Yorumlarınızı bekliyorum, oy da atabilirsiniz tabii ksskdofWattpad'in erişime açılacağına dair olan inancımı kaybettim bu arada :((
Mor ve Ötesi- Bir Derdim Var
***
Kapalı göz kapaklarımı bu sefer uykumu almış bir şekilde açtığımda, başta nerede olduğumu tam olarak kavrayamasam da yaşananları hatırlamam uzun sürmemişti.
Gökalp'leydim ve onun göğsünde uyuyakalmıştım. Gerçi buna uyuyakalmak da denmezdi, direkt uyumuştum. Kendi isteğimle olduğundan ve yerimi de rahat bulduğumdan dolayı da uyuyamama gibi bir sorunla karşılaşmamıştım.
Kafamı kaldırmadan hafif kıpırdandım sadece olduğum yerde. Ben kıpırdanınca ve sırtımda duruyor olan el de orayı okşayınca da uyku sersemliğinin de verdiği aptallıkla daha çok sinmiştim uyuduğum yere. Ne kadar uyuduğumu bilmiyor olsam ve uykumu da aldığıma emin olsam da hâlâ daha uyumak istediğim için tepkilerimi kontrol edemiyordum.
"Uyandın mı, ben mi yanlış hissediyorum?" diye sordu Gökalp çatallı sesiyle, o da yeni uyanmış olmalıydı. Uyandığımı belli etmek adına biraz daha kıpırdandım konuşmayı tercih etmeden. "Günaydın." demişti bu sefer de. "Telefonun bir ara çok çaldı ama sen uyanmayınca ben dershanede olduğunu söylemek zorunda kaldım telefonu açıp."
Kafamı kaldırdım hızlıca. Gözlerimi gözlerine diktiğimde herhangi bir alay ibaresi bulamamamla ise kafamı sağa doğru eğmiştim. "Şaka mı bu?" Dudaklarını büzüp kaşlarını çattı Gökalp, neyi bu kadar sorun ettiğimi anlamamış gibiydi.
Neyi bu kadar sorun ettiğimi ben de anlamıyordum...
"Yarın sınavım var, beni eve bırakır mısın?"
"Bugün biraz daha yanımda kalırsın diye düşünmüştüm." Üzerinde neredeyse yatıyor olmama rağmen konumumu umursamayıp yattığı yerde dikelmişti bu cümleyi kurduktan sonra. O kadar masum bakıyordu ki ona daha fazla bakmak da istememiştim açıkçası, birkaç saniye bile ona aralıksız baksam teklif edeceği her şeyi kabul etmekten korkar bir vaziyetteydim. "Biraz daha kalamaz mısın?"
"Yeterince kaldığımı düşünüyorum."
"Haklısın." dedi düz bir şekilde. Koltuğu eski konumuna getirmişti daha sonrasında da. Bu hamlesiyle bana iyice yaklaştığında geri çekilmek zorunda kalmıştım ben de. Geriye ittirdiği koltuğu biraz öne çekeleyerek tüm işlemi halledince bana baktı. "Sağa geç de gidelim artık."
Geçmedim. Geçecek bir hamlede de bulunmamıştım hatta. Resmen Gökalp'in kucağında oturuyordum ama bu da beni rahatsız eden bir nokta değildi. Sadece biraz durmak istemiştim. Gerçek anlamda, hiçbir şey yapmadan öylece durmak istemiştim.
"Eylül, sağa geçecek misin? Arabayı böyle kullanamam."
Gözlerini bana değdirmeden kurduğu cümleye bambaşka bir cevap verip "Sana kızgınım" demiştim kaşlarımı çatarak. İfadesi değişir gibi olsa da sorgulamayı tercih etmeden ön camdan dışarıyı izlemeye devam etmişti. "Bana yalan söyledin."
"Sana yalan söylemedim, benden hoşlanmayan birinin kollarına atlayacak gurursuzlukta değildim." Gözleri gözlerime çevrildi inanılmaz bir yavaşlıkta. "Sana yalan söylemiş olsaydım ve bunu gerçekten de yürekten isteseydim, beni bulmana izin vereceğimi mi sanıyorsun?"
"Beni kandırdığını inkar edemezsin."
"Bir şeyi inkar ettiğim falan yok, şu an ne yapmaya çalıştığını da anladığım söylenemez." Derin sayılabilecek birkaç nefes aldıktan sonra sırtını koltuğa yaslayıp benden uzaklaşmaya çalıştı elinden geldiğince. "Neden bu kadar yakınımda duruyorsun mesela? Gitmek istediğini söylemiştin."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Part Time Aşk | Texting
Cerita Pendekbubirfakehesap: Selam bubirfakehesap: Rahatsız olmayacaksan yaşını öğrenebilir miyim acaba? bubirfakehesap: Part time motorculuğunun yanına bir de part time aşk eklemek isterim de (: