7.Bölüm

166 13 1
                                    

Arslan Demir Öztürk

Bu kız beni delirtiyor , üstüme üstüme geliyor artık. Sakin olmaya çalıştıkça birşey çıkarıyor lafları, giyimi. Allah aşkına o nasıl etek heryeri göz önüne serili. İşim çıkmasa o kafeye gitmeseydim eğer konağa o şekildemi dönecekti? Ah sokağa o şekilde nasıl çıkar? İş başa düştü dili ile beraber bacaklarınıda kırmam gerek. Her hareketi sanki bana batıyordu. Onunla nasıl bir ömür geçer, neden hayatıma girdiki of Dila neden kaçtın ki ? Araba kullanırken kendi kendime konuşuyordum akşam isteme vardı acaba nasıl giyinecekti? Hadi bakalım az kaldı konağa varmıştım. Hiçkimseyle muhatap olmadan odama çıktım, kapıyı açtım ki, amcamın kızı Gül of birde başımda bu azgın kız vardı laftan anlamıyordu ki, 4 yıldı yakamdan düşmüyordu. Bana yaklaşıyordu bıkkınlıkla ofladım
- Odamda ne işin var hemen çık birdaha ayağın bu odaya değmesin" sinirle tısladım, beni duymuyormuş gibi karşımda durdu nefesini dudaklarıma üfledi geri çekildim
- İşitme yeteneğinimi kaybettin defolsana" ağlayarak cırlayarak konuşmağa başladı
- Bu berdel nerden çıktı neden razı oldun ki seni sevdiğimi bildiğin halda nasil olurda evlene bilirsin?
- Salakmısın sen? Benmi dedim sev? Çık dışarı yoksa atmasını biliyorum. Sana ne benim evliliğimden senden iznmi almalıydım ?
- Şimdi gidiyorum amma bir gün pişman olacaksın " cırlayarak gitdi hep böyle yapıyordu umut vermiyordum amma yakamdan da düşmüyordu. Oflayarak banyoya gitdim duş aldıktan sonra, Dolaptan takım elbise seçtim. Saçlarımıda özenle daradım. Hazırdım. Geriye çiçek çikolatayla o huysuz kızı istemek kalıyordu. Bu akşam hayırlısıyla bitsede kurtulsak.

 Bu akşam hayırlısıyla bitsede kurtulsak

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Hira Şahin

Gerçekten bu gun isteme vardi, vakitde çox az kalmıştı, bundan 1 yıl önce berdelle evleneceksin deseler gülüp geçerdim. Hayat işte hep şaşırtmayı başarıyor. Bütün gün kendi kafma göre takılmıştım Nisayla, güzel gün geçirmiştik o uyuzu saymazsak. Nisa şimdi aşağıdaydı anneme yardım ediyordu. Günün sonuna gelmiştik çok dolmuştum böyle hayal etmemiştim ki ben hiçbirşeyi, ağlamaya başlamıştım bile. İşimi çok özlemiştim, çoçukları, okulu , İstanbul'u, 2 gün evvelki beni özlemiştim. Aynaya baktıkta bile kendimi tanıyamıyorumdum 2 güne sanki çökmüştüm. Kim bilir beni nasıl hayat bekliyor? Acaba burada işe başlamama izn verirmiydi? Allah kahretsin ki hiçbirşey bilmiyordum, keşke şuan burdan kaçıp gide bilseydim, engel var, abim onu ölüme terk edemezdim, ne kadar ona kırgın olsamda o benim herşeyimdi, çoçuklukta bile beni babamın gazabından korurdu. Amma şimdi koruyamamıştı kardeşini. Mutsuz olmaya razıydım, abim mutlu olsunda bana yeterdi. Gerçi abim neredeydi dünden beri görmemiştim. Çokmu kötü davranmıştım Acaba? Düşüncelerimle birlikte saate bakıyordum ki panikledim hemen , gelmelerine çok az kalmıştı ben hazırlanmamıştım. Hemen hazırlanmaya başladım. Nisanın benim yanımda olmasına izn vermimiştim çünki ağlamak istiyordum üzüldüğü için onun yanında da ağlayamıyorum. Mavinin kapalı tonu elbise giyecektim, tüm bedenimi sarıyor, bir koluysa açıktı buna birşey demezdi her halde kendini beğenmiş elbise tam dizimde bitiyordu. Sacımı düz yapmıştım, olmazsa olmazım kırmızı bordo rujumu kullandım hafif yapmıştım makyajımı. Son defa kendime baktım gerçekten çok güzel duruyordum. Keşke sevdiğim adam için süslenmiş olsaydım, Allahım sen yardım et. Son dokunuşlarıda yaptıktan sonda hazırdım artık.

Tam  kapıyı açıp aşağı ineçektim ki, abimle karşı karşıya geldim

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Tam  kapıyı açıp aşağı ineçektim ki, abimle karşı karşıya geldim. Çok üzgün duruyordu. Dila'nı getireceklermi acaba ? Abim belki o zaman biraz mutlu olurdu. Konuşmuyordu sadece bakıyor, gözleri hüznlüydü, tabii mutsuzluğumun o da farkindaydi herkes gibi.
- Çok güzel olmuşsun, kardeşim" zorlukla çıkmıştı kelimeler sankı ağzından.

-  Teşekkür ederim abi" sesimde ki kırgınlığı gizlemeden konuştum
- Özür dilerim, seni böyle duruma soktuğum için, kendimi asla affetmeyeceğim" göre biliyordun abim vicdan azabı cekiyordu hayır ağlamayacaktım
- Abi sana kırgınlığım asla keçmeyecek, kendini bu kadar suçlama, olan oldu bir kere. Olanla, ölene çare yokki. Hayatımıza bakalım artık." Kendimi tutamadım abime sarılıp ağladım
- Özür dilerim, Özür dilerim" hiç birşey söylemedim annemin sesiyle ayrıldık
-Hira kızım geliyormusun? Hadi kızım" sesi hüzün doluydu bekletmeden aşağı indim. Annem beni görür görmez zaten ağlamaklı gözleri yine yaşla doldu
- Çok güzel olmuşsun" Nisa bana sarıldı annemse ağlayarak bana bakıyordu
-Anne ağlama kötümü olmuşum?" Yanıma geldi yuzumu avucladı
-Cok güzel olmuşsun, güzel gözlüm" sıkıca beni sardı bende annem . Babamla tepki vermeden soğuk yüzle bize bakıyordu. Hiçbirşey söylemedi, Hiçbirşey söylemedim. Herşey hazirdi. Kapı calmaya başladı benden baska herkes heyecanlıydı. Kapıyı açtım. Babam gibi soğuk bakan adamla karşılaştım elini uzatdı öptüm, arkasiyla çok güzel annem yasinda bir kadin girdi o kadar güzel bakıyordu ki Anne şefkatiyle, elini öpmek istedim izn vermedi hemen sarıldı bende karsılık verdim. Sonra Arslanın erkek kardeşleri girdi selamlaştik . Dila gelmemişti . Arslan sonda kapıdan girdi tüm heybetiyle, yüzüme baktı ardından kiyafetime dudakları zafer kazanmış gibi kıvrıldı. Elinde ki çiçeği çikolatayı bana uzattı aldım. Bana hiçbirşey demeden yanımdan geçip gitmişti. Ardından yüzme garib garip bakan ben yaslarda bir kiz, bir kadın ve adam vardı kısaca selamlaştım içeriye geçtiler. Kız hala bana bakıyordu kızgın sekilde bu kimdi ya salakmı ne. Nisaya baktım birlikte mutfağa geçtik. Çiçeği çikolatayı mutfağa koyup cıktık. Gelenlerin yanına geçtik Nisayla birlikte annemin yanında oturdug. Ellerime bakıyordum sadece Arslanın bakışlarını üzerimde hiss ediyordum, bakmadım. Babamgil havadan sudan konuşuyorlardı. Şimdi Arslanın babası konuşmaya başladı
- Yılmaz ağa yıllardı aramızda düşmanlık var, bu düşmanlığı aradan kaldıralım, çocuklarımızın sayesinde. ALLAHIN EMRİ PEYGAMBERİN KAVRİ İLE KIZINIZ HİRAYI OĞLUM ARSLANA İSTİYORUM" kalbim parçalara ayrıldı sanki basım dönüyordu sanki Nisa elini elimin üstüne koydu benim duyacağım sekilde
- Hira sen güclüsün, sabr et bitiyor" hafifçe kafamı salladım. Gözlerimi yerden kaldırdım ürkütücü bakışlara kesişti gözlerim. Gözümü çektim. Babamın sesi duyuldu
-Bedri ağa bende mutlu olurum düşmanlığımizin aradan kalkmasına. Verdim gitdi hayırı olsun İnşaAllah." Gözümden yaş geldi ikinci defa gözünü kırpmadan beni vermişti. Kimseyi görmeden yaşımı sildim. Nisayla ayağa kalktık kahve için. Dikkatli adımlarla mutfağa geldim kahveleri hazırladım.
-Hira tuz atdınmi?" Nisa heyecanlı sesiyle sordu bıkkınlıkla ofladım
- hayır tabii ki aşk olduğum adam olsa tuz koyardım, biliyorsun ne şartlarda evlendiğimizi" kapıdan çıktım dikkatli adımlarla kahveleri verdim sondaki Arslanındi kahveyi uzattım ağır hareketle kahveyi aldı o bana bakıyordu hiss ediyordum ben bakmadım. Yerime geçip oturdum. Kahveler içilmişti sıra yüzüklerdeydi. İkimizde ayağa kalktık yüzükleri taktık. Bana eğildi nefesini kulağıma üfleyerek konuştu
- Seninle konuşmam gerek." Hafifçe başımı salladım yine konuştu- yarın sabah 11 de seni alacağım, konuşuruz"
- Tamam benimde seninle konuşmam gerekenler var." Merakla yüzüme baktı hiç birşey demedi hafifçe başını salladı. Fotoğraflarda cekilmişti, eller öpülmüştü. Şimdise onları uğurluyorduk hepsini uğurladıktan sonra sabahta beri bana öldürecekmiş gibi bakan kıza baktım yavaşça tısladım
- Bakışlarına dikkat et" cevap vermesini beklemeden odama çıktım. Yorulmuştum. Banyodan çıktiktan sonra yatağa attım kendime. Acaba ne konuşacakti benimle? Gözlerim yorgunluktan kapanıyordu, fazla direnemeden kendimi uykuya teslim etdim. Sabah neler olacaktı acaba?

Beğendiniz mi yeni bölümü?❤️

KalbimHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin