Esme hemen kendini topladı. Zayıf olamazdı artık o bunları aşmış bu günlere gelmişti. Artık 17 yaşındaki o kız değildi. Kötülüğün ne olduğunu biliyordu. Duyarsızlık maskesini yüzüne geçirip oturmaya devam etti.
Yahya pür dikkat onu izliyordu. Onunla gurur duydu. Kendini çok çabuk toplanmıştı. Ama bu görüşme uzun sürerse maske çatlayabilir bütün planları suya düşebilirdi.
Sert bir ses tonuyla
- Hayırdır çağırmadan neden geldin? Diye sordu Yahya diğer yandan Esme'yi tuzağa düşürmediğini anlatmak istemişti.
- Aaa ama dostum çağırmana ne gerek var. Öyle bir uğrayayım dedim. Bir şey mi bölüyordum yoksa? Dedi yavşakça sırıtarak.
Yahya öfkeyle ayağa kalktı. Tam gırtlağına yapışacağı sırada
Esme cevap verdi.
- Bir şey bölebilecek kadar önemli değilsiniz beyfendi.
- Ooo Yahya hem güzel hemde dilli. Yatakta da bu kadar iyi mi?
Yahya daha harekete geçmeden Esme cevap verdi.- Ehh en azından sen asla bilemeyeceksin. Ve biraz daha bacaklarıma bakmaya devam edersen geceyi nezarethanede geçirirsin. Dedi
Yahya sırıttı. Evet öfkesini kontrol etmesi gerekiyordu. Düşman olduklarını öğrenmemesi onların yararınaydı.
Adam kaşlarını kaldırdı. Esme'nin midesi bulanıyordu ama dışarıdan hiç bir şey belli değildi.
Bu mevzu daha fazla uzamamalıydı Yahya lafa girip
- Boş boş konuşmak dışında başka bir şey yapmaya gelmediysen müsadenle. Dedi
Ses tonu Mert'i korkuttu bu adam iyiki arkadaşıydı onun düşmanı olmak istemezdi. Bilmediği ise onlar artık can düşmanıydı.
- Tabi görüşürüz dostum.
Yalnız kaldıklarında Esme fısıltıyla
-Lavabo? Diye sorduYahya eliyle işaret edince Esme koşarak lavaboya girip kapıyı kapattı. İçinde ne varsa hepsini klozete çıkarmaya başladı.
Yahya kapının dışında endişeyle bekliyordu ama daha fazla dayanamayıp o da lavaboya girdi. Esme'yi iki büklüm klozet başında görünce hemen tek eliyle saçlarını toplayıp diğer eliyle de sırtını seviyordu.
Esme'nin içinde birsey kalmayınca yavaşça kucağına alıp musluğun mermer kısmına oturttu. Odasına girip bir kalem aldı. Tekrar Esme'nin yanına geldi saçlarını kalemle topladı. Yumuşacık saçlarını şefkatle düzeltti.Ceketini çıkarttı ve Küçük bir havluyu ıslatıp yüzünü sildi. Sonra dolabını açıp kendi diş fırçasını çıkarttı. Aslında yedek fırça vardı ama kendisininkini kullanmasını istedi.-Hadi güzelim dişlerini fırçala da seni besleyelim midende birşey kalmadı. Dedi
Esme başını salladı. Stres sonrası vücudu iyice gevşemişti. İşi bitince Yahya'ya dönüp
- Teşekkür ederim. DediYahya elini uzattı Esme de tuttu. Yine elleri buz gibiydi. Bu kıza kan ilacı almam lazım dedi içinden. Birlikte elele şirketten çıktılar. Herkes onlara bakıyordu ama ikiside umursamadı. Esme sadece elimi tutarak nasıl güvende ve huzurlu hissettiriyor diye düşünürken Yahya içinde olan sıcaklığı ve arzuyu düşünüyordu.
Arabaya bindiklerinde
Yahya
- Ne yemek istersin? Diye sordu
-Aslında ben daha fazla zahmet vermesem taksi...
Yahya lafını kesti kaşlarını çatıp
- Esme. Diye kükredi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ağır Abi
General FictionSert duygusuz bir adam. Güzelliği başına bela olmuş bir kadın. Onları bir araya getiren intikam hırsı. İstanbul'un delikanlısı