31.Bölüm

41 6 10
                                    

Hayat maalesef hep mutlu etmiyor..

Hirayla Arsalan çok mutluydu, kim bile bilirdi ki, bu mutluluk fazla sürmeyecekdi.. Sahi insan oğlu asla bilemezdi, başına gelecekleri ve olacakları..

Hiradan..

Arbaya binmiştik,Arslanın eli karnımın üzerindeydi
- Güzel bebeklerim" gözlerime baktı, öyle sevgiyle bakıyordu ki..
- Üçünüzde benim herşeyimsiz" elinin üstüne elimi koydum
- Sende bizim herşeyimizsin" gülümsemiştik ikimizde
- Kocacım Nisalara gidelim mi?
- Tamam sevgilim gidelim, ama çok oturmayalım" başımı mutlulukla salladım. Yola koyulmuştuk..
Nisanın evinin yanında araba durduğunda, Arslan inerek yanıma gelmişti, yardımıyla arabadan indim. Devremin de arabası burdaydı, birşey demedim Arslana. İçeride öyrenirdik neden geldiğini.  Hamilelik insanı ne kadar yorgun yapıyordu ya, diye içimden söyleniyordum. Ne bileydik kapının ilerisinde bizi şaşırtacak sürpriz olduğunu..
Arslan bana bakarak kapıyı açtı, arkama geçerek bana geçmem için yol açtı, başımı kaldırıp içeri girmiştim ki yerim de kaldım, öylece bakıyordum. Arslanın sesi kulağıma geldi, ama görüğümü görmüş olmalı ki, çabukta susmuştu
- Sevgilim neden dur.." evet bunu söyleyip, lafınıda yarım bırakarak susmuştu. Nisayla Devrem öpşüyorlardı, öyle kapılmıştılar ki, kapı sesini bile duymamıştılar..

Nisadan..

Bıkarmıydı insan yaşadığı hayattan? Ben bıkmıştım.. Çalıpmasaydım, eminim delirirdim. Yine yalnızdım ve ağlıyordum. Evet Hira benim arkadaşımdı, ama insan öyle şeyler yaşıyordu ki, arkadaşına bile anlatamıyordu, işde şimdi ben bu dönemdeydim. Konuşuyorduk, birlikte vakitte geçiriyorduk, ama içimdekilerden yine de kurtulamıyordum..
Hayat ilk defa beni mutlu etmişti, ama çabukta yerle bir olmuştum. İmkansız sandığım Devrem beni sevdiğini söylemişti. Öyle mutlu olmuştum ki, biran ne diyeceğimi bilememiştim. Ama hemende geçmişim yüzüme tokat atmıştı. Bunu yapamazdım ben, asla Devreme yapamazdım. Hayır demiştim, yıkılmıştı, ama hiç benden vazgeçmedi.. 3 ay boyunca hep benim kalbimi kazanmaya çalışmıştı, kalbimde taht kurduğundan habersiz. Ben ona asla hissettiklerimi söyleyemezdim, Mardinliydi o, aşiret oğluydu, ben kimdim? Mersinli ayyaş, alkolik Ahmetin kızı Nisa Karaduman.. Olanları, yaşadıklarıma duysa eminim sevgisi bile yok olurdu. Hem Mardin'e bakirelik çok önemliydi. Devrem inanmazdı bana, ne yapardım? O zaman asla kendime gelemezdim, 18 yaşımda kendim toparlamıştım kendimi, şimdi yapamazdım eyer yıkılsaydım..
Yine yazmıştım

    Mesaj:

  Devremim: Güzelim bana neden şans vermiyorsun? Neden anlamıyorsun seni sevdiğimi?

Evet adını Devremim yazmıştım, biliyorum asla böyle seslenemeyeceğimi, bende adını böyle yazmak istedim.. Yine cevap yazmamıştım, elimde gelmiyordu engellemek için..

İşe gelmiştim, ama bir türlü kendimi İşe veremiyordum. Dosyalar öylece karşımda duruyordu, gözlerimse bir yere bakıyordu, büyük harflerle 'NİSA KARADUMAN' yazılan karta. Kim bile bilirdi, bu yıkılmaz, mağrur duruşlu kızın arkasında hangi yaşanmışlıklar var..

Beklemeden patronumun yanına çıktım, çok iyi insandı, 60 yaşlarındaydı.  Benimle yaşıt, oğlu Buğrahan burada çalışıyordu, kızı Beste universitete son sınıftaydı. Kapısını çalmaya başladım
-Gel" ses gelince kapıyı açarak içeriye girdim
- Nisa kızım birşeymi oldu
- Hayır Murathan bey, ben biraz kendimi kötü hissediyorum bu günlük çıksam olurmu?
- Neyin var kızım?
- Başım ağrıyor biraz o yüzden
- Tabii gide bilirsin, kendini kötü hissetsen yarında izinlisin" gülümsedim
- Teşekkür ederim, Murathan bey" dışarıya çıkmıştım. Çantamı masamdan koluma takarak çıktım Buğrahan birşeyler söylemişti ama anlamamıştım. Kafam o kadar allak-bullaktı kendimi dışarıya atmıştım. Beklemeden arabama gittim, kapımı açacakken
- Nisa" o kalbimi hızlandıran, beni tüm sorunlarımdan uzaklaştıran o ses. Kendimi toplayarak ona çevrildim, sesimi soğuk tutmaya çalışarak konuştum
- Efendim Devrem" yanıma geldi
- Seni özlemişim, o yüzden seni bekliyordum 1 saatti, neden bu kadar çabuk çıktın?" Sarılarak ağlamak istiyordum, ama kendimi tuttum
- Bir daha gelme" birşey demesini beklemeden arabama bindim, kapımı açacakken kilitledin, gözlerine bakamadım, ağlayacaktım yoksa. Gaza basarak Devremden uzaklaştım ve göz yaşlarımı serbest bıraktım. Yine sahile sürmüştüm
- Neden Allahım ben bunları neden yaşıyordum? Çokmu kötü insanım ben?" ağlamaktan halim kalmamıştı, 1 saatti burdaydım. Göz yaşlarımı elimle silerek, arabamı işe salarak uzaklaştım. Hiçbirşey düşünemiyordum, evime geldiğimde, gözlerim şaşkınlıkla açıldı, Devremin arabası benim arabamla burun-burunaydı. Artık zamanı gelmişti..Kalbim yanıyordu, ama yapmalıydım, Devrem hakketmiyordu beni, o iyi biriydi..

KalbimHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin