YOKLUĞUNDA

92 7 41
                                    

Bugün ölmek istedim, sana gömülmek istedim.

Ölüm, ne büyük bir felaket değil mi ?
Değildi.
Benim felaketim yaşamaktı. Demir yokken yaşamak, felaketimdi.

Canımın acısı soğuk rüzgara karışıyorken, yüzümde silik bir tebessüm vardı. Az kaldı sevgilim, çok az kaldı.

Gözlerim usul usul kapanırken hiçbir pişmanlık hissi duymuyordum. Huzurluydum, ilk kez huzur doluydu içim. O kadar uzun zamandır bu anın hayaliyle kavruluyordum ki, nasıl pişman olayım ?

Sırtımı yasladığım mezar taşı, yokken bile bana huzur veren Demir'in yansımasıydı.

Gökyüzüne çevirdim bakışlarımı son kez doya doya bakmak istedim. Gri bulutların kapladığı gökyüzü bugün bizim için ağladı. Yağmur damlaları bir bir okşadı soluk benzimi. Her bir damlada daha da hissettim sonun başlangıcına yaklaştığımı.

Gözlerimi yumdum, Demir'in yüzü çalındı aklımın her bir zerresine. Yüzünün her bir milimi mıhlanmış gibiydi aklımın, kalbimin en derinlerine.

Güzeldim, Demir'in güzeliydim.

Demir'in hayali bana yoldaş oldu. Hayaline sarıldım, keşke dedim, keşke kokunu soluyabilir olsaydım şu an. Keşke bir hayalden öte olabilseydin.

Olsun, az kaldı kavuşmamıza.

Sakinlik ve dinginlik tüm bedenimdeydi. Bileklerimdeki sızı en son hissettiğim şey bile olabilirdi. Tüm kederimde, hasretimden arınmıştım adeta. Kanım oluk oluk akarken canımın acıdığını hissetmiyordum.  Hareketlendim, dikleşmek istedim. Gözümün önü karardı, yalpaladım. Sırtımı tekrar soğuk mezar taşına yasladım. Bitecekti, az sonra her şey bitecekti.

Yağmur hızını azaltı, karanlık gökyüzünün netliği görüşümden silindi. Gözlerim aylar sonra huzur içinde kapandı.

Fakat bir şeyler ters, ölümün bir hissi olmalı değil mi?
Hiç ölüyor gibi hissetmiyorum.
Bir elin beni sarstığını hissediyorum, "ne yaptın sen Yazgı ?" Kelimeler kulağıma tam olarak gelmiyor.
Bir karmaşanın ortasında kalmış gibi hissediyorum.

Birisi benim ölmeme, Demir'e kavuşmama engel oluyor.

Bırakın beni, yalvarırım bırakın öleyim.

"Dayan, yalvarırım dayan." Diyor o ses. Kim olduğunu bilemiyorum. Tanıdık biri, erkek sesi.

Yok, bilmiyorum. Kimin sesi olduğunu çıkaramıyorum.

Dayanmak istemiyorum ki, yeterince dayandım zaten. Bırak beni. Sevgilime gideceğim bırak.

Yağmur damlalarının ıslattığı, yüzüme yapışan saçlarımı elleriyle çekiyor suratımın üzerinden. Gözlerim kapalı, bilincim hala yerinde.

Konuşmak için çabalıyorum, ilk kelimlerini söylemeye çalışan bir bebek gibi tecrübesiz kalıyorum.

Zorlukla açıyorum ağzımı, "bırak beni. Demir bekler, bırak." Sesim o kadar kısık ki, duydu mu duymadı mı onu bile bilmiyorum.

SESSİZ AŞKIN ÇIĞLIĞIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin