25. BÖLÜM

67K 2K 58
                                    

           Yahya ezan vakti gözlerini araladı. Yanında sere serpe yatan Esme'yi biraz daha kendine çekti. Kokusu ciğerlerine dolduğunda gözlerini kapattı. Kendini yenilmez hissediyordu. Küçük bir çocukken en çok istediği oyuncağa kavuşmuş gibi mutlu.

        İçinden babasına Esme'yi onun için koruyup kolladığı için büyüttüğü için bir dua etti.

        Esme kısık sesiyle ona onu sevdiğini söylediğinde karşılık verememişti. Esme'nin bir karşılık beklediğini biliyordu ama yapamamıştı işte. Sanki söylese büyü bozulacaktı.

         Tan yerinin ağırmasıyla Esme'nin yüzüne vuran ışıkla onu izledi. Ufacık burnu pürüzsüz teni imrenerek bakılacak bir güzelliği vardı. Ama bu güzellik sadece dışından değil içinden geliyordu. İnsanın görünce içinin güzelliği dışına vurmuş denilecek cinstendi.

        Yahya elini gür kuzguni saçlarına geçirdi. Esme ona ait olmuştu. Yaşadığı zevki hatırlayınca neredeyse inleyecekti. Bundan sonra hiç bir kadın ona bu zevki yaşatamazdı. Cennetten bir pencere açılmış cennetin kokusu ışığı Yahya'ya ulaşmıştı.

        Yahya Esme'yi iyice kendine çekti. Çıplak tenini okşadı. Esme kıpırdandı. Yahya onu uyandırmadan parmaklarını nazikçe belinde gezdirdi. Burnunu saçlarına dayayıp kokusuyla uykuya daldı tekrar.

          Yahya tekrar gözlerini açtığında yalnızdı. Önce Esme onu yalnız bıraktığı için sinirlendi. Sonra yataktan kalktı Çıplaklığına aldırmadan banyoya girdi. Elini yüzünü yıkadıktan sonra sadece baxır giyerek odadan çıktı.

         Esme'yi mutfakta kahvaltı hazırlarken buldu. Kapı pervazına dayanarak onu izledi. Üstünde beyaz bir aklet altında lacivert penye bir etek vardı. Mutlu yüz ifadesiyle elindeki domatesi kesiyordu.

        Yahya daha fazla dayanamadı. Arkasından yaklaştı. Kaslı kollarını incecik beline sardı. Omuzuna bir öpücük kondurdu.

Buğulu sesiyle
- Günaydın bebeğim. Dedi
Esme
- Günaydın bende seni uyandırmaya geliyordum. Dedi
- Hımm. Kahvaltı hazır sanırım.
- Evet hadi otur masaya. Dedi Esme

        Yahya Esme'nin kafasını hiç kaldırmadan konuştuğunu farketmişti elbet ama ses tonu onun utandığını belli ediyordu.

Yahya  elini çenesine götürdü. Başını kaldırıp kendine çevirdi. Göz göze geldiklerinde dudaklarını öptü.
-Utanmak yok. Dedi
- Elimde değil. Dedi Esme
       Yahya tebessüm ederek bir kez daha öptü dudaklarını.

       Sessiz sedasız kahvaltılarını
yaptılar.

Esme
- Bugün ne yapacaksın? Diye sordu
- Şirkete gideceğim. Öğlen bara uğramam lazım. 7 gibi gelirim çıkarız.

- Ben bugün eve gitsem?
      Yahya'nın çatılan kaşlarını görünce düzeltti.
-Yani Ceren'in evine. Onunla biraz vakit geçirip orda hazırlanırım zaten kıyafetlerimin çoğu orda.
- Tamam ben seni bırakırım. Yalnız şartları biliyorsun telefonu yanından ayırma herhangi bir şey olursa beni ara.
- Tamam. Dedi Esme hevesle.

         Yahya onun bu haline güldü.
         Kahvaltı bittiğinde yatak odasına girdiler. Esme kıyafetlerini alıp banyoya ilerlediğinde
       Yahya sert bir sesle
- Yanımda giyineceksin. Dedi

Esme afallamış bir yüzle ona bakınca Yahya yanına yaklaşıp saçlarını omuzunun üstünden arkaya attı.

Daha sakin bir sesle.
- Artık böyle şeylere gerek yok. Her bir noktanı gördüm ve dokundum benden saklaman gereken bir şey kalmadı ve bana ait olanı benden esirgemeye de hakkın yok.

Ağır AbiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin