❄ 14. Bölüm ❄

3.7K 225 6
                                    

Roman, ben ve Zac birbirimize baktık. Tanrım yine nasıl bir oyunun içindeydik. Özellikle bana Eddiyamore de savaş olduğunu, ayrıca da güçlerimin başka birine verildiğini söylüyorlardı. Şimdi. Ben mi zekiydim yoksa onlar fazla mı aptal dı? Evet. Evet kesinlikle onlar fazla aptaldı.

" Gidiyoruz " dedim ve elimi başımın üztünde, avuç içim bana dönük sadece kendimin görebildiği su dan boyut geçidini açtım. Sular üstümden dökülürken Roman ve Zac çoktan gitmişlerdi. Ama benim aklım Ateş, Sercan, Nilüfer ve en önemlisi Mira da kalmıştı. Onları nasıl bir anda unutacaktım? Mira yi öyle bırakmak içimin sızlamasını sağlıyor, kalbim yerinden sökülüyordu.

Eddiyamore ye geldiğimizde gözlerime inanamadım. Burası olması gerekenden iki kat daha aydınlıktı. " Arrow. Hologramlar. Bu yaptıklarını bir gün ödeyecek" dedi Zac. Bu nokta da bunu Roman ın söylemesi gerekmiyor muydu ? Tuhaf.

" Bence herkes evlere dağılsın. Dinlenelim. " diyen Roman dan hemen sonra Morinas ın sesi zihnimde yankılandı.

" Üçünüz birbirinizden ayrılmayın. Ayrıldığınızı görürsem bu iyi olmaz "

" Bu kadın bizi tehdit mi ediyor?" diye söylendiğimde Roman " öyle görünüyor. Benim eve gidelim. Daha sessiz. " dediğinde gözlerimi devirdim. Ve de sıcak

Aslında daha önce Roman'ın evini görmemiştim. Odasınıda.
Odası nasıldır diye merak etmeyeceğim çünkü kesin oda alev alıyordur.

Hepbirlikte Roman'ın evine geldik. Büyük bir yerdi ve tahminim üzeri dış cepe kırmızıya boyanmıştı.

Bahçe kapısından girdiğimizde arka taraftan bir kız çıkıp
" Roman sonunda gelebildin." dedi ve gülüp koşarak Roman a sarıldı. Iyy. Onun o kızıl saçlarını bırakın makasla kesmeyi elimle yolardım ben be .

Roman da mutlu olmuş olacak ki gülümsüyordu. " Evet geldim " dedi ve kıza sarılmayı bırakıp kolunu kızın omzuna attı.

Zac le birbirimize bakıp tekrar bakışlarımı Roman a çevirdim.
" kız kardeşim Lydia. " dediğinde kafamda kurduğum kızın sonunu hazırlama planlarımı çöpe attım. BiR kız kardeşi olduğunu bilmiyordum.

Kız gülümseyerek " Memnun oldum. " dediğinde ben yine soğuk surat ifademi korudum. Zac kıza gülümdedi.

İçeri girdiğimizde yine o sesi duyduk. Yarın sabah vadide olun Üçmüzde istem dışı birbirimize baktık. Kendimi yorgun hissediyordum. Ama uyumamızın imkansız olacağını biliyordum. Sonuçta biz uyumazdık.

Artık uyuyacasınız. İçinizde ki loer ler alındı. Uyumazsanız güçlenemezsiniz. Bu kadından nefret etmeye başlayacağım. Her düşüncemi okuyordu. Off

" Zac sen benim odamda kal. Lessa sen de Lydia yla kalırsın. Bende uyumayacağım zaten " dediğinde sorgulamadım. Aslında nedenini merak etmiyordum ama. Düşünmeyecektim.

Lydia yla aynı odada kalmak. Bu neydi şimdi. Lydia bana gülümseyip üst kata çıktı. Peşinden elbette gitmeyecektim.
Roman baygın gözlerle alt kata indi. Zac te asma kattan yukarı çıktı. Güzel. Bende bahçeye çıkacaktım.

Mutfak kapısından çıkıp arka bahçeye ilerledim. Büyük bir ağaç vardı. Tahminim üzere Lordes ağacı. Asil bir ağaçtı ve yetişmesi milyonlarca yıl sürüyordu. Tek bir asil özelliği vardı, oda yaprakları. Yaprakları borda renkteydi ve milyonda bir yetişirdi. Ve bu yaprak, monokomların yapımında büyük rol oynuyordu. Normal dünyada ki gibi ilaçlarımız yoktu. Sadece beynimize monokom veriliyordu o kadar.

Bir nevi ilaç diyebilirsiniz ama herşeyden önemli bir ilaç. Bizim şifahanemizde az vardır ve sadece asiller kullanabilir ki asil olmayanlar pek sık hastalanmazlar. Ağacın dibine oturup gözlerimi kapattım. İleriye dönük bir planım yoktu. 18 yıl buradan ayrı kalmıştım ve önce ki savaş planlarımda suya düşmüştü. Buradan fazla ayrı kalmıştım ve kimse beni merak edipte bir bakmaya bile zahmet etmemişti.

Peki neden şimdi dönmüştüm. Off. Lanet olsun Elsa nın da kalbini kırmıştım. Sunny i düşünmek dahi istemiyordum.

Ağacın arkasından bi ses gelince reflex olarak hemen ayağa kalktım. Arkamı döndüğümde hem şaşırmış, hemde rahatlamıştım.

" Korkuttum mu? " diye sordu Roman. Hayır anlamında başımı salladım. Eski yerime oturduğumda o da yanıma oturdu.

" Ne düşünüyorsun? "

" Morinas ın dediklerini "

" Bence biraz uyu. Nasıl olsa yarın öğreneceğiz. " dedi ve bana daha da sokulup başımı omzuna koydu. Gözlerim yavaşça kapanırken son duyduğum şey Roman ın
" Bunlar daha başlangıç . Ve bu oyunun sonun da kimin kazanacağı belirsiz " deyişiydi....

DOĞUŞ ( ASKIDA ) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin