44. BÖLÜM

49.8K 1.4K 19
                                    


          Yahya da Esme gibi şok olmuştu. Açıkçası kadından bu kadar sert bir tepki beklemiyordu. Esme'yle ilgili endişesini yuttu. O herkesten daha çok mutlu olmayı hakediyordu. Esme'yi yanına çağırdı. Esme itaat ederek onun yanına geldi.  Sanırım söyleyecek bir şey bulamıyor düşüncelerini bir araya getirmeye çalışıyordu. Güzel yüzünü ellerinin arasına aldı. Gözlerinde bir çok duygu vardı. Eğilerek alnını alnına dayadı. Buram buram güzel kokusu burnuna dolarken onu bu keşmekeşin içinden kurtarmak istedi. Ne kadar istesede bunu yapamayacağını biliyordu. Aslında yapabilirdi ama Esme'nin bunu kabul etmeyeceğini biliyordu.

        Bir elini Esme'nin saçlarının arasından geçirdi. Sonra da yapmak istediği şeyi yaptı. Esme'nin dudaklarına dudaklarını dayadı. Yumuşacık dudaklarını önce diliyle ıslatıp sonrada alt dudağını dişleri arasına alarak emdi. Esme de şaşkınlıktan kurtulmuş ona cevap vermeye çalışıyordu. Yahya bu öpücükle ona her zaman yanında olduğunu başlarına ne gelirse gelsin asla ama asla onu bırakmayacağını hissettirmek istiyordu. Geri çekildiğinde Esme'nin dudakları kiraz gibi kızarmıştı. İçindeki mağara adamı Esme'yi sıralanıp en yakın mağaraya kapatması gerektiğini söylüyordu. İlkel dürtülerle ona sahip olmasını ölene kadar orada dizinin dibinde tutması gerektiğini söylüyordu. Tabi bunların hiç birini yapamadı. Onun yerine Esme'nin bileğini kaldırdı ve onun için ne ifade ettiğini anlatan kara yılan dövmesini öptü. Esme içini çekti bu ses kulağına hem yıldığını hem de yorulduğunun kanıtı gibi geldi. Hemen bir karar verdi. Esme'yi koltuğa doğru yönlendirdi. Esme hiç ses çıkarmadan oturdu. Yahya alnına bir öpücük kondurdu. Masasına geçip sekreterini çağırdı. İki dakika sonra sekreteri kapıyı tıklayıp içeri girdi.

" Ankara'da ki toplantı hangi güne ayarlandı" dedi Esme dışında herkese kullandığı soğuk sesiyle

"Üç gün sonra efendim. Tüm ayarlamalar yapıldı. Gidecek olan personelin uçak biletleri ve iki gece konaklama"

" Tamam benim programımı boşalt. Şimdiden gideceğim Ayça hanımı odama gönder çıkabilirsin"

           Yahya kafasında planlarını tamamladı. Esme'yle 3 gün tatil yapacaktı. Hiç bir şey düşünmeden sadece ikisi bütün bunlardan uzakta çünkü Esme'nin daha fazla yıpranmasını istemiyordu. Ayça odaya girdiğinde Yahya nereye gideceklerini nerede kalacaklarını planlamıştı bile ama öncelikle burada yapması gerekenleri toparlayacaktı. Yahya kafasını çevirip Esme'yi kontrol etti. Hiç bir şey demeden oturuyordu ama kafasının karıştığı belliydi. Ayça'nın varlığına aldırmadan sevgiyle gülümsedi. Esme'nin bakışları saniyede değişti o da aynı şekilde gülümsedi. Yahya az da olsa rahatladığını hissetti. Kadını gerçekten güçlüydü ve Yahya onunla gurur duyuyordu. Ve ona ailem demişti.

           Boğaz temizleme sesi gelince Yahya bakışlarını Esme'den çekti. Buz gibi gözlerini Ayça'ya dikti. " Projeyle ilgili herhangi bir sıkıntı var mı? "
Ayça " Hayır herhangi bir problem yok sadece daha önce belirttigim bir kaç yere onay vermen gerekiyor" " Git getir" dedi Yahya. Kadının az da olsa akıllanmış olması hoşuna gitti zira bir de bunun gibilerle başına iş almak istemiyordu. Ayça hızlı adımlarla odasından çıkarken Esme'nin meraklı ses tonuyla ona döndü " Yahya neler oluyor? " diye sordu

" Bir kaç gün uzaklaşıyoruz. Senin de benim de ihtiyacımız var" dedi Yahya

" Ama şimdi mi yani olaylar bu kadar karmaşık hal almışken" dedi Esme

Yahya nefesini dışarı verdi. " Bana güveniyor musun bebeğim? "

Esme'nin hiç duraksamadan " Evet elbette"  demesi Yahya'nın kalbinde tarifi mümkün olmayan duygular hissettirdi." O zaman sabırlı ol lütfen" dedi yumuşacık sesle. Esme başıyla onayladı. Yahya eline telefonu alıp Arda'yı aradı. " Odama gel" deyip kapattı. Ayça elinde dosyalarla tekrar odasına girdi. Yahya eliyle masayı işaret etti. Ayça masaya eğilerek dosyaları önüne koydu. İşaretli yerleri parmağıyla gösterdi. Yahya onun yakınlığından Esme'nin rahatsız olacağını düşünerek " Otur" dedi. Ayça ayaklarını sürüyerek Esme'nin karşısına oturdu. Yemeğe çıktıkları gece Yahya'nın onunla ağır bir şekilde konuşması herhalde onu rahatsız ediyordu çünkü oturduğu yerde huzursuzca kıpırdandı. Yahya göz ucuyla Esme'ye baktı. Gayet rahat bir profil çiziyordu. Yahya önündeki dosyaları incelemeye başladı. Bir süre sonra Esme' Esme'nin sesini duydu. " Nasılsınız Ayça hanım?" Dedi Esme  Ayça konuşmadan önce boğazını temizledi " Teşekkür ederim iyiyim siz?" " Harikayım" dedi Esme.  Yahya kafasını kaldırıp Esme'ye baktı. Esme biraz öne eğilmiş sağ elini yanağına dayamış yüzük parmağını resmen Ayça'nın gözüne sokuyordu. Yahya bakışlarını bu kez Ayça'ya çevirdi. Ayça da pür dikkat Esme'nin nişan yüzüğüne bakıyordu. Yahya kendini tutmaya çalıştı ama Esme'yle göz göze gelince daha fazla dayanamadı. Esme'nin gözlerindeki muziplik onu ele veriyordu. İkiside aynı anda kahkahayı patlattı. Ayça onlara bakarken kendilerini toplamaya çalıştılar. Yahya başını iki yana salladı. Her şeye rağmen Esme'nin bir şekilde hayata devam etmesi onu hayran bırakıyordu.

         Yahya gerekli yerleri gözden geçirdikten sonra Ayça'ya dönüp " Ankara'da her hangi bir sorun istemiyorum. Çıkabilirsin"
   
