❄ 34. Bölüm ❄

2.2K 136 2
                                    

MULTİMEDİA = SUNNY SUNSHANE!

Roman'dan

Belkide buraya gelmekle hata yapmıştım. Onları bu işe nasıl dahil edebilme fikrine kapılmıştım aklım almıyordu. Onlar şeytandı. Her ne kadar istemesem de benim soyumdandılar. Bana yardım edebilirdlerdi. Buna inanmak istiyordum. Ama sanırım daha çok Lessa'yı kaybetme korkusu vardı içimde. Önceden aşık olduğum kadın, şuan Samantha'dan sonra herşeyimdi. Ona değer veriyordum ve onu kaybetmek... Tanrım korkunçtu. Düşünmek dahi istemiyordum.

Şeytan başlarının olduğu yerde durdum. Eğer gelecek olurlarsa beni burada bulabilirlerdi. Gözlerimi kapatıp düşünmeye başladım. Hayatım küçük bir kız yüzünden ne kadar da değişmişti. Zac ve benim ona söyleyeceğimiz büyük bir sır, şuan onu geri dönüşü olmayan bir yola saptırmıştı.

Asıl suçlu ben miydim? Eğer o gün Lessa'ya söyleseydim... Şuan bu durumda bulunmazdık. Samanth ve diğerlerini tanımazdık. Kendi aramızda halledebilirdik ve ben hala... Ve ben hala Lessa'ya aşık olurdum. Şimdi ise aşkım dediğim kişi önünde Samantha geçmiş ve kısa sürede hayatımın anlamı olmuştu. Ama her zaman diğer bir yanım Lessa'ya ait olacaktı. Bu yüzden elimden geleni yapmalıydım.

" Seni buraya hangi rüzgar attı İblis? "

Gözlerimi açıp karşımda duran adama baktım. Ona baba demek neden bu kadar zordu ki sanki?

" iblis değil. Hades. Benim bir adım var. Roman.  "

Babam diyemediğim kişi yani - Hades- gülerek " Tabii. Ama bu senin bir şeytan olduğunu değiştirmiyor öyle değil mi? " diye sorduğunda verecek bir cevap bulamadığım için " Annem nerede? " diye sordum. Annem bana yardım edebilirdi.

" Şuan çok derin bir uykuda evlat. Ve uyanabileceğini sanmıyorum "

Gözlerimi kocaman açmış Hades'in dediklerini dinliyordum. Nasıl olur. Annem ölmüş olamazdı. Yüce Tanrım. Bunu anneme yapmış olamazdı.

" yalan söylüyorsun "

" Tabii ki de yalan söylüyorum. Ben her zaman yalan söylerim. Annen olacak kadın şuan etrafa ateş saçıyor. Git ve kendin bak "

Lanet herif.

Gözlerimi kapatıp yıllardır girmediğim krallığa girmek için kabul bekledim. Kapılar açılınca ateşten geçidin içinden geçtim ve kendimi bizim evin salonunda buldum. Hiç bir şey değişmemişti. Hâlâ aynı siyah asaletini koruyordu.

Annem beni biran karşısında görünce şaşkınlıktan elinde tuttuğu tepsiyi düşürmüştü. Çarpık bir şekilde gülümseyerek " Beni özledin mi? " diye sordum.

Annemin gözünden bir damla yaş mı akmıştı yoksa bana mı öyle gelmişti. Tanrım benim annem ağlamak nedir onu bile bilmezdi ki. 

" Roman. Gerçekten sen misin? "

" Hades'in yalanlarından biri olmadığıma eminim "

Annem hızla yanıma gelip bana sarıldı. Kokusunu ne kadar da çok özlemişim. O eşsiz anne kokusunu. Lessa'nın hiç içine çekemediği o anne kokusu...

Annemin kollarından ayrılıp siyah tekli koltuğa oturdum.

" Seninle bir şey konuşmak istiyorum anne fakat... " Annem sözümü kesip "Ne konuşacağını biliyorum, Roman.  Diamond bizi ilgilendirmez. Sonuçta şuan cehennemdesin. Diamond'un uğramayacağı tek yer. Ama emin olabilirsin ki yanında olacağız. Senin seçip yaşamak istediğin hayat için. " dediğinde neredeyse ağlamak üzereydim. Onları kötü yargılamayı bırakmalıydım. Onlar benim ailemdi. Hades hariç.

" Peki öyle ise. Sende bir iblissin. Beni yarı yolda bırakabilirsin ama yapmayacağını biliyorum. Sana güveniyorum anne. "

Ayağa kalkıp anneme son bir kez daha sarıldım ve " o gün geldiğinde görüşürüz " diyerek ortadan kayboldum. Nerde miyim? Evde. Şuan uyuyan bir Daniel'i izliyorum. Gülümsedim istemsizce. Lessa'yı andırıyordu uyurken.

Yukarı çıktım. Samantha'nın yattığı yatağa yatıp kokusunu içime çektim. Acaba şuan ne yapıyordu. Umarım iyidir.

DOĞUŞ ( ASKIDA ) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin