50. BÖLÜM

37.7K 1.2K 226
                                    


                 Telefonu eline alan Yahya arayanın Ali olduğunu görünce başka bir odaya geçerek telefonu kulağına dayadı. Duyduklarıyla sinir katsayısı iyice yükselmeye  başladı. Ağzına geleni sayıp döktükten sonra telefonu Ali'nin yüzüne kapatarak odada dolanmaya başladı. Mert'i ellerinden kaçırmışlardı. Yahya bu işi kendisi halletmesi gerektiğini biliyordu ama yine de Esme'yi  yalnız bırakmak istemediği için hiç yapmaması gereken bir şeyi yapmış kendi işini başkasına devretmişti. Her ne kadar Ali kendi adamı olsa da kendi işini kendi halletmesi gerekiyordu. Mert'in kaçması bir şey değiştirmese de Esme'ye söz verdiği gibi konu kapanmamış olacaktı. Babası Mert'i büyük ihtimalle yurtdışına kaçırmış olmalıydı. Yahya kafasında tilkiler dönerken cehenneme bile girse onu bulacağını biliyordu. Zaten bütün defteri Mert'in babası kapatmıştı. Diğer üç kişi ne kadar zengin olsalar da bu kadar büyük bir olayı kapatacak bağlantıları yoktu hiç birinin. Yahya kıstığı siyah gözleriyle pencereden Ankara'ya bakarken Esme'nin sessiz adımlarla kendisine yaklaştığını hissedince olduğu yerde kalmaya devam etti. Ona bir şey belli etmek istemiyordu. Esme'nin huzurunun kendi huzuru olduğunu uzun zaman önce öğrenmişti. Narin kollar beline dolandı. Esme yanağını omuzuna dayayarak arkadan ona sarılırken Yahya da tek eliyle minik avuçlarını sardı. Yahya Esme'yi önüne çekerken vücutlarının temasını hiç kesmeden küçük kadınına sarılmaya devam etti. Parmakları arasından geçen ipek saçların verdiği hazla gözlerini yumdu. Esme'yi tedirgin etmemek için kafasındaki kaosu en geriye iterek normal davranmaya devam etti. Esme parmak uçlarında yükselerek dudaklarına yanaştığında isteğini yerine getirmek için başını eğdi. Öpüşmeleri masum ve sıcacıktı. Esme'nin ihtiyaçla nefesini verdiğini duyunca ellerini bedeninde gezdirmeye başladı. Esme geri çekilip güzel gri gözlerini Yahya'nın gözlerine kitledi. Esme'nin geri çekilmesiyle Yahya ne oldu der gibi baktı Esme'ye. Esme "yanımızda çocuk var uyanırsa korkar" diyerek geri çekilme sebebini açıkladı. Yahya da unuttuğu ayrıntıyla kendini toparlarken "Sen niye uyandın?" diye sordu. "Seni yanımda bulamayınca uykum açıldı. Sen neden gelip yatmadın. Yorgun görünüyorsun"  dedi Esme Yahya yine kollarının arasına çekerken "Geliyordum bende dalmışım pencereden bakarken" dedi. Esme onda ki gerginliği sezse de sesini çıkarmadan Yahya'yı elinden tutarak yatak odasına sürükledi. Özenle Yahya'yı bebek gibi soyup yatağa soktu. Yahya gördüğü ilgiden hoşnut gerindi yatağın içinde.Esme  "Su içip geliyorum"  diyerek yanından ayrılırken  Yahya yorgunluğunu bütün vücudunda hissediyordu. Esme de yanına gelince sıkıca sarılıp uykuya daldı. 

                   Sabah şiddetli bir kasık ağrısıyla gözlerini açan Esme bir an ne olduğunu nerede olduğunu anlamadı. Dudakları arasından çıkan inlemeyle doğrulmaya çalıştı ama canını daha çok yakmaktan başka bir şey geçmedi eline komidinin üstünden telefonunu alarak Yahya'yı aramaya çalıştı. Çalan telefonu Arda açmıştı "Yenge abim toplantıda Cem de korumaların yanında merak etme" diyerek Esme'nin bir şey demesine izin vermeden açıklamaya başlamıştı. Esme nefeslerini düzene sokmaya çalışırken sulanan gözlerini sıkıca yumdu. "Arda Yahya'ya belli etme birini gönder odaya hastaneye gitmem lazım" dedi zar zor. 

              Arda her ne kadar belli etme dese de hemen abisine haber vermek için destur almadan toplantı odasına girdi. Arda'nın önemli bir şey olmadığı takdirde böyle davranmayacağını bilen Yahya Arda'nın kendisine ulaşmasını beklemeden ayağa kalkıp yarı yolda buluştu. "Abi yenge aradı hastaneye gitmem lazım diyor." Yahya duyduklarıyla bir an panik olsa da hemen bir hışım toplantı odasından çıktı. "Arda ara korumaları içeri girip Esme'yi en yakın hastaneye götürsünler vakit kaybetmeden" derken artık arabasına doğru koşuyordu. 

            Esme'nin arabaya bindirilip hastaneye gelmesi toplasan 10 dakika bile değildi belki ama Esme'ye bir ömür gibi geldi. Acı eşiği yüksek olmasına rağmen acıdan ağlamaktan kendini alamıyordu. Acil serviste odaya alınırken kapılar korumaların yüzüne kapandı. Yahya'nın hastaneye ulaşması biraz daha uzun sürmüştü. Acil servisten içeri girdiğinde korumaların kapının önünde stresle dolanmaları aklına çok kötü bir durum olduğunu getirse de soğukkanlı olmaya çalışarak odaya yöneldi tam kapıyı açmak üzereyken içeriden çıkan yaşlı hemşireyle burun buruna geldi. Hemşire "Hasta yakını mısınız?" diye sorarken Yahya bir an önce içeri girip gözleriyle Esme'sinin durumunu görmek istiyordu. Hemşire ne yapmak istediğini anlayarak "Biraz müsaade edin muayene devam ediyor bekleyin" diyerek yaşına uymayan bir hızla koridorda koşmaya başladı. Yahya tabiki de kadını dinlemeden içeri girdi. Esme yatakta yarı açık gözlerle yatarken başka bir hemşire damar yolu açılmış koluna ilaç enjekte ederken doktor olduğunu düşündüğü başka bir adam dosyaya bir şeyler yazıyordu. 

Ağır AbiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin