Kovucu ★ 2

Hizmetçi Kafe ★ -5-

İyi okumalar :)

~~~~

Gelecekten Bir Kesit  ~

Önümde bana son çare olarak yalvarışlarını yapan kadına öylece bakıyordum.Önümde ayaklarıma kapanarak bana 'Bütün paramı sana veririm ! İstediğin herşeyi sana veririm ! Yeterki beni öldürme ! Sana yalvarıyorum !' diye yalvar yakar bağırıyordu.Ah..Ne acınası.Bütün soğukluğumla ''Beş para etmez hayatına devam etmek için mi yalvarıyorsun ?'' bacaklarıma yapışmaya çalışırken suratına sertçe bir tekme atarak onu karşı duvara fırlattım.

''Her zaman ki gibi çok acımasızsın Azura'' diyen sese yavaşça başımı çevirdim.Kanlar içinde her zaman ki gibi işlerini benden önce bitirip gelmişlerdi.Tekrar önüme dönerek boş boş kadına baktım

''Bu sefer ki kadın bana çok para teklif etti'' dedim aynı robot misali.Sesimde hiçbir duygu yoktu,istesem bile en azından öfke bile katamıyordum.Allison ıslık çalarak ''Bir öncekileri hep reddederdin,ilgini çekicek kadar çok mu teklif etti ?'' dediğinde kadından bakışlarımı hiç kaçırmadan ''Hayır,sadece beş para etmez hayatı için neden bu kadar çok yalvarıyor onu anlayamıyorum'' yine robot gibi konuşmuştum.

Alice bıkkınlıkla ''Ağh! Azura acele et birsürü koruma bu tarafa geliyor,tellerimi temizlemem gerek çok kanlandılar''

Çömeldiğim yerden kalkarak ''Tamam'' dedim.Kadın'a doğru yürümeye başladığımda korkuyla gidebildiği kadar geri gitmeye başladı.Kılıcımı kınından çıkartırken etrafta ki kan renginden dolayı kırmızı renkte parıldıyordu.''Y-Yapma..L-Lütfen !''

''Bana yalan söyleyenlerin sonu budur'' diyerek hızla kadın'ın başını bedeninden ayırdım.Artık bu iş beni yormuyordu,sadece bu kadın gibi pes etmeyenler bazen canımı sıkıyordu o kadar.Bu kadın lav imparatorluğundan bir casusmuş,gökyüzü imparatoriçesi'nin nedimesi olarak saraya sızmış ve imparatoriçeye türlü türlü yalanlar söyleyerek onu öldürmeye çalışmıştı.İmparatorluktan bu kadını ve onun yanında çalışanları infaz emiri almıştık.Kılıcımın kanını temizleyerek kınına geri koydum ve ormanın çıkışına doğru yürümeye başladım.

''Görev tamamlandı'' diyerek Alice ve Allison'un önünden yürümeye başladım.Biz görevi bitirene kadar şafak sökmüş sabah olmuştu.Okul vaktiydi.Okula hazırlanmak için kızlardan ayrıldım,bu kanlı halimle okula girersem D ve C sınıflarını kötü etkilerdim,psikolojik olarak.Odama girdiğimde direk üzerimdeki herşeyi kenara fırlatarak duşa girdim.Soğuk su yüzüme çarparken bana önceden yüzüme vuran gerçekleri hatırlatıyordu.Annemi ve onun yaşadıklarını..Güvendiğim insanların bana söyledikleri yalanları..En yakın dostlarım bana gülümseyerek yalan söylüyorlardı.Bunu fark etmem 16 yılımı almıştı,annemin kendi hayatı ile ilgili gerçekleri öğrendiği yaşla aynı yaşta bende kendi hayatımla ilgili gerçekleri öğrendim.Bu kanlı ve karanlık gerçekler arasında..bende karanlığın içine çekildim.Asıl olmam gereken yere..gölgelerle dolu yere.Gölgeler bütün benliğimi ele geçirdi.Artık öfkelenemiyordum bile.Karanlık bütün benliğimi içinde hapsetti..Şuan sadece intikam ateşi içinde yanıp kavuran bir gölgeden başka birşey değildim..Annemin hayatını mahveden insanların kaderini silip baştan yazacaktım..

***

 -Şimdi ki zaman-

''Ahh..Lanet olsun bugün hava harika !''

Alice bana katılarak ''Denize gitmeliyiz bence !'' dediğinde ellerimi birbirine çırparak ''Şu beynin bazen iyi çalışıyor ha '' dediğimde kafama şaplak attı ''Zihinselim bir A sınıfından bile önde Azura ! Bunu benim sana söylemem gerek,zihinselin 0 !'' dediğinde suratımı düşürmem gerekirken sırıtıyordum.Ağzımın suyunu akıta akıta