30. OYUN KURUCU

281 28 1
                                    


~Bölüm Şarkıları~
Tuğkan~Sen Benim
Emir Can İğrek~Beyaz Skandalım
Kaan Boşnak~Barbar

Yeni bir bölümden herkese merhabalarrrr...

Ah SAYE'ye yeni bölüm atmayalı baya bir zaman oldu, çok özlemişim...

Bu arada nasılsınızzz??

"Gülüşün bana oksijen, göremezsem delireceğim. Bebeğim gel bana sokul, sana aşktan söz edeceğim..." diyerek sizi bölüme uğurluyorum...

Hadi arkadaşlar SAYE'ye hakettiği değeri verelim...

İyi okumalar...

Seviliyorsunuzzzz
⚖️🖤

~~~~~~~~~~~~~

Güç ve öfke öylesine yoğundu ki, çevremde gezinen silüetlerini bir duman misali görebiliyordum. Gücün siyah halini ve öfkenin ise kırmızıya büründüğü tehlikeli varlığını izlerken keskin bakışlarım ölmüş olması gereken lider bozuntusundaydı.

İçimde ki duyguları tarif etmek oldukça zordu, kızgın mıydım yoksa bu ekşimsi tat hayal kırıklığından dolayı mıydı? Anlamak imkansız geliyordu. Zihnim bir mahşer yeri gibiyken bakışlarımı yan yana duran üç kafa da gezdirdim. Sırasıyla Cemal, Namık ve Ferhat; sikimin üç silahşörleri!

Bir yanda beni kurtardığını sandığım adam vardı diğer yanda ise hayatımın baş katili...

Öyle çok düşünmüştüm ki gecelerce, acaba beni bırakıp gitmeseydi hayatım böyle berbat olur muydu diye? Sonuç hep aynı kapıya çıkıyordu, bunu asla bilemezdik...

Araf'ın kolunda ki elimi çekerken üçlüye doğru adımlamaya başlamıştık, koskocaman malikanede ki tek ses bizim ayak seslerimizdi. Kimseden çıt çıkmıyordu. Bakışlarım ölü adamdan ayrılmazken onlara üç adım kala duran Araf'la bende durmuştum, omuzlarının gerginliği dokunmadan anlaşılır derece de belirgindi.

"Cehennemde havalar nasıldı Namık?" diyen Araf'ın da bakışları onun üzerindeydi.

"Harikaydı." derken elinde ki değneğine tutunarak ayağa kalktı. Her halinden çökmüş olduğu belli oluyordu. "Seni sordular, en yakın zamanda ziyarete bekliyorlarmış."

"İyi, bir daha ki gidişinde selamımı iletirsin." dediğinde Namık'ın dudakları hafifçe kıvrıldı. Gülüşüyle içimde ki öfke daha da harlanırken yanda ki elimi yumruk yapıp suratına çakmamak için ultra bir güç harcıyordum.

"Önce Duman'la bir işim var, sonrasında fazlaca hasret gideririz." demesiyle kaşlarım derinden çatılmıştı fakat şapkadan dolayı bunu onlar göremiyorlardı, yine benimle ne işi vardı? Bakışlarım yana kayarken Ferhat itinin ve Cemal'in hala oturarak bizi izlediklerini görmüştüm.

"Benim emrim altında olan hiç kimseyle iznim olmadan işin olamaz Namık." diyerek bir elini hafifçe arkaya doğru yönelttiğinde ne yapmaya çalıştığını anlamıştım, silahı daha kolay alacağı bir pozisyonda duruyordu.

"Bırak da veliahtımla nasıl ilgileneceğime ben karar vereyim evlat." dediğinde ellerimi sakince arkamda birleştirerek sağ elimi sol elimin bileğine sardım. Hayır, şimdi dövmenin zamanı değildi. Kendimi tutmalıydım.

"Ölü birinin düşünceleri zerre sikimde değil." dedi Araf tehlikeli bir tonda. Sesi her zamankinden daha soğuk ve daha ürkütücü geliyordu, bir kar fırtanasının ortasında gibi hissettirmesinden kendimi alıkoyamıyordum.

"Neden bana veliahtım değil de sen cevap veriyorsun Ateş? Yoksa artık tasma takmaya mı başladı?" diyerek bakışlarını bana çeviren Namık'la elim bileğimi daha sıkı sardı. Amacı sadece beni delirtmekken onun oyununa gelmeyecektim.

SÂYEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin