BÖLÜM 47

280 22 158
                                        

Herkese merhaba sevgili okurlar ve motorseverler.

Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın :)

Sınır 30 oy 150 yorum 🩶

Okunmayacağını bile bile sırf bana özelden ulaşıp yeni bölüm isteyenler var diye atıyorum. Okuyanlar beğenirse çok sevinirim. Eğer hala okuyabilen insanlar varsa bölüm atmaya devam edeceğim.

🏍️

KEREM'İN AĞZINDAN

Yarım saattir mezarlığın girişinde öylece bekliyordum. İçeri girmek tahmin ettiğimden daha çok zorlamıştı beni. Yaklaşık sekiz sene önce Zahir'in ölümü ile hepimiz sarsılmıştık. Acılı bir ölümdü, beklenmedikti.

Uzun bir süre kendimize gelemesek de bir şekilde toparlamıştık ama bu sefer toparlayamayacak kadar çok yıpranmıştık. Hakan ve Samet bize detaylıca anlatmasalar da bir süredir 'şeytan' lakaplı manyağın ve sözde babasının peşlerinde olduğunu biliyorduk.

Ben daha çok kandırılmış hisseden bir babanın çaresiz çırpınışları diye yorumlasam da yanılmıştım. Adam İtalya'daki sağlam mafyalardan biriydi ve bizim onun gerçek bir tehdit olduğunu anlamamız gereğinden fazla uzun sürmüştü.

Geç kalmıştık. Bir kardeşimizi daha kaybetmiştik.

Mezarının yerini öğreneli iki gün olmuştu ve iki gündür Hakan her gece onun mezarında yatıyordu. Durumunun iyiye gitmediğinin farkındaydık ama kimse bir şey yapamıyordu. Sindirmesi için zamana ihtiyacı vardı.

Zamanla daha da mı delirirdi yoksa iyileşir miydi bilemiyordum.

Hilal ile ayrılmamızın üzerine aramız fazlası ile açılmıştı. Ruhum zaten bunun yüzünden yeterince yorgundu. Yıpranmıştım ve arada Rüya olduğu için sineye çekmek zorunda kalıyordum.
Ayrılığımızın nedeni temelde saçma denebilecek kadar absürt bir şeydi.

Hilal Rüya'yı fazla sevdiğimi düşünüyor beni onun için tehlikeli görüyordu. Başta bunu söylememişti elbette. Bunu söylese olayların seyrinin çok farklı ilerleyeceğini o da biliyordu.

Korktuğum başıma gelmişti ve Rüya'ya çok bağlanmıştım. Benim için kötü değildi bu. Hiç olmayacak bir kızımın yerine koymuştum onu. Babasının veremediği bütün sevgiyi, ilgiyi tüm benliğimle veriyordum ona.

Hilal'in ilk öne sunduğu neden aramızda duyguların olmadığını söylemesiydi. Bir nevi haklı olduğu için de hiçbir sorun çıkarmadan eyvallah diyerek isteğine saygı duymuştum.

Ona karşı büyük bir aşk içinde değildim, hiçbir zamanda olmamıştım. Hoşlandığım doğruydu biraz da Rüya'yı bana verdiği için ona minnettardım ama fazlası yoktu.

En başta bunu bilerek benimle bir yola girdiğini düşünmüştüm ama gördüğüm kadarı ile yanılmıştım. Ertesi gün her şey çok normaldi. Ona sakinleşmesi için zaman vermiş ve uzak durmuştum ama diğer gün Rüya'yı görmek istediğimde beni ona karşı fazla ilgili olduğumla yargılamıştı.

Bir anneydi ve çocuğu ile ilgili endişelenmesini elbette ki anlayabilirdim fakat ona zarar verecek son insan bile değildim. Hayatımda altı yedi ay kadardır olmasına rağmen tam merkezine yerleşmişti.

O gün kapısına dayanıp sert bir konuşma yapmıştım. Psikolojisinin iyi olduğunu düşünmüyordum. Son zamanlarda Gurur hakkında fazla söz eder olmuştu.

Rüya'nın babası olmadığımı elbette biliyordum ama bana 'onun babası Gurur' diyebileceği bir konuma da sokmamıştım kendimi.

Bunun yaşanacağını en başından beri bildiğim için geri tutmuştum aslında kendimi ama o ufak kızın huzuruna ve sevgiye aç ruhuna dayanamamıştım. Bir evde yıllarca hapis olmayı hak etmiyordu. Hiçbir şeyden haberi olmayan masum bir çocuktu sadece.

MOTORCU | +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin