İLAÇ OL YARALARIMA

417 11 21
                                    

Unutmak mümkün müdür, çektiğin onca acıyı ?

Hadi unuttum diyelim, bir daha olmayacağının garantisini kim verebilir. Onca derdim var, onunda da imzan var senin, ben sana nasıl güveneyim.  Kalbim sana dört nala koşsa bile, gururum el pençe önümde. Ben kendime bile kırgınım, iki yıllık kırgınlığımı nasıl atlatayım.

Elleri elimde, gözleri gözümde kaç dakika durduk bilmiyorum. Tek bildiğim, yıllardır ilk kez hafiflemiş hissediyorum. Anın büyüsü içine hapsolmuştum, ağzımı açıp tek kelime laf edemedim, ''Sen bir şey demediğin her an, biraz daha geriliyorum. Bana bir şey söyle güzelim.'' Dilimin ucuna gelen her kelimeyi yutuyorum, olumsuz konuşmak istemiyorum. Onca acıyı boş yere çekmemiş olayım, biraz olsun mutlu olmak istiyorum ama gururum bir adım dahi atmama izin vermiyor. 

''Demir,'' ellerimi çekmek istedim, daha sıkı tuttu, ''söyle güzelim, bir daha söyle.'' Şımarık haline gülümsedim. ''Demir, ben inan ki kötü bir şey, olumsuz bir şey söylememek için kendimi çok tutuyorum. Seni de anlamaya çalışıyorum, inan deniyorum ama içimde bir yer var, ben affetsem o seni affedemiyor. Kalbim ağrıyor benim, iki yıldır dinmeyen bir ağrı bu.'' Gözleri içimin acısını almak istercesine yumuşacık bakıyordu, ''Yazgı, senin kalbin benim, bana ne istersen yap. Gıkım çıkmayacak söz veriyorum ama bizi daha kavuşamadan ayırma, ne kadar yaran varsa,'' yanağımla dudağımın kenarına tüy gibi incecik bir buse kondurdu. ''Ne kadar acın varsa hepsini alacağım senden, söz veriyorum,'' Saçlarımın tepesini de öptüğü anda gözümden usul bir yaş aktı. '' Gözünden akan her yaş için bin kere ölsem, belki öyle soğur içim. Ben seni bırakamam, artık olmaz.'' Sert kolları bedenimi sarmış, küçücük kalmıştım. 

'' Zaman, zamana ihtiyacımız var. Ben daha senin varlığına bile alışamadım, Demir. Düşündükçe inanamıyorum, buradasın kaç gece bunun hayalini kurdum, kaç gece hayallerim suya düştü, bilmiyorsun. Ben sandım ki, yani sanıyordum ki sen olmazsan da yaşarım. Öyle değilmiş, nasıl olduğunu bilmiyorum. Sana nasıl bu kadar bağlıyım bilmiyorum. Tek bildiğim, zamana ihtiyacımın olduğu, keza senin de öyle.''  Gözlerinde onlarca duygu peyda olmuştu. Kafasını eğmiş ben konuştukça iç çekerek parmaklarına bir sigara yerleştirdi. Bir tane de bana uzattı, '' haklısın. İkimizin de yaşadığı şeyler öyle kolay atlatılabilecek şeyler değil. Tamam, ne kadar istersen o kadar zaman geçsin ama ne olursa olsun ben senin yanından artık ayrılmam.'' Buruk bir gülümsemeyle sigaradan derin bir nefes çektim. 

''Yapışık ikiz gibi mi gezeceğiz ? '' Gece boyunca belki de ilk kez sahici bir gülümseme vardı yüzünde, ''bilmem, bence gayet makul.'' Kafamı sen iflah olmazsın dercesine salladım.

''Demir, çok geç oldu artık kalksak mı ? Ay Yaman'ı unuttum ben, öf akıl mı kaldı ki.'' Oturduğu yerden kalkıp benim de kalkmam için elini uzattı elini tuttum kalkma için o ise ben kalktıktan sonra bileklerimden öpmüştü, bu his çok başkaydı.  

''Yaman ne alaka ? Sen koşuya çıkmadın mı, sahiden nerede o adam hani parktaydı ? '' Köşeli olduğu için henüz jeton düşmemişti ki, anlık bir aydınlanma geldi, ''sen bana oyun mu oynadın, koşu falan yoktu değil mi en başından beri.'' Başımı salladım sadece, ''Kağan da yok, sadece sen ve ben varız. Sokak ne kadar da sessiz, kimseler yok değil mi ?''  Yüzünü yüzüme iyice yaklaştırdı, '' uzak durur musun lütfen,'' kafasını hayır anlamında salladı. ''Duramıyorum, sen de durma gel şöyle,'' kolunu omuzumdan atarak bedenimin ona yaslanmasını sağladı. Konuştuklarımızın aksini yapıyor olsak da şu an o kadar huzur doluyum ki, hiçbir şey umurda değildi. Sıcaklığı bedenimi mayıştırıyor, elleriyle oynadı saçlarım ise tam şu an burada uyumamı sağlayacak kadar etkiliydi.

Biz şu an ne yaşıyoruz tam olarak, bunlar benim hayal gücümün bir etkisi olabilir mi ?  O kadar korkuyorum ki yeniden yitip gitmesinden, gururum aşkımın önüne geçemiyor. Kendime kızamıyorum, bunu çoktan hak etmiştik.

SESSİZ AŞKIN ÇIĞLIĞIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin