8.Bölüm

3.9K 255 7
                                    

Kalabalığın içinden geçip salonun en tenha kısmına gittim.Kimin kim olduğu anlaşılmıyordu ve bu bir bakıma eğlenceliydi en azından Joseph, Amabella ya da dük ile karşılaşsam bile birbirimizi tanıyamazdık.Gerçi Amabella ile karşılaşsam da bir şey olmazdı, çevremden uzaklaştırmam gerekmeyen tek Tell oydu.Etrafıma bakınırken birinin bana baktığını fark ettim, kim olduğunu anlamam uzun sürmemişti, Joseph...Tanıdığım başka kimsenin gözleri o kadar koyu değildi. Beni tanımamış olması için dua edip görüş alanından çıkmak için başka yere gittim. Hokkabazlar gösteri yaparken kafam biraz dağılmıştı.Birinin yanıma gelmesiyle dikkatim dağıldı, Joseph...Bir şey demeden yanından uzaklaşmayı planlamıştım onunla konuşursam rüyamdaki gibi kendimi kaybedeceğimden korkuyordum.Tamam Joseph'den hoşlanmıyordum ya da öyle sanıyordum ama rüya bana bir ikaz olmalıydı.Bir adım atmıştım ki beni kolumdan yakaladı.Gözlerinde bir süredir fark ettiğim ve anlamlandıramadığım şey yine vardı

"Bu kes hiçbir yere kaçamazsın."dedi. Sesinde öfke, sitem ya da olumsuz başka bir duygu yoktu,şefkat vardı

Beni salonun dışına çıkarttı, ne yani rüyamda gördüklerim gerçek mi olacaktı?Kalp atışım hızlanmaya başladı,bunun olmasına asla müsaade etmem

"Ne istiyorsun?"dedim maskemi çıkartıp "Rahat bırak beni!"Elimden geldiğince sert bir biçimde konuşup Joseph'i uzaklaştırmak istiyordum. Joseph ile yalnız kalmak ilk defa gerilmeme neden oluyordu.Joseph ise benden uzaklaşmaya niyetli değildi.Bir adım daha atıp iyice yaklaştı bana

"Ben mi? Asıl sen benden ne istiyorsun?"maskesini çıkarttı"Hiçbir sebep yokken benden kaçan sensin."

"Senden kaçtığım yok.Tanrı aşkına!Joseph seninle görüşmek istemediğimi belirttim hem de net bir şekilde!"

"Ama bir neden belirtmedin "
"Belirtmem mi gerekiyor?"

"Nedenini düşünmekten uyuyamaz oldum."diye hafifçe sesini yükseltti "En etkili işkenceden de beter bu."

"Zamanı gelince eminim anlayacaksın."

"En azından arkadaş kalalım.Benden bu kadar uzak olmana dayanamıyorum."

"Joseph bu saatten sonra arkadaş olarak kalamayacağımızı biliyorsun."diye iç çektim "Zamanı gediğinde her şeyi öğreneksin ve o zaman senden uzak durduğum için bana teşekkür edeceksin."Bunları söylerken içimden bir şeyler kopartılıyordu sanki. Joseph ve Amabella ailemden sonra değer verdiğim iki kişiydi ve şimdi biri benim yüzümden acı çekiyordu diğeri de er ya da geç çekecekti.Bunları düşünürken yüz ifadem değişmiş olmalı çünkü Joseph'in yüzünde endişe ifadesi belirdi. O sırada ayak sesleri duyduk o kadar rahatlamıştım ki... Yalnız kalmayacaktık ve ben de bu bölünmeden yararlanıp salona geri dönebilirdim.

Sinyor Serventes yanımızdan geçerken durup reverans yaptı

"Dük...Barones..."

"Davetli olduğunuzu söylediğinizde size inanamadığımı itiraf etmeliyim."diye gülümsedim.Sinyoru gördüğüme bu kadar sevineceğimi asla düşünmezdim

"Önemli değil, hakkınız vardı."diye gülümsedi "Eğer Dük Tell'e sözünüz yoksa size eşlik edebilir miyim?"

"Elbette."

Maskemi takıp koluna girdim. Sinyor Serventeste elinde tuttuğu maskesini takınca salona girdik.

"Dük ile dargın değilsiniz değil mi?"dedi Sinyor Serventes "Neredeyse herkesin dilinde de..."

Geçmişten GelenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin