Nisanın bile telefon aramalarını açmamış, mesajlarına geri dönüş etmemiştim. Yalnız kalmaya, hiçkimseyle konuşmamaya ihtiyacım vardı. Birini canından çok sevmek, onunla ilgili hayaller kurmak daha sonra tüm hayallerinin boşa çıkması ve unutmak zorunda kalmak.. tüm bunlar insana o kadar acı veriyordu ki. Yaşıyorsun ama ölüden pek bir farkın yok. Biliyormusunuz ben hep hissediyordum onunla sonumuzun olmadığını, en mutlu anımızda bile bunu hissediyordum. Biz o kadar farklıydık ki birimizden. Seviyordu, belki canından bile çok, ama bazen sevmek yetmiyordu işte..
Yalnız kaldığımda acılarımlada baş-başa kalmış oluyordum, kendime bakıyorum da aynadan o kadar zayıflamıştım ki, istemsizce dudaklarım kıvrıldı. Hep kendi kilomdan daha çok zayıflamak istiyordum, şimdi çektiğim aci beni çok zayıflatmıştı. Elimi saçlarımdan geçirdim, seviyordu saçlarımı, kokusunu.. Yok edecektim hepsini..Dün uykuya nasıl geçmiştim bilmiyorum, uyandığımdaysa saat öylene az kalıyordu. Telefonumu elime aldım Volkan beyden ve Gülden aramalar vardı. Tabii geri dönüş etmeyecektim 1 ay boyunca bana emirler vermenin, bağırmanın hesabını bu gün soracaktım. Dün beni şirkette Özkanın hatrı için sakladığını söylemişti, şimdi bakalım ben seni abimin hatrı için orada izin verecekmiydim çalışmana? Yerimden hızla kalktım bu gün büyük gündü..
Saçlarımı yukarıdan sık at kuyruğu yaptım, makyajım da hazırdı. Evden çıkacakken telefonuma gelen mesaj beni durdurduMesaj:
Salak Volkan: Hira hanım artık şirkette işinize son verildi. Zahmet edip gelmeyin!Görüldü attım, mesajın sonundakını ben ona sokmasını bilirdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kalbim
RomanceHira Şahin ve Arslan Demir Öztürk'ün inişli-çıkışlı aşk hikayesine hoş geldiniz.. Hirayla Arslan birlikte kalmayı başaracaklar mı? Ve seni, benim hayatıma uğratan kaderin de vardır bir bildiği.. Berdelle evlendiler, sizce nefret aşka dönüşe bilecekm...