48.BÖLÜM

23.1K 894 39
                                    

             Yahya yanında sereserpe uyuyan Esme'sini kendi bedenine iyice yaslayarak kokusunu soludu derince. Yorganı bedenine iyice sararak koza gibi sarmaladı. Bu gece beklediği misafir geleceği için uyumamıştı. Bir süre daha yattığı yerde bekledi. Sonunda yatak odasının kapısı çok sessizce açıldı ve içeri eski dostu girdi. Yavaşça yataktan kalktı. Hiç konuşmadan sırtında uzun bir kumaş parçasıyla bağlı olan çocuğu bedeninden ayırdı dostu. Yahya uyuyan çocuğu almak için kollarını uzattı. Uyuyan çocuk bir an huzursuzca kıpırdayıp tekrar sakinleşti. Yahya çocuğu yavaşça yatağa Esme'nin yanına yatırıp onu da Esme gibi sarıp sarmaladı. İkili yatak odasından çıkıp mutfağa doğru ilerlediler.Sessizce bir süre birbirlerine baktılar. İlk konuşan dostu oldu "Ona gözün gibi bakacağını biliyorum.Ne zaman alabilirim bilmiyorum. Önce güvenli bir yer bulmalıyım." dedi. Yahya onun bir şekilde kendini kurtaracağını biliyordu ama yine de " İstersen ben bir yer ayarlarım" demekten kendini alamadı. Dostu ona içinde bir sürü anlam barındıran hafif bir tebessümle bakıp "Ben hallederim Eyvallah" dedi. 

            Dostu evden ayrıldığında Yahya da yavaş adımlarla yatak odasına ilerledi. Anne özlemiyle Esme'nin yanına sokulmuş küçük bedeni kısık gözlerle izledi. Esme'nin alışkın olmadığı halde yinede çocuğu kollarıyla koza gibi sarması Yahya'nın gözlerine şölen sundu. Kendi çocuklarının da Esme'nin bedeninde büyümeye çalıştığını biliyordu. Her zaman altıncı hissi kuvvetli olmuştu ama bu daha çok yakınında olan tehlikelere karşıydı. Şimdi bir şekilde Esme'yi de sanki kendi bedeni gibi hissedip varlığını algılıyordu. Yavaşça yatağa yatıp ikiliden uzak bir şekilde yattı. Onları rahatsız etmeden sadece nefes alışlarını dinleyerek vücudunu dinlendirdi. Sabah Esme'nin nasıl bir tepki vereceğini bilerek tilki uykusuna yattı.

          Sabah gözlerini dinlenmiş bir şekilde açan Esme yavaş hareketlerle bedenini germeye çalıştı. Üstündeki ağırlık Yahya olmayacak kadar hafif ve pamuk şeker gibi kokuyordu. Tam açılmayan algıları bir anda alarm vererek üstünü taradı. Kocaman olmuş çikolata kahvesi gözlerle karşılaşınca panikle kendini yataktan attı. En fazla 2 yaşında olan çocuk tek tük olan dişlerini göstererek gülünce Esme paniği bir kenara bırakarak hayranlıkla çocuğa yanaştı. Çocukta Esme'ye yanaşmaya çalışıyordu. Esme daha fazla dayanamayarak küçük bedeni kollarının arasına alarak yatağa oturdu. Küçük eller hemen Esme'nin yüzünü buldu. Esme sakin bir ses tonuyla "Sende kimsin?" dedi. Çocuk hala kocaman olmuş gözlerle ona bakıyordu. Esme daha fazla dayanamayarak burnunu minik bedenin gıgısına dayayarak derin nefes alıp öptü. Çocuktan gelen kıkırdama sesiyle bu sefer daha çok ses çıkartarak öptü. Çocukta sanki aynısını ona yapmak ister gibi boynuna atılınca Esme ona yer açarak ne yaptığına baktı. O da aynı onun gibi gıgısını öpmeye çalışınca ki aslında daha çok tükürük yaparak öpünce Esme daha önce tatmadığı bir şefkatle çocuğu bağrına bastı. Daha önce hiç tecrübesi olmadığı için ne yapacağını bilemeyerek gözlerini açtığından beri sessizce onları seyreden sevgilisine döndü uyandırmak için. Yahya'nın sessizce onları seyrettiğini görünce açıklama beklercesine yüzüne baktı. Yahya ise gördüğü güzel görüntünün dinginliğiyle hiç sesini çıkartmadan bakmaya devam etti. Bu sırada çocuk sanki ilgi odağı olmadığını anlamış gibi dikkat çekmek için Esme'nin yanaklarını tutup çekti. Esme onun bu davranışına gülerken çocukta onunla birlikte güldü. "Adın ne senin?" diyerek ilk iletişim çabalarına girişti. Güzel kahve gözler bir an parladı küçük ellerini yanaklarından çekmeden "Cem" dedi. Aslında daha çok "jem" gibi bir şey demişti. Esme kucağında Cem'le kalkarken o da konuşmaya başladı "Hımm demek Jem bende Esme " diyerek banyonun yolunu tuttu. Cem kollarını Esme'nin boynuna dolayıp hemen başını omzuna yasladı. Bir an arkalarında kalan Yahya'ya kaşlarını çatarak baktıktan sonra Esme'nin sırtını okşamasıyla gözlerini kapattı minik beden. Esme onu banyoya götürüp banyo tezgahının üstüne oturttu. Hızlı bir şekilde elini yüzünü yıkarken Cem de ona hayran hayran bakıyordu tabi bu hayranlık Esme onu kucağına alıp yüzünü yıkamaya çalışana kadar sürdü. Cem hem çırpınıp hemde bir taraftan "Eşme yıkadım yıkadımmmm" diyordu. Esme kahkaha atarak koltuk altlarından tutarak yüz yüze gelmelerini sağladı. "Ne zaman yıkadın bakalım yakışıklı?" diye sordu. Cem hemen cevap verdi "Yarıııın yıkadım hemde şabunla yaaa" Esme hem ondan çekinmemesi hemde anne babası burada olmadığı için panik olur korkusuyla fazla üstüne gitmemeye karar vererek. "Demek yarın şabunla yıkadın bakalım bakalım ne kadar temiz olmuş" diyerek öpmeye başladı. Cem arada ufak çığlıklar atarak gülüyordu. "Ohhh bee ne güzel yıkamışsın misss " diyerek yüzünü şekilden şekle sokarak daha çok gülmesine neden oldu. 

Ağır AbiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin