51. BÖLÜM

6.7K 340 32
                                    

         Esme yavaşça gözlerini açtığında yanında ona gözünü bile kırpmadan bakan Yahya ile karşılaştı. Bir an nerede olduğunu bilemeyerek doğrulmaya çalıştı ama güçlü eller rahat yatağa yatmasını sağladı. Esme soran gözlerle sevdiği adama bakarken Yahya karmaşık duygularını en derinlere iterek derin bir nefes aldı. Nasıl başlaması gerektiğini bilemeyerek sadece güzel gözlere bakmaya devam etti. Esme sessizliğe daha fazla dayanamayarak çatlak bir sesle "Ne oldu?" diye sordu. Yahya " Ne oldu biliyor musun? Bütün hayatımızı değiştireceksin. Beni değiştirdin sende değişeceksin." Dedi. Esme bir an bocaladı bozulduğunu belli etmemek için gülümsemeye çalışarak " Ne kadar kötü şeyler yapmışım ben öyle" dedi. 
       Yahya ona sadece ve sadece Esme'sine verebileceği en içten mutluluk saçan sevda dolu bir gülümseme verdi. Esme bu konuşmaya anlam yüklemeye çalışırken Yahya  eline uzandı onun dövmesini taşıdığı elinin önce avuç içini öptü koklayarak sonra da karnına ikizlerinin saniye saniye büyüdüğü korunaklı beşiğe dayadı. "Değişim benim için senin gelmenle başladı. Hayatımız ve sen buradaki varlıklarla değişecek. Büyüyorum Esme seninle birlikte köklerimi bu geçici dünyaya yayıyorum ben baba oluyorum. Senin sayende"

       Esme için hayat bir an durdu dünya bile nefesini tuttu sanki. Nefesi göğsünde sıkıştı hava ağırlaştı. Ne demesi ne yapması gerektiğini bilmeden boşlukta sallandı durdu. Ciğerleri nefes için isyan ettiğinde derin bir nefes çekti içine ve dünya kaldığı yerden dönmeye devam etti. Eli kasığı ve Yahya'nın eli arasında duruyordu hala. Ağzı açılıp kapandı. Bir şeyler söylemek istiyor ama beyninden geçen komutlar vücuduna söz dinletemiyordu. Yahya onun konuşamayacağını anladığında eğilip alnına bir öpücük kondurdu. Esme derin derin nefesler alarak kendini toparlamaya çalıştı. En sonunda "ikiz mi?" diye sorabildi  kendine bile yabancı bir ses tonuyla. Yahya duygudan yoksun yüz hatlarına rağmen dolu dolu duygulu gözlerle onu onayladı. Esme hayatı boyunca başına gelenlerin daha sonra onlarla başa çıkmasını, düzene giren hayatına rağmen Yahya ile olan birlikteliğine kadar çok duygu yaşamıştı. Yahya hayatına girdikten sonra bile duyguları inişli çıkışlı mutluluk, huzur, mutsuzluk, kapl kırıklığı, sinir ,stres birçok yaşanmışlık vardı ama bu farklıydı. Bu duyguyu daha önce yaşamamış yabancı ama bir o kadar da bilindik. Hiç birisi bir insanı ya da insanları daha var bile olamadan sevebilir miydi? Severdi. Esme onları daha var olmadan hiç bir kimseyi sevmediği gibi sevecek koruyacak ve kendi ömrünün, Yahya'nın ömrünün bile üstünde tutacağını o anda biliyordu. O varlıkların karakterleri, görünüşleri ne olursa olsun sevecekti.  Aptal olmamıştı hiç bir zaman  korunmada birlikte olmanın sonuçları elbet olacaktı ama bu kadar erken beklemiyordu açıkçası. Anlaşılan Yahya'nın bu haberi hazmetmek kabullenmek için zamanı olmuştu. Esme gözünden dökülen yaşların Yahya tarafından silinmesiyle ağladığını farketti. Kendini toplamaya çalışarak gözlerini kırpıştırdı. En sonunda iyice kendine gelerek "iyiler mi?" diye sorabildi. Hastaneye gelirken çok acısı vardı. Yahya güven vermek istercesine elini sıktı. "Iyiler birazdan doktor gelecek yapmamız ve dikkat etmemiz gereken konular hakkında bize bilgi verecek. Sen ne hissediyorsun?" Diye sordu sonunda Yahya. İçten içe konuşmaması onu tedirgin etmişti. Esme gözlerini bir an odanın içinde dolandırdı sonunda kapkara gözlere kitlendi. "Ben bir çok şey hissediyorum ama en çok hissettiğim mutluluk. Ben gerçekten mutluyum. Daha erken çocuğumuz olması için biliyorum ya da ne bileyim hayatımız rayına oturmadan olmasını beklemezdim ama oldu diye üzülecek değilim. Sadece birden bu duyguyu hemen benimsemiş olmam garip geldi. Eksiklikler tamamlanıyor gibi o yüzden mutluyum Yahya." Dedi içli ses tonuyla. Yahya "Senin sadece yapman gereken bu anları tadını çıkartmak ve kendine iyi bakmak. Geri kalan her şeyi rayına oturtmak benim görevim. Ben bu evin babasıyım artık. Kısaca her şey benden sorulur." Dedi gülerek. Esme de onun gibi güldü dolu dolu hiç eksiksiz gözlerinde güvenle " Halledersin baba" . Yüzlerinde tebessümlerle  birbirlerine bakmaya devam ettiler. Bir süre sonra oda kapısı hafifçe vuruldu. Yahya gel diye seslenemeden Arda çekinerek odaya girdi. Yahya sinirle kaşlarını çatarken Esme parlak bir gülümseme ile Arda ya baktı. "Abi kusura bakma yengem iyi mi diye çok merak ettim." Esme ortak bir geçmişi paylaşmanın vermiş olduğu duygu yoğunluğu ile Arda'ya elini uzattı.  "Gel lütfen ben iyiyim merak etme." Dedi Esme. Arda yavaşça çekingen adımlarla yatağa yaklaşırken Esme hiç çekinmeden bir kardeşin varlığını kabullenir gibi elini tuttu. Aralarında sadece ikisini anlayabileceği bir bakışma geçti. Esme hafif bir ses tonuyla " İkimizde hem yetim hem öksüzdük ama artık değiliz Arda. İkimize yeni oyun arkadaşları geliyor. Sen de istersen onların amcası ya da dayısı olabilirsin." Dedi elini sıkarak. Arda bir an aileye sahip olmanın verdiği duygu karmaşası içinde bocalasa da artık yatakta yatan bu kadın için koşulsuz şartsız canını vereceğini biliyordu. Bu artık bir iş olmaktan çıkmıştı. Yine de mutlulukla küçük eli sıktı "eğer sende istersen dayıları olmak isterim" dedi titreyen sesiyle. Yahya her ne kadar itiraz etmek  istese de sesini çıkartmadan ikili arasında geçen bakışmayı  sükut içinde izledi. Esme'sinin buna ihtiyacı varsa ondan esirgeyecek değildi. İstesin yeterdi. Esme cevap veremeden aralık kapı açılarak içeri doktor girdi. Doktor önce Esme'ye sonra da yanında ayakta dikilen delikanlıya bir göz atıp yatağa yaklaştı. Arda ben dışarıdayım abi diyerek çıkarken doktor da Esme'nin yanına yaklaşıp elini tuttu. "Kendini nasıl hissediyorsun bakalım güzel kız?" Diyerek sordu babacan bir tavırla. Esme kolay kolay kimseye güvenmeyen bir insan olmasına rağmen adamdan yayılan pozitif enerjiyi hissediyordu. "Çok iyiyim teşekkür ederim efendim" Dedi saygıyla doktor neşe saçan gözlerle kocaman gülümsedi. "Sevindim kızım. Muayene edildin bir sıkıntı yok. Şimdilik ama yapman gereken uzun bir liste var ve eksiksiz olarak yapacağını düşünüyorum. İlk olarak bir düşük tehlikesi atlattığın  ve gebelik daha çok erken olduğu için bebekler 3 aylık olana kadar yatman gerekecek. Yatmaktan kastım ciddi anlamda yatmak. Tuvalet ihtiyacı dışında yerinden kıpırdamak yok. Ek güçlendirici ilaçlar alacaksın. Beslenme listeni eşine verdim. Yapman gerekenleri yaparsan hiç sorunsuz bu gebeliği atlatırsın. Tamam mı kızım?" Dedi doktor. Esme bir an endişelenip Yahya'nın elini var gücüyle sıktı. Daha çok çalışan kafası hemen devreye girdi. Doktor yüzüne bakıp cevap beklerken bir an gözlerini kapatıp açtı. "Peki doktor bey. Küçük yaşta tecavüze uğradım bu durum bebeklerim için risk teşkil ediyor mu? Çünkü tedavi olamadım. " Dedi Esme net bir ses tonuyla. Doktor sıkıntılı bir nefes alarak " Sana yalan söyleyemem rahim duvarında bir deformasyon söz konusu ama bu üstünden gelinemeyecek bir durum değil. Sen üstüne düşeni yaparsan zamanı geldiğinde bebekleri sezaryen ile karnından alacağız. Çünkü normal doğum hem onlar hem senin için riskli. Sağlıklısın ve gençsin vücudun bunu telafi edebilir. Anlaştık mı ve her zaman söylerim gebe olmak ve doğum yapmak sağlıklı bir birey için bile zor bir durumdur ikiz doğum ve gebelik ise çok daha zordur. Seninkisi  de böyle bir zorluk. Yaşadığın olay olmasaydı normal doğum yapabilirdin ki o bile riskli çoğu ikiz bebek sezeryanla alınır seninkisi mecburen sezeryan olacak o kadar korkmana ya da endişe etmene gerek yok. " diyerek açıkladı doktor. Esme duydukları ile bir nebze olsun rahatlayarak  Yahya'nın elini sıkmayı bıraktı. Yahya konunun  daha fazla uzamaması ve Esme'nin endişelenmemesi için araya girerek "Merak etmeyin her ne yapılması gerekiyorsa eksiksiz yapacağız" Dedi Esme'nin elini sıkarak kendisine bakmasını sağladı. Esme güven dolu gözlerle ona bakarak "tabiki yapacağız" diyerek onayladı Yahya'yı. Doktor çıkış yapabileceklerini söyleyerek odadan çıkarken Istanbul'da güvendiği bir meslektaşını tavsiye ederek onlara yapabileceği son iyiliği de yaparak çıktı.

       Esme Yahya'nın kucağından arabaya yerleştirilerken ikisi de sessiz ama bir o kadar da huzurluydu. Otele dönerken arkada onları takip eden korumalar eczaneden gerekli ilaçları alıp onlara teslim ederken de ikisi de sessizlik yemini etmiş gibi konuşmadan durdular. Rahatsız edici değildi sessizlik sadece ikisi de düşüncelere dalmış haldeydi. Yahya bir an önce İstanbul'a dönmek istediğini farketti. Hem Esme'sini rahat evlerinde görmek hem de başlarına bela olan Mert piçinin ipini çekmek için. Otel odalarına çıktıklarında Yahya Esme'yi yavaşça kanepeye yatırıp kalan boşluğa oturdu. Ciddi  yüz ifadesi sonunda çatladı. Neredeyse Esme'nin göbeği kadar olan büyük elini bebeklerinin olduğu yere dayadı. Esme sakince onun konuşmasını bekledi. Sonunda Yahya "Artık benden hiç kurtuluşun yok biliyorsun değil mi?" Diye sordu. Esme güldü bu soruya ama cevap vermedi. Çünkü ikisi de çok iyi biliyordu ki Esme kurtulmak isterse yıkar geçerdi. " Bana yaklaşık 10 yıl borçlusun senin için endişe etmekten ömrümden ömür gidiyor." diyerek sitem etti. "Sen şimdi dinlen. Bende yarım bıraktığım toplantının ne durumda olduğuna bakayım. Yerinden kalkmak yok hemen geleceğim bebeğim tamam mı?" Esme başıyla onaylayarak kısık gözlerle Yahya'yı seyretti. Yahya dudaklarına bir öpücük kondurup çıkarken Esme çoktan uykuya dalmak üzereydi.
      Yahya oda kapısını yavaşça kapatırken onun çoktan uyuduğunu bilerek rahat bir nefes aldı ve Esme'nin her şeyin üstesinden gelebilecek kadar güçlü olduğunu bir kez daha düşündü. Ağır adımlarla koridoru geçerken arkada iki koruma kapıda beklemeye devam etti. Yahya otelin lobisine iner inmez Arda ile karşılaştı. Arda ona toplantı ile ilgili son durumu anlatırken iş yapacakları şirket yetkililerinin restoranda olduğunu haber verdi. Yahya adımlarını oraya yönlendirirken Arda'da peşinden geliyordu. Restorana adım atar atmaz hemen kalabalık masayı buldu ve oraya yöneldi. Özür dilemek lugatında olmasa da acil bir durum olduğunu o yüzden kalkmak zorunda olduğunu bildirdi. Şirket yetkilileri de onun nasıl adam olduğunu bildikleri için bu durumu sorun etmeden iş konuşmaya başladılar. Yahya son olarak masadaki kendi çalışanlarına dönerek bu işi halletmelerini kendisinin İstanbul'a dönmesi gerektiğini izah etti. Ayça hanıma dönerek "Ayça hanım siz burada çalışacaksınız artık. Proje tamamlanana kadar. " diyerek son sözünü söyleyip herkesle vedalaştı.
  Odalarına dönerken kapıda bıraktığı iki korkmadan birinin olmadığını görüp kaşlarını çattı. Diğer koruma hemen açıklama yapmak için konuşmaya başladı. "Efendim çocuk çok ağladı susturamadık. Yengenin yanına getirmek zorunda kaldık." Dedi. Yahya kafasını onaylayarak içeri girerken Cem'i tamamen unuttuğunu farketti. Odadan içeri girdiğinde Esme'nin hala uyuduğunu korumanın da Cem'e açıklama yapmaya çalıştığını farketti. Cem'i korumanın elinden alıp çıkmasını söylerken sessiz adımlarla içeri girdi. Cem Esme'yi uyurken görünce Yahya'nın elinden kurtulmaya çalışıp onun yanına gitmek istedi. Yahya yavaşça yere bıraktı Cem'i. Cem paytak adımlarla Esme'nin yanına gelip onun yanına yatmak için savaş verirken Yahya  Cem'e sessiz olmasını söyleyip Esme'sine uzanarak kucağına aldı. Yatak odasına giderken onları takip eden küçük düzensiz adımlara tebessüm etti. Yahya Esme'yi yatağa yatırdıktan sonra Cem'i de kucaklayıp yatağa bıraktı. Masum çocuk hemen anne şefkatine uzanır gibi sessizce kadınının yanına uzandı. Bir süre ayakta onları izleyen Yahya yavaşça odadan çıkarak banyoya girip kısaca bir duş  aldı. Daha sonra da yatakta onlara katılarak rahat derin bir uykuya daldı.

Ağır AbiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin