Yasemin ve diğer nedimelerim üstümü değiştirmek için geldiğinde boş bir ifadeyle pencereden dışarı bakıyordum. Yasemin bir şeyler olduğunu anlamıştı, nedimelere dönüp
"Dışarı çıkın."dedi "Sabah gelirsiniz."
Nedimelerim gittikten sonra Yasemin yanıma oturdu
"Ne oldu?"dedi endişeyle
"Şu an konuşmak istemiyorum Yasemin.Belki sonra..."
"Dük sana bir şey mi yaptı yoksa."diye feryat etti, heyecanlandığından anadili olan Arapça söylemişti. Ben de Arapça cevap verdim
"Hayır. Yani tam değil..."
Olanları anlattım
"Allah o Dük Jhan Tell'i bildiği gibi yapsın."dedi Yasemin sinirle "Onun yüzünden düştüğünüz duruma bak!"
"Her şey olacağına varır."diye mırıldandım "Uyumak istiyorum, yalnız kalabilir miyim?"
"Tabii..."
Yasemin odadan çıkarken
"Senin için dua edeceğim kardeşim."dedi "İyi geceler."
"Sana da."
Sabah uyandığımda kendimi uyuşmuş gibi hissediyordum. İçimden gelmeyerek üstümü değiştirdim ve yine içimden gelmeyerek kahvaltıya indim.Sandalyeye otururken Joseph ve Leydi Elizabeth'in konuşarak salondan içeri girdiğini gördüm.Karşımdan geçerken Joseph bana baktı ama bakışları eski Joseph'in bakışları değildi. İlk defa çok soğuk bakıyorlardı.
Kahvaltıdan sonra bahçeye çıkıp fıskiyeli havuzun yanına gittim,Joseph'i sevip sevmediğimden emin değildim, sadece kalbini kırdığım için üzülüyordum.Evet Yasemin'in madamın ve Bearthe'nin dediği gibi aramızda çekim olabilirdi ama ben hiçbir zaman bir erkek için karalar bağlayan bir insan olmadım. Ve Joseph ile bir zamanlar yakın arkadaş olmasaydık asla böyle olmaz, çoktan normal yaşantıma dönerdim. Joseph'in bulunduğum yere doğru geldiğini fark ettiğimde ben de oradan uzaklaşıp lavanta tarhlarının bulunduğu yere gittim. Annemle özleştiği içindir belki de bilmem, lavantalar sakinleşmeme yardımcı olur. Yasemin yanıma gelip reverans yaptı
"Seni yalnız bırakmak istemedim, iyi misin?"
"İyiyim."dedim elinden geldiğince neşeli davranıp "İyi olmamam için bir neden yok."
"Buna sevindim.Dün baya üzgündün."
"Geçti."dedim gülümseyip "Şatoya gidip Mösyö Pier'e Tell şatosuna gidecek yatağı yollayıp yollamadığını sorar mısın? Hususi olarak Dük Jhan almalı yatağı."
"Olur, nedenini çözemedim ama..."
Yasemin gittikten sonra ben de saraydan içeri girdim. Sarayın muazzam bir kütüphanesi vardı bundan faydalanmamak benim gibi kitap delisi biri için aptallık olurdu. Kütüphanenin bulunduğu koridorda Amabella ile karşılaştım, mutluluktan olsa gerek gözleri ışıl ışıldı
"Günaydın."dedi gülümseyip "Ben de seni arıyordum. Anlatacaklarım var."
"Odama gidelim o zaman."dedim ne anlatacağını az çok tahmin edip "Sanırım uzun bir konuşma olacak."
"Sen...Tanrım! Carmen Philipe seninle konuştu değil mi?"
"Evet."dedim gülümseyip
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Geçmişten Gelen
Historical Fiction15 yıldır İspanya'da olan Barones Carmen Escoder. Zamanında annesine yapılanların intikamını almak için memleketi Fransa'ya döner ama hepasa katmadığı bir şey vardır: aşık olmak.