"Sağ ol arkadaşım. Şimdilik Dük Jhan ile ilgili bir ya da iki hamlem kaldı.Onunla ilgilenmeye bir süre ara verip başka biriyle ilgilenmeliyim.Kahvaltıya kalır mısın?"dedim sandalyeye oturup "Kahvaltıdan sonra çıkmam gerekiyor."
"Eşlik etmemi ister misin?"
"Pier yanımda olacak, yalnız halletsem daha iyi."
Kahvaltıdan sonra ben üstümü değiştirmek için odama çıktım Berissa da evine gitti.Mösyö Pier ben hazırlanıp aşağı indiğimde çoktan hazırdı
"Fayton dışarıda bekliyor hanımefendi."
Mösyö Gio ile karşılaşmak fikri bile karnıma sancı saplanmasına neden oluyordu.Karnım gerilmeye başlamıştı, derin bir nefes aldım, ailemden bir kişiyi daha kaybetmeyecektim.
Mösyö Gio çok lüks bir yerde yaşıyordu.Evin bahçesinden geçerken bahçıvan karşıladı bizi
"Hanımefendi yardımcı olabilir miyim?"
"Ben Mösyö Gio ile görüşecektim, kendisi evde mi?"
"Üzgünüm, kendisi doğum günü için alış-verişe gitti."
"Doğum günü?"
"Düşes Tell'in iki gün sonra doğum günü..."
Tabii ya! Amabella benden 1 ay önce doğmuştu. Sanırım karşılaşma için iki gün daha bekleyebilirdim. Joseph mani olmazsa Amabella beni muhtemelen davet ederdi.
"Peki teşekkürler."
"Kim gelmişti diyeyim?"
"Önemli değil."diye gülümsedim "Mösyö Gio'yu çok eskiden tanırdım, sadece merhaba demek istemiştim sorun değil."
Şatoma vardığımda bahçede Rosa biriyle tartışıyordu.Kşi görüş mesafeme girdiğinde o kişinin Herman olduğunu fark ettim.Yanlarına varınca
"Herman buradan git hemen!"diye çıkıştım "Rosa'yı rahatsız etmeye hakkın yok!"
"Maria sen bu işe karışma!"
"Rosa benim kardeşim gibidir."dedim gözlerinin içine bakıp "Elbette karışırım!"
Arkamda duran Rosa'ya bakıp "Seni bırakmayacağım."dedi "Şimdi gidiyorum ama senin de yanımda götürmeden Fransa'dan ayrılmayacağım Rosa.
Herman gittikten sonra Rosa'ya baktım, ağlamak üzereydi.
"Benden daha ne istiyor?" dedi sarılıp "Evliliğimi kabusa çevirmesi yetmedi mi?"
"Sanırım erkekleri anlayamayacağız canım."diye iç çektim Joseph'i düşünüp "Herman'ı kafana takma, ne yapabilir ki?"
"Herman'ı tanımıyormuş gibi konuşma lütfen."
"Elbette tanımıyorum ama... Herman arada farazi de konuşur bilirsin. Sen içini ferah tut."
Şatodan içeri girince odama çıkıp uzandım, hamileliğimin başlarında olmama rağmen kendimi bitkin hissetmeye başlamıştım, neyse ki mide bulantımın şiddeti azalmıştı, arada midem kalkıyordu sadece. Vera odama girene kadar gözlerimi kapatıp sessizliğin tadını çıkarttım
"Barones, Kontes Roche geldi."
"Tamam geliyorum."dedim gözlerimi açıp "Vera biraz bekle sana bir şey söyleyeceğim."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Geçmişten Gelen
Historical Fiction15 yıldır İspanya'da olan Barones Carmen Escoder. Zamanında annesine yapılanların intikamını almak için memleketi Fransa'ya döner ama hepasa katmadığı bir şey vardır: aşık olmak.