36. YENİ LİDER

202 21 2
                                    

~Bölüm Şarkıları~
Dedublüman~Sen Bilmezsin
Derya Uluğ~Canavar

Yeni bir bölümden daha herkese merhabalar efenimm...

Evet, biliyorum. Bu bölüm baya geç geldi ama o kadar yoğunum ki anca yetiştirebildim. Üzgünüm...

"Şimdi beni beğenmez olmuş, bana yüz çevirip gururlu olursun. Bırak bakmasın, isterse sussun. Ensem ona dönük, oraya konuşsun..." diyerek sizi bomba bir bölüme uğurluyorum.

İyi okumalar.
Seviliyorsunuzzzz
⚖️🖤

~~~~~~~~~~~~

Düşünceler zihnimin içinde binbir parçaya bölünerek karmaşık bir labirent oluşturduğunda kendimi çıkmaza sokmaktan alıkoyamıyordum. Hangi yöne dönersem döneyim bir şekilde beynimde hep aynı sonuç yankılanıyordu, ne olursa olsun bunu yapmak zorundaydım. Sonuçları ne olursa olsun...

Ben bir savcıydım ve esasında amacım sadece adaleti sağlamak olmalıydı lakin yıllar öncesinde verdiğim kararla artık geri dönüşü olmayan bir cehenneme adımımı çoktan atmıştım. Şimdi ise o çukurda debelenip duruyordum. Bugün ise o çukurda ilelebet sabit kalmak zorunda olduğumun belgesini imzalayacaktım.

Bakışlarım sedyede uyuyan huzuruma takıldığında elim yavaşça karnımı okşadı. Aklımdaki plan hepimiz için her ne kadar tehlike arz etse de hayatımızın katilini yakalamak için buna mecburdum, ona bir daha zarar gelmesine izin vermeyecektim.

"Lavinia bu konu için emin misin? Bunun onun hoşuna gideceğini sanmıyorum." diyerek Araf'ı gösteren Kayra ile derin bir nefes alarak bakışlarımı ona çevirdim. Mavilerinde kol gezen endişenin farkındaydım.

"Bir kez daha zarar görmesini izlemektense bana kızmasını tercih ederim Kayra, yap şunu." dememle o da derin bir nefes alarak elinde ki şırıngayla sedyeye yaklaştı. Sadece bir süre daha uyumasını sağlayacak bir tür sakinleştiriciydi bu, bize birkaç saat daha kazandıracaktı.

İlacın ardından makineye yöneldiğinde ayarlarıyla oynamaya başladı, makinede ki çizgi yavaş yavaş düz bir çizgi halini almaya başladığında ise hızla geri çekilerek odadan çıkmıştı. Birazdan o kabuslarımı süsleyen sesi ötmeye başlayacak ve Araf ölü olarak anılacaktı.

Adımlarımı sedyeye yönlendirerek hemen yanında durduğumda elim hafifçe yanağına dokundu. Ormanları kapalıydı ama yaşıyordu, benimleydi ve asla bir daha gitmesine izin vermeyecektim. Yavaşça ona yaklaşarak dudaklarımı dudaklarına bastırdığımda kulaklarımın sağır olmasını istememi sağlayan o ses odayı doldurdu.

"Umarım bana çok kızmazsın orman gözlüm." diye mırıldanarak geri çekildim.

Bir süre orada sadece sesi dinledim, hemen ardından ise oyun başlıyordu.

"Hayır, hayır! ARAF!" diye haykırdığım sırada Kayra ve yanında ki birkaç hemşire hızla odaya dalmışlardı. "Hayır, beni bırakamazsın. HAYIR!"

Gözlerimden hızla yaşlar akarken ona doğru koşmak istemiştim lakin Turgay'ın omuzlarımı saran kolları buna engel olmuştu. Ben kollarından kurtulmaya çalışırken Kayra hızla Araf'a koşmuştu ama onun gözünden süzülen bir damla her şeyi açıklıyordu. Sakince makineyi kapattıktan sonra örtüyü yüzüne kapattığında tekrardan haykırdım.

"ARAF!"

Turgay'ın kollarında debelenerek ona gitmeye çalışıyordum, göz yaşlarım hızla yanaklarımı ıslatırken bir kez daha acı içinde haykırdım.

"Hayır, onu benden almayın. Hayır! O orada yapamaz, çok üşür o." diye ağlamaya devam ederken cümlenin sonuna doğru sesimin kısılmasını sağlamıştım ve sanki zorla nefes alıyor gibi elim hızla boğazıma sarılmıştı. "Ben onsuz yaşayamam." diye mırıldandım son kez.

SÂYEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin