33. BÖLÜM

58.3K 1.8K 127
                                    

Esme nefes alamadığını hissetti. Içine öyle bir taş oturmuştu ki midesi buz gibi oldu. Kendini Yahya'nın kollarından kurtardı. Bir süre yüzüne baktı boş boş. Sonra gözlerini kapattı.

Net bir sesle
- Hayır. Dedi

Yahya tekrar Esme'yi tuttu.

-Yanlış cevap. Dedi Yahya

- Benim için doğru. Dedi Esme

Yahya sabır diler gibi başını yukarı kaldırdı.

-Evet hata yaptım ama bunu aşacağız anladın mı? Diye bağırdı Yahya

Esme yüzüne baktı sadece. Yahya ellerini Esme'nin yüzüne koydu. Baş parmaklarıyla elmacık kemiklerini okşarken dipsiz simsiyah gözlerini Esme'nin gözlerine dikti.

- Senin tadına baktım uyurken nefesini dinledim tenini tenime mühürledim güzel gözlerini içime işledim gülüşünle ruhuma bahar getirdin beni bırakmazsın anladın mı? Dedi Yahya

Esme Yahya'nın söyledikleri yaralarını sarmaya başlasada ellerinden kurtulup başını olumsuz anlamda salladı.

Esme sinirle mutfak masasına tekme attı. Esme tekrar sinir krizi geçirdiğini düşündü.

Yahya
- Ben çok yumuşak davrandım di mi? Ama artık bitti hemen eşyalarını topla evimize gidiyoruz. Dedi kükreyerek.

Esme tam ağzını açacağı sırada Yahya yine üstüne yürüyüp sözünü yutturdu.

- Rica etmedim Esme hemen. Dedi ürkütücü bir sakinlikle.

Esme inatla başını salladı. Yahya en sonunda Esme'nin bileğinden tutarak yatak odasına sürükledi. Esme'yi savunarak yatağa fırlattı. Esme'nin ağzından kızsal bir ses çıktı. Savrulan saçları yüzünü kapatmıştı. Yahya Esme'nin üstüne avını köşeye kıstıran panter gibi atladı. Üstüne oturup tek eliyle Esme'nin ellerini başının üstüne kaldırıp sabit tuttu. Diğer eliyle de Esme'nin saçlarını yüzünden çekti. Esme gözlerindeki karanlıkla irkildi. Ona zarar vermeyeceğini biliyordu ama yine de bocaladı.

Yahya dudaklarını Esme'nin dudaklarına bastırdı. Tutkuyla öpüyordu dudaklarını sahibi gibi ama Esme karşılık vermedi. Yahya bir an durdu kendini geriye çekip Esme'nin yüzüne baktı

-Karşılık ver. Dedi derin sesiyle

Tekrar dudaklarına kapandı. Esme'nin alt dudağını dişleri arasına alarak onu kışkırtmaya çalıştı. Esme artık dayanamadığını hissettiği an Yahya kendini geri çekti.

- İnatçı keçi. Dedi

Saçlarının kokusunu içine çekti ve Esme'nin üstünden kalktı. Dolabına yöneldi valizi çıkarıp içine Esme'nin eşyalarını resmen fırlattı.

Esme yattığı yerden kalkıp
-Seninle gelmek istemiyorum. Dedi

Yahya hiç duraksamadan
-Kes sana sormadım. Diye tısladı.
Esme öfkeyle
-Bırak Yahya anlamıyor musun gelmeyeceğim. Dedi

Yahya
- İster kendi ayakların üstünde istersen sürünerek benim için farketmez her halükarda eve geleceksin. Dedi

Esme derin nefes alarak
-Orası benim evim değil. Diye bağırdı.

Artık kendine mani olamıyordu. Yahya işine devam ederken Esme valizi çekti.

Yahya atik bir hamleyle Esme'yi yakalandı omuzuna çuval gibi yükledi. Esme bırak diye çırpındı. Yahya dışarı çıkıp arabanın kapısını açtı. Esme'yi ön koltuğa fırlatıp kapıyı kapattı ve kitledi. Yahya tekrar eve girerken Esme sinirle olduğu yerde tepindi.

10 dakika sonra Yahya'nın elinde Esme'nin valizi ve çantası vardı. İkisinide arka koltuğa koyup tekrar kapıları kitledi. Sonra ilerleyip sürücü koltuğuna geçti.

İkiside burnundan solurken Yahya arabayı son sürat kendi evine sürdü.

Eve geldiklerinde Esme kendini tükenmiş hissediyordu. Umursamazlık maskesini takarak oturma odasına gitti koltuğa oturdu. 5 dakika sonra Yahya altına eşofman giymiş üstü çıplak bir şekilde yanına geldi. Tam Esme'nin önünde durarak tepeden ona baktı. Ama Esme kafasını kaldırıp ona bakmadı. Yahya'nın derin nefes aldığını duydu. Hemen sonrasında Esme Yahya'nın kucağındaydı. Yahya onu porselen bir biblo gibi tutarak yatak odasına götürdü.

Esme'yi yatağa yatırdı kendisi de yanına yattı. Onu kendine döndürdü yüzlerinin arasında bir karış mesafe vardı. Yahya'nın ılık nefesi Esme'nin yüzünü okşuyordu. Gözlerini hiç ayırmadan baktılar birbirine. Sessizliği Yahya bozdu.

- Özür dilerim. Dedi kısık sesle
Esme onu affetmek istedi. Tekrar bir olmak güvenmek inanmak ama yine de sessiz kaldı.

-Seni aldatmadım. Diye devam etti Yahya

Esme daha fazla sessiz kal amadı

-Sen ona dokundun. Dedi içler acısı sesle

- Sadece resimlerde gördüğün. Çok sarhoştum ayrıca sana çok kızgın ve kırgın.

- Yine de dokundun. Dedi Esme

Esme'nin gözünden bir damla yaş süzüldü. Kendini o kadar çok sıkıyordu ki patlama noktasına geldiğini hissetti. İçinden hüngür hüngür ağlamak vurup kırmak geliyordu. Ama hiç birini yapmadı. Sessizce içli içli ağladı.

Yahya onu kendine çekti. Güçlü kollarını sardı. Bedeniyle onu kafesin içine aldı. Esme hıçkırıkları arasında

-En ağırıma gidende söylediklerin. Dedi
Yahya saçlarını şefkatle sevdi.

- Biliyorum meleğim affet beni. Dedi

Esme son gözyaşını akıttıktan sonra Yahya çenesini tutup yüzünü kaldırdı. Dudaklarını dudakları hariç her yerine değdirdi. Esme gözlerini kapattı Yahya'nın tanıdık içine işlemiş kokusunu ciğerlerine doldurdu.

- Seni bırakmam bırakamam Esme. Dedi
-Sen bana kalan tek kişisin sen benim ailemsin. Diye devam etti.

Ailem kelimesi Esme'nin içindeki kilidi açtı. Ailesiz büyümüş biti olarak aile kavramını bilmesede değerliydi. Herkese ailem diyemezdiniz. Aile gibi kenetlenmek güvenmek dışardan birine kolay kolay hissedebileceğiniz duygular değildi.

Esme hiç cevap vermeden Yahya'ya sıkıca sarıldı. Yahya için bu cevap yeterli olmuştu. Esme başını göğsüne gözlerini kapattı. İçindeki karmaşanın son bulmasını bekledi.

Yahya saçlarını severken

-Uyu bitanem ben burdayım. Dedi

Esme yüzünü Yahya'nın kokusuna gömerken uyku iyice bilincine sızdı.

Son hatırladığı sağ elinin yüzük parmağına geçirilen soğuk metaldi.





Biraz kısa oldu farkındayım ama biraz rahatsızım o yüzden kusuruma bakmayın lütfen sizi daha fazla bekletmemek için yazdım. Bu arada çok güzel yorumlar alıyorum teşekkür ederim desteğiniz için.

Ağır AbiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin