Multimedia Nata LEE
DYLAN'DAN...
" Sizce haber vermeden gitmemiz kötü mü oldu? " diye söylenen Jack'e Clara cevap verdi. " Diğerleride haber vermeden gittiler. Samantha uyanınca çok şaşıracak"
Haklıydı. Herkes erkenden gitmişti ve biz en sona kalmıştık. Bella'yı bile görememiştim. Kim bilir şimdi ne yapıyordur.
" Hey! Dylan kendine gel! " diyen sese odaklandım. Bu ses... Bella? "benim şapşalım. Nasılsın diye sormak istedim. " Bu nasıl bir iletişim yoluydu böyle. Zihnimde sesi yankı yaparken mutlulukla gülümsedim.
" Ben iyiyim. Asıl sen nasılsın? "
" Bende iyiyim şapşalım. "
" Tanrım Bella neredesiniz. Seni o kadar çok merak ediyorum ki. "
" Merak etmene gerek yok. Ben iyiyim. Biz iyiyiz. Şuan konseyle konuşmak için yer altına iniyoruz. Birazdan zihnine ulaşamayacağım. Beni merak etme sadece. Seni seviyorum."
Bella? Bella? Hay ben bu işin. Şimdi sırası mıydı? Sanki tünele girdide telefon çekmiyor. Zihin yaa bu. Şebeke gerekmiyor ki! Dünyada kaldığım sırada bunca şey öğrendim ve böyle bir durumda kendi kendime söyleyeceğim aklıma bile gelmezdi.
" Dylan! Cevap ver! " diye bağıran Clara'ya baktım. " Ne? " dediğimde Jack " Ne mi? İki dakikadır Dylan diyoruz sana. Ama cevap vermiyorsun. İyi misin? " diye sordu. Ah bir bilseler ne kadar iyiyim.
" Şey evet. Sorun yok. Hadi devam edelim. " dedim ve karanlık ormana doğru yürümeye devam ettik. Bu ormanın sonunda hep ne olduğunu merak etmiştim. Sürü halinde yaşamıyordum. Daha çok Roy'un yanında takılırdım. Herkes sürüsü olmayan kurtların fazla dayanamayacağını söyler. Ama hayır. Ben dayanabiliyordum ve kendi başıma yeterli bir kanıttım.
Ormanın ortasına kadar gelmiştik ki bir çıt sesi duydum. " sizde duydunuz mu? " diye sordum ikisine. Clara "neyi? " dediğinde iki çıt sesi daha duydum. " Bunu " dediğimde ikiside aynı anda " duydum " dedi. Güzel. Biri bizi tuzağa düşürmeye çalışıyordu. Üçümüzde birbirimize yaklaşıp sırt sırta verdik. Bu işin sonu nereye gidiyordu böyle? Daha tam olarak tanımadığım bir kız için hayatımı tehlikeye atıyordum. Neden mi? iki sebebi vardı. Birincisi Roy Lessa'ya değer veriyor ve ona âşıktı. İkincisi ise başta olan herkesten nefret ediyordum. Özellikle de Diamond'dan. O yüzden bu işin içine girdim. Yoksa Lessa umurumda falan değildi. Hiç kimse hiç kimseyi iki ayda tam olarak tanıyamazdı. Roy nasıl mı tanıdı. İki ayda değil. 12 yılda tanıdı. Ve inanın bana Lessa Roy'u hatırladığı zaman işler karışacaktı.
Birden karşımda beliren kurtla gözlerim kocaman açıldı. Şaşkınlığımı saklayamıyordum.
" Leon? "
ROY'DAN...
Samantha'nın dediklerinde kalmıştı aklım. Ben sevdiğimi tehlikeye mi atmıştım? İmkansız. Benim sevdiğim başlı başına zaten bir tehlike. Aklıma onu ilk gördüğüm gün geldi. Zac'i azarlıyordu. Ona aynen ' Lanet olsun Zaceron ' demişti. Zac'in tam adını ilk o zaman öğrenmiştim. 7 yaşındayken. Beni fark etmemeleri için görünmez bir şekilde hareket ediyordum. Samanta sayesinde... Bana görünmezlik büyüsü yapmıştı. Kendisine de. O zamanlar Zac'ten hoşlanıyordu ve onu görünmezken izlemek hoşuna gidiyordu. Bende bu durumdan faydalanıp Lessa'yı izliyordum. Ona o kadar âşıktım ki...
O gün güneş batarken yanına gitmiştim. Arkadaş olmaya çalışmıştım ama o beni hep terslemişti. Aşkla dalga geçmeye başlamıştı. Aşkla ilgili cümlelerinden hatırladığım tek şey ' aşk diye bir şey yoktur Roy. Bence başka şeyler denemelisin. Mesela maceraya falan atılmak gibi. Ben hiç âşık olmayacağım. Çünkü âşk gerçek bir duygu değildir. Yani en azından benim için. O aşık olduğun kız her kimse bence unut gitsin. Eğlenmene bak. ' buydu. O bunu dedikten sonra âşkımı itiraf etmekten vazgeçmiş ve o günden sonra da bir daha yanına uğramamıştım. Görünmez olup hep onu seyrermiştim. Hiç durmadan. Pes etmeden, vazgeçmeden... Ona olan aşkıma inandım ve onu neredeyse kendime âşık etmek üzereyim. Bu. Harika bir şey. Lessa'nın ağzından sonunda bir sevgi sözcüğü duyabilecektim.
" Roy!" diye bir çığlık duyunca düşüncelerimden sıyrılıp dikkatimi Holly'e verdim. " Ne oldu? " diye sorarken Bella kıkırdamaya başladı.
" kaç saattir Roy diyorum. Niye cevap vermiyorsun? "
" Dalmışım. " dedim ve önümde duran kütüğe oturdum. Lessa'yı düşünmeden edemiyordum ve vampir hızıyla düşünmek aynı anda mümkün olmuyordu.
" Bak az kaldı. Hadi. " dedi Holly elini omzuma atarak. Ondan güç alıp ayağa kalktım. Haklıydı. Az kalmıştı ve bunu başarmalıydık. Lessa için herşeye değerdi.
Gülümsedim ve yer altında ilerlemeye devam ettik. Holly birden durunca Bella'da Holly'e çarparak durmak zorunda kaldı. Bense çoktan durmuştum zaten. Bu yer beni o kadar tiksindiriyordu ki. Tavandan yere düşen toprak parçaları ve kum taneleri adamı sinir ediyordu. Ve kokusu... Tanrım cürümüş cesedi kokusundan farksızdı.
Çelikten yapılmış kocaman kapı yavaş ve gıcırdayan bir sesle açılırken aradan iki vampir hızla gelip önümüzde durdu. Bu olaydan nefret ediyordum. Bizi küçümseyecek ve biz kim olduğumuzu söylediğimizde de şaşırıp saygı duyacaklardı. Tanrım...
" kimsiniz de böyle bir yere gelebiliyor sunuz? " diye sordu yavşak Rendi. Nerden mi biliyorum yavşak olduğunu. Onu herkes öyle bilir tanıdı. Güçlü olan her vampiri baştan çıkartır ve yatarlardı. Adı sürtükten çok yavşaktı. Cidden. Önüne gelen herkese yaşardı.
Holly, Rendi'ye küçümseyici bir bakış atıp " yerinde olsam Black'leri böyle küçümsemezdim. " dediğinde Rendi'nin göz bebekleri büyüdü.
Rendi " Anlamadım? " dediğinde Holly beni göstererek " Roy Black " dedi. Rendi ise önce bana bakıp, ardından da Holly'e dönüp " o zaman sende " dedi ve Holly cümlesini kesip " Holly Black " dedi. Bella ise iyice havaya girip " şimdi yolumuzdan çekil " dediğinde Rendi sağa kayarak bize yol verdi. Önünden geçerken de şaşkın bakışlarıyla bize bakmaya devam ediyordu.
Umursamayarak solda duran merdivenlerden indik. İki iri yarı çocuk bize engel olmaya çalışırken zihinlerini kontrol ederek acı çekmelerini sağladım ve önümüzde duran büyük kırmızı kapılı odaya daldık.
Babam bize gülümseyerek bakarken
" Harika. Bende sizi bekliyordum " dedi ve oturduğu sandalyeden kalkıp bize doğru yürümeye başladı." Ama üzgünüm çocuklar. Size yardım etmeyeceğiz. Aksine Lessa'yı öldürme emrini biz verdik ve onu bulmak için elimizden geleni yapacağız " dediğinde babam, üstüne atlamak üzereyken Holly ve Bella beni zor tutmuştu.
" Şerefsiz. Ona asla zarar vermeyeceksiniz " dedim ve sinirlerime hakim olmaya çalıştım. Lanet herif. Sen kimsin ki benim sevdiğim kadını öldürme cesaretinden bulunabiliyorsun...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DOĞUŞ ( ASKIDA )
FantasyBen. Gücünü yeni yeni kontrol edebilen bir varlığım. İnsanlardan üstün, kendi ırkamdan ise güçsüz olanım. Ama bilmedikleri bir şeyler vardır her zaman. Ben. Ay Tanrıçasıyım. Ve doğuşum. Onların sonu olacak. Eğer sizde benden korkmuyorsanız durun v...