         Ayça kapıdan çıkarken Arda kapıda belirdi. Yahya " Dışarda bekle" dedi.  Arda kapıyı kapattı. Yalnız kaldıklarında Yahya Esme'yi el hareketiyle yanına çağırdı. Esme masanın etrafından dolanarak yanına geldi. Yahya onu kalçasından tutup masaya otutturdu. Bacaklarını iki yana açarak Esme'yi önünde sıkıştırdı. Gülerek yüzünü inceledi. " Bakma şöyle çok utanıyorum kendime engel olamadım" dedi sesinde kahkaha parıltıları vardı. Yahya sağ elini tutarak yüzük parmağına baktı. Yüzündeki gülümsemeyi bir türlü silemiyordu. Esme eğilip gülümseyen dudaklarına sade bir öpücük kondurdu.  Yahya da avucunun içini öptü. " Sen ne güzel bir şeysin böyle " dedi Yahya.
" Asıl güzel olan sensin" dedi Esme. " Demek müstakbel karım sahipli olduğumu ilan etmek istiyor" dedi. Esme gülerek " Eh fena fikir değil çok fazla piranha var baksana" dedi. Yahya Esme'nin burnunu sıktı. " En kısa zamanda küçük bir kutlama yapıp ilan ederiz. Hem sen niye endişe ediyorsun ki asıl ben ne yapayım" dedi. Esme cevaben bileğindeki dövmeyi ve parmağındaki yüzüğü gösterdi. " Daha ne yapayım tabela mı asaım boynuma" dedi gülerek. "Aslında kötü fikir değil şöyle yanar dönerli ışıklı bir tabela yaptırayım ben büyük harflerle SAHİBİ YAHYA SARRAFOĞLU  yazsın nasıl ama" Esme esefle kınayan bir bakış attı. " Tek eksik pire tasması sağol be " dedi. Yahya ellerini kalçalarına koyup hafif sıktı. " Ah kıyamam ben sana" dedi sevecenlikle Esme'nin bakışları hemen değişti yüzü mutlulukla parladı. "Hiç pirelenmene izin verir miyim yıkarım ben seni" diyerek cümlesini tamamladı. Esme koluna yumruk attı " Mikrop" dedi. Yahya eğilip Esme'nin dizini öptü. Esme de hemen ellerini saçlarına geçirdi. Esme'ye söylemese de onun saçlarını sevmesi çok hoşuna gidiyordu. Hoş Esme'nin yaptığı her şey hoşuna gidiyordu o ayrı hikaye. Kalçasını bir kez daha sıkıp " Hadi zıpla yerine işimizi bitirip gidelim" dedi pis pis sırıtarak. Esme kalkıp yerine geçerken o da Arda diye bağırdı. Arda hemen içeri girdi. Yahya selam etmeden hemen " Üç günlük bir tatil yapacağız iki arabada bizi takip edecek adamları hazırla sekiz kişi yeter. sende geliyorsun oradan Ankara'ya geçeceğiz Ali de barda dursun biz gelene kadar her şeyi hallet Ağva'ya tek kulübelerin olduğu otelden yer ayarla." Dedi. " Tamam abi başka bir emrin var mı? " " Şimdilik yok bizde çıkıyoruz eve gel" dedi Yahya. Arda başıyla onaylandıktan sonra odadan çıktı.

      Yahya ciddi bir yüz ifadesiyle Esme'ye döndü. " Bu tatil bize iyi gelecek ne düşündüğünü biliyorum bu kadar olay varken gitmek mantıklı gelmiyor ama sen çok yoruldun. Oraya gittiğimizde bu olaylar konuşulmayacak sadece ikimiz tamam mı? " Esme derin bir nefes aldı " Haklısın evet iyi olur teşekkür ederim"  " Teşekkür etme bebeğim sadece tadını çıkar" dedi Yahya. " Senden bir şey isteyebilir miyim? " diye sordu Esme. " Tabiki ne istersen"  " Ceren tek başına kaldı. Aklım onda ya ona da zarar verirlerse. En azından bir kişi de onu koruyabilir mi? " Yahya Esme'nin utangaç yüzüne baktı. Ondan bir şey isterken utanmasını çekinmesini istemiyordu. " Özür dilerim daha önce düşünemedim haklısın tabiki koruma gönderirim ve Esme benden bir şey istemeye çekinme her şeyim senin." Dedi. " Tek istediğim sensin " dedi Esme.

       Yahya tam Esme'ye ne kadar değerli olduğunu söyleyeceği sırada kapı tıkladı. Yahya gözlerini Esme'nin üstünden çekmeden gir dedi. Sekreteri elinde paketle içeri girdi. " Özür dilerim efendim paket şimdi geldi özel teslimat" dedi. Yahya elini uzattı. Paketi açıp içinden kutuyu çıkardı. Kutunun kapağını açıp içine baktı ama ne olduğunu çözemedi. O sırada Esme'nin buz gibi sesini duydu.

" Senin burda ne işin var? "

Ağır AbiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin