İyi okumalar :)
~~~~
Kaçınılmaz sona birkaç adım kala anne ve kızın girdiği o çıkmaz son...Buradan nasıl kurtulacaklardı ? Risa Azura'nın gözlerinde ki boşluğu fark edince içinde fırtınalar kopmaya başladı.Bu onun kızı değildi.Olamazdı.Risa...Geç kalmıştı.Dudaklarından sadece ''Vaktinde gelemedim...'' sözcükleri döküldü.Azuraya doğru bir adım atarak ''Azura,iyi misin ?''
Risa sorduğu saçma soruyla başını iki yana sallayarak ''Gel,biraz konuşalım.Öfkenle hareket edersen sonu senin için kötü olur.''
Konuşmuyordu.Ağzını bıçak açmıyordu.Sadece bakıyordu.Hissiz gözleriyle.Benliğini yitirmiş gözleriyle.Risa Azuraya baktıkça boğulduğunu hissetti.Pişmanlık havuzunda ki bütün sular onu sarmalıyordu.Azura birden Risaya doğru yürümeye başladı.Mavi gözlerini Risa'nın mavi gözlerinden hiç çekmeden yürüyordu.Azura kılıcını çektiğinde Risa elinde başka şansı olmadığını anladı.
''Eğer istediğin buysa...'' Azura kılıcı tutan elini arkaya doğru gererek ''Dediğin gibi olsun!'' diyerek kılıcın karnını deşmesine izin verdi.
Azura
Gözlerimi ne kadar çok kırpsam da önümde ki kırmızı perdeyi kaldıramıyordum.Önümü görmem lazımdı.Eğer göremezsem savaşamazdım.Fakat bir yandan da boğuluyordum.Sanki çok derin bir okyanusa düşmüşüm gibi.Yüzeye çıkmak için çırpınsam da daha çok batıyordum.Mavi suyun içerisine damlayan birkaç damla kan gördüm.Ardından çok yoğun bir şekilde suya hücum etmeye başladı.Neler olduğunu anlayamamıştım.Nefes alamıyordum.Ölmek istemiyorum.Ciğerlerimin yandığını hissettiğimde çoktan yeteri kadar su yutmaya başladığımı hissettim.Çırpınışlarım yersizdi,korkuyordum.
Anne...Bana yardım et!
Kırmızı perde birden önümden kalkarken suyun içinde bir şey gördüm.Bana doğru uzanan ışıktan oluşan bir eldi.Hiç düşünmeden eli tuttum ve beni yüzeye çıkarmasına izin verdim.O anda gözlerimi hızla kırpıştırdım.Evet burası Melekler Katıydı.Burnuma gelen duman kokusuyla arkama döndüğümde Baş meleğin odasının yandığını gördüm.Tuhaf olan ise alevler maviydi.Benimle bir alakası var mıydı ? Umarım yoktur.Başımı iki yana sallayarak önüme döndüm.
Gözlerim büyürken göğsümde bir yerlerin koptuğunu hissettim.Ciğerlerim solumayı reddederken kalbim de atmayı reddediyordu.Fakat gözlerim görmeyi reddetmiyordu.Haykırarak yere çökerken kendimde değildim.Ellerim,bütün vücudum titriyordu.Yorgun gözlerini gözlerimde kitleyerek gülümsedi ''Ben iyiyim'' dedi.
Nefes alış verişim hızlanırken sayıklıyordum.''Ölme,ölme,ölme,lütfen ölme.Özür dilerim,özür dilerim,gerçekten...Anne!''
''Sakin ol Azura,yavaşça kılıcı çıkar.'' dedi.Başımı hızla iki yana sallayarak karnında ki kılıca baktım.Bu baş...Azurine ?! Bunu...Bunu...Ben mi yaptım ?! ''Sakin ol!'' sesini yükseltmesiyle kendime geldim.Kılıcın başını derin bir nefes alarak tuttum.Yutkunarak yavaşça dışarıya doğru çekmeye başladım.O sırada annem gözlerini benim gözlerimden bir saniye olsun ayırmamıştı.Acı çekiyordu...Canı yanıyordu...Fakat bana belli etmemek için kendini kasıyordu.Lanet olsun! Son bir nefesle kılıcı tamamen dışarıya çıkarmıştım.Karnından akmaya başlayan kanı görünce üzerimde ki tişörtü hızla çıkardım.Yarasının üzerine doğru bastırırken annemi hızla kucağıma aldım.
''Bekle anne,Meldy ablanın yanına gidiyoruz.Eminim o seni iyileştirir.''
''Sakin ol Azura...Bu kadarcık şeyle ölmem endişelenme.''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kovucu ★ 2
FantasyKovucu serisin'in ikinci kitabıdır..Birinci kitabı bitirdiğiniz zaman okumanızı tavsiye ederim. Baş meleğin uyanışa karşı bulduğu çözüm sonucu Risa hayatını feda ederek iki bedene can vermiştir.Ortada iki çocuk kalmıştır.Risa'nın ölümü üzere Gerard...