"Biliyorum elbette."
Kontes de ben de şaşkın bir şekilde Joseph'e baktık.O ise gayet sakin görünüyordu
"Eşim nasıl benim eski ilişkilerimi biliyorsa ben de onunkileri biliyorum. Ayrıca bildiğim kadarıyla Lord SWAN sadece evliliğimiz tebrik etmiş. Ben bunda kötü bir şey göremiyorum."
George'u ve ne konuştuğumuzu nereden biliyordu? Joseph bana gülümsedikten sonra tekrar Kontese döndü, ama bu kes yüzünde sert bir ifade vardı
"Nasıl olur da bir Düşes ile bu şekilde konuşursunuz!"
"Ben..."
"Bir daha eşimle bu şekilde konuşursanız sonuçlarına katlanırsınız Kontes. Derhal evimizi terk edin!"
Kontes çabucak reverans yapıp faytona bindi. Joseph kapıyı kapattıktan sonra bile olduğum yerde kalmaya devam ediyordum.Joseph karşıma geçip bir süre yüzüe baktıktan sonra gülümseyip elimi tuttu
"Hayatım iyi misin?"
Başımı hafifçe salladım. Biraz kendimi zorlayıp konuştum
"Sen nereden öğrendin?"
"Fransa'ya geldiğinden beri araştırma içindeyim. Eh haliyle Carlo'dan George'dan ve...Leon'dan haberim var. Eski nişanlın ölmüş, Leon hala İspanya'da ve bildiğim kadarıyla evli.George'nin Fransa'da olduğunu öğrenince onunla konuşmam gerekti."
"Konuşman mı gerekti?"bu sohbetin akıbeti hoşuma gitmemeye başlamıştı
"Evet, ama içeriği pek hoş değil, öğrenmek istemezsin."
"Benden habersiz böyle bir şeyi nasıl yaparsın? George bahsedilmesi gereken biri olsaydı bahsederdim!"diye çıkıştım "Bana hiç mi güvenin yok!"
"Eski sevgilinin sana karşı hala bir şeyler hissettiğini biliyor muydun?"
"Ne?"Sarayda o kadar arkadaşçaydı ki Joseph'in söylediklerine inanmak istemiyordum.
"Onunla anlayacağı dilden konuşmasaydım şu anda sana musallat olabilirdi. Ama itiraf etmeliyim ki ikna edilmesi zor biri."
Bu konuştuklarımız bana fazla gelmişti. Gözlerimi kapatıp derin bir nefes aldım.
"Saraya gidiyorum, döndüğümde bu konuyu konuşacağız."
Elimi çekip odamıza gittim. Üstümü çabucak değiştirip faytona bindim. Saraya vardığımda George ile konuşmam gerekecekti. Eğer bunu Leydi Elizabeth öğrense olacakları düşünmek dahi istemiyordum.
Faytondan indiğimde Geperge bahçede dolaşıyordu. Adımlarımı hızlandırıp yanına gitim
"Konuşmamız gerek."
"Ne oldu?"
"Joseph aranızda geçenleri anlattı."dedim İspanyolca "Çok üzgünüm, gözü nasıl bu kadar döndü anlamıyorum."
"Ben anlayabiliyorum."dedi Geoerge ciddiyetle "Onu yerinde olsam ben belki de daha kötüsünü yapardım."
"Erkekler ."diye mırıldandım "İç güdüleriniz yerine beyninizi kullanırsanız ölürsünüz sanki."
"Sanki sizin bizden farkınız var. Elizabeh ile olan husumetin herkesin malumu."
Hafifçe gülümsedim, her zaman kendini haklı çıkardığını unutmuştum.George da gülümsedi
"Beni kafana takma, Dükü anlıyorum ve başka kadınlara bakmaya çalışacağım ,için rahat olsun."
"Bir şey gerekirse lütfen çekinme, arkadaşız artık"
Geoerge'un yanından ayrıldığımda rahatlamıştım ama Joseph'e olan kırgınlığım devam ediyordu. Berathe'nin eşyaları toparlanmış ve arabaya yerleştiriliyordu.
"Hafta sonu yola çıkacağız."dedi Bearthe. Odasında çay içerken "Hazırlıklarını ona göre tamamlarsın."
"Elbette."
"Neyin var senin?Bir tuhafsın bugün."
"Bir şey yok, sana öyle gelmiş."
"Emin misin?"
Başımı sallayıp ayağa kalktım
"Müsaadenle ben gidip hazırlıklarıma başlayayım."
"Öyle olsun git bakalım" diye iç çekti
Odama giderlen Leydi Elizabeth ile karşılaştım Reverans yapıp yanından geçerken arkasından seslendim
"Leydi Elizabeth!"
Yanıma gelip tekrar reverans yaptı
"Düşes..."
"Benimle gelin."
Odama giderken sinirlerimi ne kadar yatıştırabilirim şüpheliydim. Odama girince derin bir nefes alıp takı kutuma yöneldim.Leydi Elizabeth'in kolyesini çıkartıp uzattım
"Joseph'i ziyaretiniz sırasında düşürmüşsünüz."
Leydi Elizabeth zoraki bir gülümsemeyle kolyeyi aldı
"Teşekkürler."
"Ben de teşekkür ederim, evliliğimizi kutla nezaketinde bulunmuşsunuz.Ama kutladığınıza göre bir daha beni ya da eşimi rahatsız etmeniz gerekmez. Şimdi çıkabilirsiniz."
Leydi Elizabeth reverans yapıp odadan çıktı. Bu işin burada bitmeyeceğini tahmin etsem de rahatlamıştım
Eve döndüğümde bir süre bahçede kaldım, banklardan birine oturdum.İçeri girip Joseph ile konuşmak istemiyordum.Bir süre sonra
"Üşüyeceksin."diye bir sesle başımı çevirdim Joseph üzerindeki pelerini çıkartıp omzuma koydu. Yanıma oturduktan sonra konuşmaya devam etti
"Bana hala kızgın mısın?"
"Evet."
Joseph yüzümü kendisine çevirdi
"Kendimi affettirmek için ne yapmam gerek?"
"Bir şey yapman gerekmez."diye mırıldandım "Aslında kısmen de olsa sana hak vermedim değil."
Joseph hafif bir kahkaha attı
"Efendim?"
"Leydi Elizabeth... Kolyesini verirken az daha saçını yolacaktım.
Joseph sarılıp başımı öptü
"O halini görmek isterdim."
"Hoş olacağını sanmam."diye gülümsedim "Bu arada iki gün sonra İngiltere'ye yola çıkıyoruz."
"Elimi çabuk tutayım o zaman."
"Sen gerçekten bizimle mi gelmeye çalışacaksın?"Joseph'in bu konuda ciddi olacağını düşünmemiştim.
"Çalışmayacağım geleceğim."
"Yanımda olman gerçekten iyi olur."Yanağını öpüp ayağa kalktım "Sen zatüre olmadan içeri girelim."
İçeri girdiğimizde Joseph beni mutfağa götürdü. Çok güzel bir sofra hazırlanmıştı
"Bunları tek başına mı hazırladın?"
"Yasemin'den yardım aldım."diye gülümsedi. "Kendimi affettirmek için".
"Ve işe yaradı."Yanağını öpüp gülümsedim "Teşekkürler."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Geçmişten Gelen
Historical Fiction15 yıldır İspanya'da olan Barones Carmen Escoder. Zamanında annesine yapılanların intikamını almak için memleketi Fransa'ya döner ama hepasa katmadığı bir şey vardır: aşık olmak.