Odadan çıktığımda sersemlemiş gibiydim. Hislerim uyuşmuştu sanki. Sarayın artık herkes odalarına çekildiğinden boşalan koridorlarında yürüdüm. Joseph odamda olduğuna göre bir nedime bulup bana oda ayarlamasını söylemeliydim. Nedimelerden birini görürüm umuduyla yürürken bir anda karnıma çok şiddetli bir ağrı saplandı, olduğum yerde kıvrılıp kaldım. Kendimi toparlayıp kalkacakken daha da şiddetli bir ağrı hissettim ve çığlık attım. İkinci çığlığımda seri ayak sesleri duydum
"Maria? Aman Tanrım!"
George beni kucaklayıp odasına götürdü hemen ardından da doktor çağırmaya gitti.Bacaklarımdan bir şeyin süzüldüğünü hissetim, kanamam başlamıştı.
"Olamaz!"diye mırıldandım korkuyla "Olamaz bebeğimi kaybedemem. Lütfen bırakma beni bebeğim lütfen."
George ve doktor geldiğinde ağlamaktan helak olmuş vaziyetteydim. Doktor yanıma gelip bacaklarımı kendime doğru ittirdi, bir süre durduktan sonra Geoerge'e bakıp
"Siz bastırmaya devam edin, ben muayene etmeliyim."
George tabanlarımdan bastırırken doktor da stateskopla karnımı dinlemeye başladı.
"Tanrıya şükür bebek gayet iyi."dedi en sonunda gülümseyip
"Nasıl?"dedim şaşkınlıkla "Düşük yapmadım mı yani?"
"Hayır Düşes, bebeğiniz yerinde, vaktinde müdahale yaptık."
Kahkaha atıp bir yandan ağlıyordum. Bu bir mucizeydi
"Teşekkür ederim."dedim doktora "Çok teşekkür ederim."
"Ben görevimi yaptım hanımefendi. Siz yardımınıza koşan beyefendiye teşekkür edin.Bu gece haraket etmeden burada kalın. Sabah tekrar gelirim durumunuza göre burada kalırsınız ya da odanıza geçersiniz.Geçmiş olsun."
"Teşekkürler."
Doktor gittikten sonra Geoerge'a baktım zavallı adam terden sırılsıklam olmuştu baya koşmuş olmalıydı doktor için.
"Sana nasıl teşekkür ederim bilmiyorum."dedim minnetle "Sana bir hayat borçlandım."
"Kim olsa aynı şeyi yapardı."diye omuz silkti "Lafı bile olmaz. Sen uyu ben de burada olacağım bir şey olduğunda beni hemen uyandır."
O kadar yorulmuştum ki güzümü kapatmamla uykuya dalmam bir oldu.
Sabah uyandığımda George pencerenin önündeki sandalyede uyuyordu
"Geoerge?"
"Gözlerini açıp bana baktı
"Bir şey mi oldu?"
"Yok, boynun tutulacak o yüzden uyandırayım dedim."
"Teşekkürler."dedi boynunu ovuşturup "Tutulacağı kadar tutulmuş zaten."
Ağaya kalkıp hafifçe gerneşti
"Beni boş ver, sen nasılsın?"
"Daha iyiyim, sancım ya da kanamam olmadı."
"Çok şükür. Ben gidip Düke haber vereyim."
"Tamam ama lütfen buraya gelmesin, görüşmek istemiyorum."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Geçmişten Gelen
Historical Fiction15 yıldır İspanya'da olan Barones Carmen Escoder. Zamanında annesine yapılanların intikamını almak için memleketi Fransa'ya döner ama hepasa katmadığı bir şey vardır: aşık olmak.