Yaşlı adam mekanına girdi. Koruması olan Ali'ye seslendi.
- Oğlum yaptır bakalım benim pezevekli kahvemi.
Ali hemen Baba diyerek odadan çıktı.
Yaşlı adam en sevdiği koltuğa oturup beklemeye başladı. Günün en güzel zamanıydı yaşlı adam için gün bitmiş kahve ve sigara zamanı gelmişti. Kahveside gelince yaktı bir sigara ve aklına oğlu geldi. Onun için endişeleniyordu. Oğlu hiç sevecen neşeli biri olmamıştı o her zaman ağırdı ses tonuyla insanı hizaya sokan soğuk ama en azından gülen eğlenen 23 yaşında yaşıtlarının yaptığı şeyleri yapan bir çocuktu. Ama artık babasıyla bile dertleşmeyen karanlık bir varlık olmuştu. Evet karanlık onu en iyi tarif eden kelimeydi. Yaklaştığında seni içine çeken çektikçe boğan bir karanlık.
Yaşlı adam düşüncelerinden dışarıda olan gürültü yüzünden sıyrıldı. Koruması Ali içeri girdi.
- Noldu koçum ne bu gürültü?
diye sordu yaşlı adam.
Ali
- Baba küçük bir kız çocuğu geldi. Israrla seninle görüşmek istiyor. Ne olduğu belli değil. İzin vermeyince bağırıp çağırmaya başladı.- Gelsin bakalım ne derdi varmış.
Ali bu duruma müdahale etmek istedi. Babanın düşmanı çoktu. Özellikle beline silah takan 2 adam vuran 1 paket mal satan kendini mafya zannediyordu. Bunun haricinde biraz daha taşaklı olan 3-5 mafya babası onu temizlemek kurduğu düzeni bozmak istiyordu. Her gün tehditler alıyordu. Ali ne kadar endişelenirse Baba da o kadar rahatlıyordu. " Unutma oğlum deveden büyük fil var ve o fil benim" diyordu hep yaşlı adam. Haklıydı diğerleri deveyse o fildi. Ezer geçer acımazdı. İstanbul'da herkes onu Baba olarak bilirdi. Uyuşturucu piyasasını yönetir elinin eriştiği sokak kadınlarını toplar en azından daha iyi şartlarda yaşamalarını sağlar. Isterlerse sokaklardan çıkarır şirketlerinden birinde çalıştırırdı.Ali
- Tamam Baba getiriyorum. Dedi ve odadan çıktı.Baba kapının çalınmasıyla ayağa kalktı. Içeri siyah saçlı bir kız çocuğu girdi. Kızın saçları makasla kırpık kırpık kesilmiş bir erkek çocuğu görünümü verilmişti. Ama gözü gören kimse ona erkek diyemezdi. Öyle bir güzelliği vardı ki insanı başka evrene taşıyordu. Küçük bir yüz çıkık elmacık kemikleri dolgun kıpkırmızı dudaklar ve asıl önemli olan gözleriydi. Gözleri gri ve kapkara kirpikleri vardı.
Genç kız Baba'nın ayaklarına çöktü.
- Lütfen yardım edin bana. DediYaşlı adam
- Anlat kızım ne derdin var.Kız anlatmaya başladı. Sesi insanı büyülüyor gözleri esir ediyordu. Ama anlattıkları zehirdi. Gözlerinden dökülen inci gibi gözyaşları ise yürek dağlıyordu.
Genç kız sustuğunda yaşlı adam saçlarını sevdi. Düşünmeye başladı ona nasıl yardım edebilirdi. Sonunda bir çözüm buldu. Kızın ellerinden tutup kaldırdı.- Bundan sonra güçlü olacaksın. Önce ekmeğini eline alıp kimseye muhtaç olmayacaksın. Bekleyip intikamını öyle alacağız ben her zaman arkanda olacağım.
Dedi.
Kiz gözyaşlarını sildi eğilip yaşlı adamın elini tutup öptü.- Allah razı olsun Bülent Baba.
Dedi ve kapıya doğru ilerledi. Biliyordu genç kız Baba'sı vardı artık.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ağır Abi
General FictionSert duygusuz bir adam. Güzelliği başına bela olmuş bir kadın. Onları bir araya getiren intikam hırsı. İstanbul'un delikanlısı