32. BÖLÜM

56.7K 1.8K 55
                                    

            Onu o halde görmek herhalde hayatımda hafızamdan silmek isteyeceğim olaylar arasına girmişti.

          Deri koltuğa yayılmış devrilmiş içki şişeleri bir karış sakal ve hepsinden kötüsü önündeki sehpada beyaz toz şeritler halinde hazırlanmıştı. Bir kısmını çektiği belliydi.

        Kapıyı arkamdan kapatırken odak noktasını kaybetmiş ruhumun kuyusu olan gözleri beni buldu. Ne gördüğünü ne düşündüğünü çözmeye çalıştım ama nafile. Yavaş adımlarla yanına yaklaşıp oturdum. Boş gözlerle bakmaya devam etti.

         Daha fazla dayanamayıp elimi yüzüne kaldırdım. Parmak uçlarım elmacık kemiğine değdiğinde artık  net olarak burda olduğumu farketmişti.

Kısık iç burkan bir sesle

- Burdasın. Dedi
Bende aynı sesle
- Burdayım. Dedim

        Yahya da elini kaldırıp aynı benim yaptığım gibi elmacık kemiğime dokundu parmak uçlarıyla.

- Ben seni aldatmadım. Dedi

       Boğazıma oturan yumruyu ne yutabildim ne de çıkarabildim. Sadece benim için kusursuz görünen yüze baktım.

- Beni bırakma. Diye yalvardı.

       Sessiz kalmaya devam ettim.

-Nefes alamıyorum Esme. Diye devam etti.

        İçimde bir yerlerde bir şey acıyla kıvrandı.

- Neden? Diye sordum sessizce

       Yüzüme baktı. Sanki son kez görüyordu.

- Sana çok kızgındım ve kırgın. Çok içmiştim hap atmıştım. Ama kimseyle birlikte olmadım. Yemin ederim. Affet sevgilim. Dedi

        Onu affetmek benim gururumu ayaklar altına alacaktı. Ama onu kaybetmek istemiyordum.

- Bunları sonra konuşalım. Hadi kalk eve gidelim.

       Umutlu gözlerle baktı bana.
-Sende kalacak mısın benimle? Diye sordu

       Ilk defa onu bu kadar aciz görüyordum ama yine de içimde bir yerlerde tamir olmamış şeyler vardı. Benim yaralarımı saracak ya da tamir edecek yine Yahya'dan başkası değildi ama bu halde değil.

-Kalamam ama sonra konuşuruz olur mu?

        Yahya başını salladı. Yerimden kalktım kapıyı açıp bara doğru ilerledim. Beni gören Arda koşarak yanıma geldi.

- Yusuf burda mı? Diye sordum

     Arda barın diğer tarafını gösterdi. Oraya doğru ilerledim ona söyleyecek bir kaç lafım vardı. Oturduğu bar taburesinin yanına geldiğimde omuzuna dokundum.

       Kafasını bana çevirdiğinde alayla güldü.

- Ne o eserini görmeye mi geldin?

      Sinir katsayım yükselirken ellerimi yumruk yaptım. Hiç beklemediği anda yumruğumu burnuna geçirdim. Arda hemen yanıma koştu. Onu takmadan Yusuf'un dibine girdim.

- Sen kimsin ki beni yargılıyorsun. Diye bağırdım
-Esermiş bu hale gelene kadar sen nerdeydin? Uzaktan atıp tutmak kolay o bana ne yaptı biliyor musun?

       Yusuf şaşkınlıkla baktı yüzüme.
- Bilmiyorum. Dedi sonunda

-O zaman yargılama. Dedim ve arkamı döndüm. Arda arkamdan geliyordu.

Ağır AbiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin