Alaz:
Toplantılar beklediğimizden daha başarılı geçiyordu. Bizim uluslara ziyaretimizden önce ulusların neler yapabileceğini konuştuk. Herkes üstüne düşen görevi yapmaya hazırdı.
'' Bugün evlilik yıl dönümüzün biliyorsun değil mi?''
'' Biliyorum Colin. Ama Rhea ile bırak yalnız kalmayı, sürekli ayrı kalıyoruz. Biri bizi gördüğü an sorular sormaya, farklı fikirler vermeye çalışıyor.''
'' Hadi ama geçen senede böyle değil miydi? Toplantılar sonrası kimsenin unutamayacağı bir şekilde eğlendiniz. Sizin de kendinize özel zamanlar ayırmaya ihtiyacınız var.''
'' Ona bir hediye hazırladım bu akşam vereceğim. Ama sanırım daha özel bir kutlama için Ateş Ulusu'na dönmeyi beklemem gerekiyor. Biliyorsun burası şu an çok kalabalık. Bugün rahipler Rhea'ya verdikleri hediyeleri geri alacaklar. ''
'' Haklısın. Rahiplerde burada olduğu için normalden daha fazla kaos var.''
'' Döndüğümde her şeyi telafi edeceğim.''
'' Etsen iyi olur. Gidip Marlene'i bulmalıyım. Salonda görüşürüz.''
Gerçekten doğru düzgün oturamıyorduk. Ama bugün sondu. Rahipler Rhea'nın hediyelerini geri aldıklarında Rhea tekrar normale dönecekti.
Rhea ile salona girdiğimizde dört rahip karşıda tam ortada bekliyorlardı. Diğer uluslar ikiye ayrılıp sağa ve sola oturmuşlardı. Rhea onların önünde durdu. Ben de onun biraz gerisindeydim. Toprak Rahibi konuşmaya başladı.
'' Sevgili Rhea tam bir sene önce sana bu hediyeleri yolun kolay açılsın diye verdik. Beklediğimizden çok daha güzel bir şekilde kullandın. Artık bunlara ihtiyacın olduğunu düşünmüyoruz. Umarım bu hediyeler geçtiğimiz sene seni koruyup, sana güç kazandırmışlardı. '' Her rahip teker teker takıları çıkarıp bir kutuya koydular. Gitmeleri beklenirken yerlerine geçtiler. Toprak Rahibi konuşmaya devam etti.
'' Bugün burada sizlerle konuşmak istediğimiz başka bir konu daha var. Gözlemlediğimiz hareketlerle kesin bir sonuç olmasada bir kanıya vardık. Nerede ya da kim olduğunu hala bilmiyoruz. Rahiplerin araştırması sonucu Dünya'nın Kalbi'nin enerjisini hissetmeye başladık.''
Son cümleyi Rhea'ya bakarak söylediğinde kanım dondu. Biliyorlar mıydı? Salondakilerden sesler yükselirken yavaşça Rhea'ya yaklaştım ve kendime doğru çektim. En ufak bir sorunda buradan koşarak uzaklaşacaktık. Rhea'nın eli buz gibiydi. Elimden ona ısı verince kendine gelmeye başladı. Hava Rahibi devam etti.
'' Şu anda kendisinin nerede olduğunu bilmiyoruz. Yeni mi doğdu yoksa enerjisini mi yeni göstermeye başladı emin değiliz. Güç sahibi çocuklar doğmaya başlayınca bu enerjiyi hissettiğimiz için şimdilik yeni doğduğunu düşünebiliriz. Bu nedenle bir süre Toprak Ulusu'na gideceğiz. Orada ki doğanları inceleyeceğiz.'' Ateş Rahibi devam etti.
'' Onu kesin olarak bulana kadar burada konuşulan plana devam etmenizi istiyoruz.''
Bu sözlerle beraber salondan ayrıldılar ve içeride bir kaos havası oluştu. Bunu fırsat bilerek hemen oradan uzaklaştık. Rhea çok donuk duruyordu.
'' Biliyorlar.''
'' Sakin ol Rhea. Hala tam olarak kalp değilsin. Daha hala vaktimiz var.''
'' Ben de öyle düşünüyordum Alaz. Ama enerjimi şimdiden hissediyorlarsa tam olarak kalp olduğumda beni bulacaklar.'' Gözlerinde uzun zamandır görmediğim bir duygu vardı. Korku. Ona sarıldım.
'' Kimsenin sana zarar vermesine izin vermeyeceğimi biliyorsun değil mi?'' Ağlamaya başladı.
'' Alaz ben şu anda ki hayatımdan çok memnunum. Belki de o enerjiyi almamalıyım.''

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ulusların Yok Oluşu: Ateş Ulusu'na İtilen Toprak Prensesi
Fantasia'' Toprak Prensesleri'nin daha mütevazi olduklarını düşünmüştüm.'' Diyerek bana doğru yaklaşmaya başladı. '' Ne demek istiyorsun?'' '' Üzerinde böyle bir gecelik varken bence ne demek istediğim gayet açık.'' Diyerek daha çok yaklaştı. Gözlerine bak...