Ölen tüm şehitlerimize Allah'tan rahmet, ailelerine baş sağlığı diliyorum.İnşallah bu karanlık günler tez zamanda biter ve eski gibi bu vatanda kardeşçe, huzur, güvenlik, barış ve refah içinde yaşamaya başlarız.
---------------------------------------
"Gerildin bakıyorum."dedi Joseph muzip bir ifadeyle
"Sana öyle gelmiş." diye mırıldandım, duygularım anında yüzüme yansımak zorunda mıydı!
"Öyle olsun."diye iç çekti "Çoğu zaman kendini ana bırakmak en iyisidir Carmen."
"Biliyorum, artık yemeğe başlayabilir miyiz?"
Yemek sırasında aramızda başka bir konuşma geçmedi.Joseph bana bir şey söylemek istiyordu belliydi ama cesaret bulamıyordu bir türlü
"Deminden beri ne söylemek istiyorsun?"dedim yemekten sonra evin içine girdiğimizde "Yemek boyunca kıvranıp durdun."
Joseph sorum üzerine yürümeyi bıraktı, ben de ona döndüm
"Sabah Victor gelmeseydi bana engel olur muydun?"diye hızlıca sordu,sanki büyük bir sıkıntıdan kurtulmuş gibi bir hali vardı.Bu sefer de ben sıkılmıştım.Normalde hemen her konuda dirayetli bir insanımdır ama söz konusu Joseph olunca dirayetli olabilir miyim emin değildim.
"Elbette engel olurdum."dedim kaşlarımı çatıp "Sen ne sanıyordun kendimi sana bırakacağımı mı?"Başımı iki yana salladım "Onun için sana aşık olmam gerekir ki değilim."
"Çok kötü bir yalancasın Carmen Maria Escoder ama..."dedi Joseph bana iyice yaklaşıp "Belki de haklısındır, bunu bir deneyelim."
Joseph beni öperken bir iki saniye ne yapacağımı bilemedim, beynim uyuşmuştu sanki.En sonunda kendime gelip suratına bir tane tokat attım
Bir şey demeden yanından uzaklaştım.Bu mümkün değil diye düşünüyordum.Duygularımı belli etmiş olamam değil mi? Joseph'in bilmesi işleri zorlaştırırdı, belki de bu yüzden Joseph'i başımdan savamıyordum, duygularının karşılıksız olmadığını biliyordu çünkü.Odamda dört dönerken burada geçireceğim birkaç günün benim için çok zor olacağından adım gibi emindim. Mümkünse buradan gidene kadar odadan çıkmak istemiyordum, o kadar utanç verici ve sinir bozucu bir durum ki...İkindiye kadar odamdan çıkmadım da , kimseyle görüşmek istemiyordum.İkindiye doğru kapımın tıklatılmasıyla ani bir hareketle kapıya döndüm, Joseph olmaması için dua ediyordum
"Girin!"
Damia elinde bir kağıtla içeri girdi, rahatlamanın etkisiyle derin bir nefes aldım.Reverans yaptıktan sonra
"Bu size gelmiş Barones."dedi "Masanıza bırakıyorum."
Zarfı masama koyduktan sonra odamdan çıktı. Zarfa baktım, İspanyolca yazılmıştı ve kimden geldiğini tahmin ediyordum.Yüzümde gülümsemeyle açtım zarfı
" Canım Arkadaşım Maria,
Umarım iyisindir. Fransa'ya gittiğinden beri aklım sende. Dük Jhan Tell ile karşılaştın mı karşılaştıysan neler oldu o kadar merak ediyorum ki... Anlattığın kadarıyla o adam tekin değil Maria, dikkatli ol ne olur. Zavallı annene yaptıklarını biliyorsun kim bilir sana neler yapar.
Yasemin de iyidir umarım. O cadıyı da seni de nasıl özledim anlatamam
Bana gelirsek son günlerde daha mutluyum, Herman'dan ayrıldım. Beklediğin bir şeydir herhalde, sevinmişsin diye de düşünüyorum, bana az destek olmamıştın. Boşanma işlemleri yeni bitti ve kendimi toparlamak için bir süreliğine yanına gelmek istiyorum, zaten Fransa'ya uğramak aklımdaydı uğramışken birkaç gün de sende kalırım diye düşündüm.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Geçmişten Gelen
Ficción histórica15 yıldır İspanya'da olan Barones Carmen Escoder. Zamanında annesine yapılanların intikamını almak için memleketi Fransa'ya döner ama hepasa katmadığı bir şey vardır: aşık olmak.