❄ 24. Bölüm ❄

2.7K 164 3
                                    

ARKADAŞLAR KARŞINIZ DA ZAC EATON... ELSA'NIN BİTANESİ... :DdddD

Gözlerimi yavaşça açtım. Roy ?

'' Ne işin var burada Roy ? ''

'' Seni görmek istedim. ''

'' Beni mi ? Roy sen iyi misin ? ''

'' Hayır değilim. Yanımda olmana ihtiyacım var Lessa, yardım et bana. ''

'' Roy ben...''


Derin bir nefes alarak gözlerimi açtım. Zac'in elleri omuzlarım da beni sakinleştirmeye çalışıyordu.

'' Sakin ol Les. Sakin ol. Geçti ''

Nasıl bir rüyaydı bu böyle !? Roy'u rüyam da görmeyi -özellikle bu durumda- beklemiyordum.

'' İyisin değil mi ? Ne oldu anlat hadi. ''

'' Yok bir şey Zac. Geçen yıllarda uçurumdan atladığımızı hatırlıyor musun ? Sadece bu sefer kanatlarım yoktu ''

'' Anladım tamam. ''

'' Peki sen ne için geldin ? ''

Keyfi yerine gelmiş gibi gülümsedi. '' Seni buradan götürmek için. Toplantı zamanı '' dediğin de kendimi öldürmek istedim cidden. Bu ay o kadar çok toplantı yapmıştık ki artık toplantı kaldırabileceğimi sanmıyordum.

'' Ben gelemsem olmaz mı ? ''

'' Sen olmadan toplantıyı ne yapalım? '' dedi gülerek. Şapşal yaa. '' İyi git sen ben hazırlanıp geleceğim '' dediğim de Zac geldiği yönden geri gitti. Yani pencereden atladı. Burada pencereden atlıyor, benim evimde ise balkondan atlıyordu. Hiç değişmeyecekti eminim.

Dolabın önüne geçip kapaklarını açtım. Rahat bir şeyler giymeliydim. Malum toplantı da kendimi çok kasıyordum. Siyah taytımla siyah sporcu atletimi giydim. Saçlarımı da tepeden toplayıp ördüm. Hazırım. Dolabın kapaklarını kapatıp pencereye yöneldim. Kafamı çıkartıp aşağı baktığım da Zac , Elsa ve Roy'u gördüm. Elsa da buradaydı. E tabi sevgilisini yalnız bırakır mıydı? Tabii ki de hayır ! Ama Roy'u bu kadar çabuk görmeyi planlamıyordum. Gördüğüm rüyadan sonra bu kadar çabuk... Benden yardım istiyordu ama ben, ona yardım edebileceğim bir durum göremiyordum.

Pencereden atlayıp Zac'in yanına ilerledim. '' Ne için toplantı yapıyoruz bu sefer? '' diye sordum. Roy'la göz göze gelmemeye çalışıyordum. Ve inanın bana Zac'in vereceği cevap aklımın ucundan bile geçmiyordu.

'' Morinas , Bayan Loretta ve yeni gelen seçilmişler için. ''....




'' Bakın size son bir kez daha söyleyeceğim. Beni iyi dinleyin. Ben istemediğim sürece kimse takımıma dahil olamaz!!! Anladınız mı ?! Asla! ''

'' Bize sesini yükseltme Lessa! ''

'' Niyeymiş lan. Gelmiş burada her işime burnunuzu sokmayı iyi biliyorsunuz !! ''

Sinir küpüne dönmüş bir benle karşılaşmasalar iyi olacaktı. Çünkü birazdan dakikası bitmiş bir bomba gibi patlayacaktım. Bella denen kız ise konuşmaya başladığında sabrım tükenmek üstündeydi ve sinir seviye çizgim çoktan aşılmıştı.

'' Dinle, Lessa. Biz de en az sizin kadar başarılı ve güçlü olduğumuza inanıyoruz. Eğer izin verirsen sizinle olmaktan onur duyarız ''

Onur duymak mı ? Hangi devirde yaşıyorduk biz. Tamam. Gel ben sana nasıl onur duyulur göstereyim küçük kız. Bella'nın olduğu tarafa doğru yürümeye başladım. Herkes bana odaklanmış ne yapacağımı merakla bekliyorlardı. Bella'yı oturduğu sandalyeden kaldırdım ve elimi uzattım.

'' Hoş geldin aramıza o zaman''

Büyük bir mutlulukla elimi sıktı. Gülümsedim. Ama elini geri çekeceği zaman izin vermedim. O kadar kolay mıydı benim olduğum yerde olmak. Elini sıkmaya başladım. Zac ne yapacağımı çözmüş olacak ki bana kötü kötü bakıyordu. Gittikçe elini daha çok sıkmaya başladığım da Bella tepkisiz kalmaya devam etti ama gözleri çoktan dolmuştu. O elini kıracaktım yoksa sinirim başka türlü geçmeyecekti.

Biraz daha sıkmaya devam ettiğim zaman yüzüm donuk bir hal aldı. Dylan Bella'nın elini benim elimden kurtarmaya çalışıyordu. Gözlerimi büyüterek Dylan'a baktım. O da bana kötü kötü bakıyordu. '' Bırak kızın elini Les , kıracaksın'' dediğinde Roy' a tebrik edici bakışlarımı yolladım ve Dylan'ın Bella'nın elini çekmesine fırsat vermeden Bella'nın elini büktüm ve her birimiz bir kıt sesi duyduk. Bella'nın gözünden akan bir damla yaş elinin üstüne düştü. Ardından da gülümsedi. Kırık olan eline baktım. Yamuk olan el düzelmişti. Benden bir iki adım uzaklaştı ve gülümsemeye devam etti. Dylan'dan bir ' huh ' sesi duyunca olayı çözdüm. İyileştirici gözyaşları vardı. Özeldi. Bu yüzden seçilmişti. Bella'ya doğru yaklaşıp elimin tersiyle bir tokat attım. Beni mi eziyordu.

'' Beni bu evrende ezecek en son kişi dahi değilsin !'' diye bağırdım ve arkama bakmadan odadan çıktım. Roy arkamdan '' Lessa bekle !!! '' diye bağırsa da aldırmadım. Beni küçük düşürmeye çalışıyorlardı. Evet doğru beni küçük düşürmeye çalışıyorlardı. Yeni gelen seçilmişlerin bin türlü belasını ben verecektim. Tanrı değil...

Kanatlarımı çıkartıp havalandım. Ormanın içine daldığımda ağaçların sıklaştığı yerlerde durdum. Sinirimi buradan çıkartabilirdim. Önüme gelen ağaçları köklerinden söküp fırlattım. Lanet olasıca yeni gelen seçilmişler. Beni yerimden edemeyeceklerdi. Ben de Lessa'ysam , onara acı çektirmesini de iyi bilirdim.

Arkamı döndüğüm de herkesin burada olduğunu gördüm.

'' Sakinleş Les. Olayları daha tam olarak kavramadın. Ayrıca bu yeni gelen seçilmişi seveceksin '' dediğin de Zac'e baktım. Neyin kafasını yaşıyordu bu çocuk. Bir yeni seçilmişi neden sevecektim ki? Zac önümden çekilince arkasında ki çocuğu gördüm. Ah Tanrım bu gerçek olamaz.

'' Daniel ? '' .....


Arkadaşlar sizden çok özür dilerim fakat 25. Bölüm bir aksilik yüzünden silindi. Yenisini yazmaya çalışacağım ama şimdiye kadar okuyanların bir daha okumasına gerek duymuyorum. Okuduğunuz için teşekkürler



DOĞUŞ ( ASKIDA ) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin