❄ 35. Bölüm ❄

2.2K 128 10
                                    

MULTİMEDİA = Daniel

" Beni özledin mi küçük kardeşim? "

Kafamı salladım.

" hangi yüzle buraya gelirsin? "

" Şşşt. Sakin ol bakalım biraz. Savaş var diye duydum. Ve geldim. "

Daniel'e baktım. Çok sinirli duruyordu.

" burdan defolup gitmen için bir dakikadan az süren var Scott. "

Scott bu sefer gülümseyen yüzünü düşürdü. Sinirlenmeye başlıyordu. Daniel'e doğru yürümeye başlayınca bir elimi Daniel'in göğsüne, diğer elimi de Scott'ın göğsüne koyup ikisini de aynı anda ittirdim.

" Bu kadarı yeter Scott. Her zaman sorun çıkartıyorsun. Git lütfen. "

Bakın az önce lütfen dedim gördünüz mü? Neden biliyor musunuz peki. Çünkü Scott sadece lütdenlerden anlıyordu.

" Tamam. Ama bu beni son görüşünüz olmayacak. "

Arkasını dönüp evden hızlıca çıktı. Sunny ve Zac'e baktım. Kaygılı gözlerle bakıyorlardı. Gülümsedim.

İkisine birden kocaman sarıldım. Tağki merdivenlerde ayak sesleri duyana kadar. Arkamı hızla döndüm.

" Roman? "

Roman uykulu gözlerle bize bakıyordu.

" Daha sessiz olmaz mıydınız? Burada uyuyorum "

Hepimiz güldük. Roman uyanınca uysal bir varlığa dönüşüyordu. Tabii sadece iki dakikalığına.

" Gelin. Arka bahçeye çıkalım. Bizimkilerde sonra gelir heralde " diyen Daniel'e uyup bahçeye çıktık. Ama tabii bahçe beni kesmedi.

Ben ve Zac ağacın tepesine çıkıp dallarından birine uzandık. Dalın üstünde ben, benden önce ki dalın üstünde de Zac uzanıyordu. Roman ve Sunny karşımızda ki ağaca aynı bizim gibi uzanmışlardı. Daniel ise diğer ağacın tepesinde oturuyordu.

Hey bu kadar ağaç nerden çıktı ye sormayın. Burası ormanlık alan ve bu bahçede tam yedi tane ağaç var.

" Söylesenize. Eski günlerde ki gibi olduk şimdi. Ne hissediyor sunuz? " Bunu soran tabii ki de Daniel'di. Biz böyle birşey sormayız çünkü.

Ama ilk cevap veren Sunny oldu.

" Aslında bakarsan, Daniel. Eski günler çok güzeldi. " Bunu söylerken gözlerimin içine bakıyordu.

" harbi. Neden sizin aranız bozulmuştu? "

Roman'ın bu dediğinden sonra yine Sunny ile göz göze geldik. Evet Sunny. Neden aramız bozulmuştu?

Zac boğazını temizleyip konuşmaya başladı.

" Aslında bakarsanız bunu ben anlatmak isterim. Geçen yıllar. Ne kadar da uzun bir zaman oldu öyle. Sunny, Lessa ve biri daha vardı ama hatırlamıyorum. Çok garip. Sanki aklımda ama... Neyse. Çok yakınlardı. Herşeyi birlikte yaparlardı. Biliyorsunuz ki her çocuk altı yaşına geldiğinde seçim yapmak zorundadır. Lessa ve -şu unuttuğum çocuk - kötülüğü seçtiler. Ama Sunny iyiliği seçmişti. Nedenini sorarsanız aslında çok basit. Annesi bir iyilik tanrıçasıydı. Babasıyla evlendiği gün, Arrow ona özel bir güç verip, Güneş tanrıçası yapmış. Annesi Sunny'e baskı uygulayınca da iyiliği seçmek zorunda kalmış. Ama bunu Lessa ce o çocuğa söylememiş. Araları bozulmasın diye. Ama sonra Lessa ve o çocuk bunu öğrenince... E gerisi malum. Konuşmayı kestiler. "

Bu... Doğru mu?

" Üzgünüm Les. Sana daha önce söylemeliydim ama, söyleyemedim. "

Sunny düşüncelerime konuşunca kafamı salladım. Gülümseyerek o da kafasını salladı.

" Peki bunu sen nerden biliyorsun, Zac? "

Roman bu soruyu sorunca gülümsedim haince. Valla. Sen nerden biliyosun bunu Zac. Zac sırıtmaya başladı.

" pardon ama yani siz kızla konuşmamaya başlayınca tek kalmasın diye ben ilgilendim. Ne var bunda? "

" hangi kızla ilgilendin? Benim neden haberim yok Zac! "

Hepimiz birden kafamızı kapıya çevirdik. Elsa ve Nata gelmişti. Güldüm. İşte şimdi bittin Zac.

Zac yerinde kıpırdanıp " hiç kimseyle aşkım nerden çıktı bu şimdi? " dediğinde Elsa uçarak yanımıza geldi.

" neyden bahsediyordu bu Les? "

Gülmeye devam ettim. Sonra da Zac'e bakıp göz kırptım.

" Boşver ikiz. Uzan Zac'in altında ki dala. "

Elsa olumsuz anlamda kafasını sallasa da beni dinleyip Zac'in altında ki dala uzandı. Zac eğilip Elsa'nın saçlarıyla oynamaya başlayınca Elsa kıkırdadı. Salak kız. Bu kadar basitti onun için herşey.

Nata gülümseyerek çaprazımızda ki ağacın dalına uzandı. Gülümseyerek
" yeni yerimiz burası mı artık? Ağaçların tepesi " dediğinde hepimiz güldük. Ama cevap veren Roman oldu.

" beğenemedin mi canım? "

Nata gülerek kafasını salladı. Güzel yerimiz vardı aslında. Yerden çok yüksekte, ağaçların tepesindeydik.

" yok artık! Bahçede oturmak neyinize yetmedi de çıktınız ağaç tepelerine? "

Sesle birlikte hepimiz güldük. Bu ses Samantha'ya aitti. Roman yerinden atlayıp Samanta'nın yanına yürüdü. Beklenmedik bir şey yapıp Samantha'yı kucağına aldı ve oturduğu dala geri uçtu. Dala nasıl mı sığdılar? Samanta Roman'ın kucağına uyanmıştı da. Yoksa başka türlü sığamazlardı küçücük dala.

Debby de Daniel'e sırıtıyordu. Güldüm. Daniel de aynısını yapınca Roy'un burada olmasını istemiştim. Onu görmeyeli dört gün olmuştu.

Bizimkiler konuşmaya başlayınca onları dinlemedim. Aklım Roy'daydı. Ne yapıyordu acaba şuan?

Yaklaşık yarım saat sonra kapıda dört gölge belirdi. Dylan'lar da gelmişti. Onlarda kendilerine diğer ağaçların tepelerinde yer bulduklarında yine düşüncelere daldım. Neredeydi bunlar. Neden daha gelmemişlerdi?

DOĞUŞ ( ASKIDA ) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin