Kovucu ★ 2

İlerlemeye Devam Etmek ! ★ -42-

İyi Okumalar :)

Multimedya : Gerard

~~~~

Sabah ışıkları odaya vurmaya başlarken Elen yerinde yavaşça kıpırdandı.Elini yatağın yan tarafında yavaşça gezdirdi,o kısmın boş olduğunu fark edince gözlerini araladı.Yatakta tek başınaydı.Doğrularak etrafına bakındı,yüzünde kocaman bir gülümseme vardı.Dün gece Loke ile beraber uyumuşlardı,bu yıllardır umut ettiği bir şeydi.Üzerine uzun,yeşil hırkasını giyinerek odasından çıktı.Bitkilerle dolu devasa salona indi.Şato hizmetlilerinden biri Elen'i fark edince eğilerek ''Günadınlar efendim.''

Elen gülümseyerek ''Sizede günaydın.Loke nerede ?''

''Efendimiz uzun bir süre önce şatoyu terk ettiler.''

Elen şaşırarak ''Terk mi etti ?''

''Evet.Deniz imparatorluğundan gelen elçiler sınırlarımıza kadar dayanmışlar,hazırlanarak sınıra doğru yola çıktılar.''

''Elçiler mi ?''

Elen'in aklına birden dün gece olanlar geldi.Loke Sue'ya gelen adamların işini bitirmesini ve başlarını imparatoriçeye göndermesini istemişti.Büyük ihtimalle savaş çıkacaktı.Şato'nun devasa kapısı açılıp kapanınca Elen salondan çıkarak kimin geldiğine baktı.Loke ve Azur'u kapıda görünce onlara doğru yaklaşmak istiyordu fakat ikiside kan içindeydiler.Telaşla yanlarına giderek ''Size ne oldu ? İyi misiniz ?''

Elen'in telaşlı gözleri Loke'nin ruhsuz ve bomboş yeşil gözleriyle birleşince şaşırmıştı.Oysa dün gece oldukça iyi görünüyordu.Azur ''Bizler iyiyiz efendim.Fakat sınıra dayanan bütün elçileri öldürdüğümüz için savaş yakındır.''

''Ö-Öldürdünüz mü ?!''

''Evet efendim.Mecburduk.''

Loke onları hiç umursamayarak merdivenlere doğru yürümeye başlamıştı.Elen ''İyi misin ?''

''Evet'' dedi hiç durmadan.

''Emin misin ?''

Loke'nin omzundan attığı saniyelik delici bakış Elen'in susması için yeterli olmuştu.Azur'a dönerek ''Neyi var ?''

''Sadece yoruldu efendim.Dinlenince kendisine gelecektir.Şimdilik biz onu yalnız bırakalım.''

''Başka bir şey...Yok değil mi ?''

Azur derin bir nefes alarak ''Efendim,dün gece her ne olduysa unutmanızı rica edeceğim''

''U-Unutmak mı ? Sebep ?''

''Efendim o sıralarda fazlasıyla dengesiz bir ruh haline sahipti.Büyük ihtimal sevgiye ihtiyacı vardı,bunu da kendisini kaybederek-''

Elen ''Anlıyorum.'' diyerek salon'a doğru geri yürümeye başladı.

Alice

Okulun heryerine bakmıştım fakat Azurayı bulamamıştım.Tanrı aşkına neredeydi bu kız ?! Gin mi geri döndü diye düşünmüyor değilim.İkinci katta volta atarken öğrencilerin bağırışmalarını duydum.Heyecanlı bir şekilde bağırıyorlardı.Meraklanıp giriş kata kadar indim.Bütün okul neredeyse işini gücünü bırakıp buraya üşüşmüştü.Peynir görmüş fare sürüsü gibi duruyorlardı.Yada şeker görmüş karınca ? Ayh..Herneyse.Kalabalığa doğru son duamı ederek ilerlemeye başladım.Çarptığım kişilerden özür dileyerek  ilerlemeye devam ettim.Nerede olduğumu anlayabilmek için etrafıma bakınırken hala etrafım insanlarla kaplıydı.Kalabalığı sonunda beş dakika gibi bir süre sonra geçtikten sonra kendimi bahçede buldum.Oha ! Kalabalık buraya kadar geliyor mu ?! Tozlanmış giyisilerimi silkelerken gördüğüm görüntü ile gözlerim irileşti.