32.Bölüm

2K 149 1
                                    

Gözlerimi açtığımda saat neredeyse gece yarası olacaktı. Hemen yataktan çıkıp ahıra gittim. Joseph beni merak etmiş olmalıydı. Tek tesellim yeni evimizin saraya yakın olmasıydı, eve çabucak varabilirdim. Atıma binip dörtnala sürmeye başladım.

Eve vardığımda Joseph hemen bahçeye çıktı

"Seni çok merak ettim."dedi sarılıp "Neden bu kadar geciktin?"

"Uyuyup kalmışım."dedim mahcup bir biçimde "Çok üzgünüm, ne kadar telaşlandığını tahmin edebiliyorum."

"Sen buradasın ya..."

"Üşümeye başladım, içeri geçelim."

Joseph bana sıkıca sarılınca yürümeye başladık. İçeri girmeden ısınmıştım. Ben üstümü değiştirirken Joseph de yatakta uzanmış gözlerini dinlendiriyordu

"Balo nasıl geçti?"dedi bir ara, aynadan yansımasına baktım hala gözleri kapalıydı

"Kalabalık ve gürültülü."diye cevap verdim "Gerçekten bir şey kaçırmadın."

"Amabella'yı gördün mü?"

"Hayır. Doğrusu tuhaf bir durum, şimdiye kadar yanıma gelip seni sorması gerekirdi."

"O da hazırlıklarla meşguldü, yarın başına ekşir merak etme."diye gülümsedi.

Yanına uzanıp sarıldım, bu an tüm yorgunluğumu almaya yeterdi

"Haklısın. Artık evlendiğimizi duymuştur herhalde."

"Bir süredir Markiyle birlikteydi sanırım, duymamış olabilir."

Joseph beni kendine çekip alnımı öptü.Yüzümü öperken durdurmak zorunda kaldım

"Hayatım bebeğimizi unutuyorsun."

Joseph bir süre durup karnımı öptü "Evlat bana gerçekten borçlusun."diye iç çekti

"Mızıkçılık yapma."diye takıldım yanağını öpüp "Çok uykum var uyuyalım artık."

Sabah at kişnemesiyle uyandık. Pencereden baktığımızda Dük Jhan atından inmiş eve doğru yürüyordu. Bizim kaldığımız yeri nasıl bulmuştu bu adam? Sinirden nefes alışımın hızlandığını hissediyordum. Joseph elimi tutup beni kendine çevirdi

"Birlikte üstesinden geleceğiz."dedi gülümseyip "Sen burada bekle ben babamla konuşayım."

Joseph gidince ben de olanları izlemek için pencereden bakmaya devam ettim. Dükün kızgın olduğunu bu mesafeden bile fark edebiliyordum. Joseph bahçeye çıkınca yürümeyi bıraktı Dük. Baba oğlun ne konuştuğunu anlayamasam da ikisinin de giderek artan sinirini görmemek mümkün değildi. En sonunda dük Jeseph'i hafifçe itip evden içeri girdi. Elbette "Carmen!"diye bağırması da anında duyuldu. Derin bir nefes alıp aşağı indim. Dükle daha kötü karşılaşmaları yaşamıştım en kötüsü bu olacak değildi

"Ne istiyorsunuz?"diye çıkıştım "Bizi rahat bırakın!"

"Asıl sen bizi rahat bırak!"dedi Dük yanıma gelip "Fransa'ya döndüğün günden beri ben de ailem de rahat yüzü göremedi. Şimdi de aileme girebileceğini düşünüyorsun!"

"Düşünmüyorum, girdim bile. Siz kabul edin ya da etmeyin Joseph ve ben evlendik!"

"Josep avukatından çocuk peydahlamış olmana rağmen nasıl seninle evlendi anlamıyorum zaten. Ama bu düzelecek. Kilise kocana olan sadakatsizliğini öğrendiğinde nikahınız geçersiz olacak."

Geçmişten GelenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin